Bağımlı Kişilik Bozukluğu: Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri

Bağımlı Kişilik Bozukluğu (BKB), bireyin aşırı derecede bağımlı, başkalarına muhtaç hissettiği, kendi kararlarını almakta zorlandığı ve sürekli olarak destek arayışında olduğu bir kişilik bozukluğudur. Bu bozukluk, Amerikan Psikiyatri Birliği 'nin (APA) DSM-5 tanı kriterlerinde yer almakta ve genellikle erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkmaktadır. BKB, bireylerin sosyal ve mesleki işlevselliğini olumsuz etkileyen, yaşam kalitesini düşüren ve ilişkilerde dengesizliğe yol açan bir durumdur.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu Belirtileri

Bağımlı Kişilik Bozukluğu, belirli bir dizi davranışsal ve duygusal belirtinin bir araya gelmesiyle teşhis edilir. Bu belirtiler şunları içerebilir:

Karar Verme Güçlüğü: Birey, günlük kararlar da dahil olmak üzere, başkalarının tavsiye ve onayına ihtiyaç duyar. Özgüven eksikliği nedeniyle kendi kararlarını almakta zorlanır.

Aşırı Uyum ve İtaat: Başkalarının istek ve taleplerine karşı aşırı derecede uyumlu davranır, kendi ihtiyaç ve isteklerini geri planda tutar. Bu durum, kötüye kullanılma veya istismar edilme riskini artırabilir.

Yalnız Kalma Korkusu: BKB olan bireyler, yalnız kalmaktan veya terk edilmekten yoğun bir şekilde korkarlar. Bu korku, onları sağlıksız ilişkilere veya kötü muameleye maruz kalmaya zorlayabilir.

Destek Arayışı: Sürekli olarak başkalarından destek ve güvence ararlar. Bir ilişki sona erdiğinde, hemen yeni bir ilişki arayışına girerler.

Sorumluluk Üstlenememe: Kendi başlarına bir projeye başlamakta veya sorumluluk almada zorlanırlar. Başkalarının liderliğine ve yönlendirmesine ihtiyaç duyarlar.

Kendini Değersiz Hissetme: Birey, kendini sürekli yetersiz, değersiz veya güçsüz hisseder. Bu duygular, kişinin bağımlı davranışlarını pekiştirir.

İlişkiyi Devam Ettirme Çabası: İlişkiyi sona erdirmek yerine, sıkıntılı bir ilişkide bile kalmayı tercih ederler. Bu, terk edilme korkusuyla bağlantılıdır.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedenleri

Bağımlı Kişilik Bozukluğu 'nun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ailede benzer kişilik bozuklukları olan bireylerin varlığı, çocukluk döneminde aşırı koruyucu veya baskıcı ebeveynlerin etkisi ve kişinin genetik yatkınlığı bu bozukluğun gelişiminde rol oynayabilir.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu Tedavi Seçenekleri

Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nun tedavisi genellikle uzun vadeli bir süreçtir ve bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Tedavi seçenekleri şunlardır:

Psikoterapi:

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını tanımlamasına ve bunları değiştirmesine yardımcı olur. BKB’de, kişinin bağımlı düşünce ve davranışlarının altında yatan nedenlere odaklanılır. Psikodinamik Terapi: Bu terapi türü, bireyin geçmişteki ilişkilerinin ve çocukluk deneyimlerinin mevcut bağımlı davranışları nasıl şekillendirdiğini anlamasına yardımcı olur. Kişinin kendi içsel çatışmalarını çözmesi amaçlanır. Destekleyici Terapi: Terapi sürecinde bireyin özgüvenini ve bağımsızlık duygusunu geliştirmeye yönelik destekleyici yaklaşımlar kullanılır.

İlaç Tedavisi:

BKB genellikle ilaçla tedavi edilmez. Ancak, bu bozukluğa eşlik eden depresyon veya anksiyete gibi semptomlar varsa, antidepresanlar veya anksiyolitikler gibi ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavisi, psikoterapi ile birlikte uygulanabilir.

Grup Terapisi:

Grup terapisi, bireyin başkalarıyla etkileşimde bulunarak bağımlılık düzeyini azaltmasına ve sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir. Bu terapi türü, kişinin benzer sorunlarla başa çıkan diğer bireylerden destek almasını sağlar.

Aile Terapisi:

Aile terapisi, BKB olan bireyin aile üyeleriyle birlikte çalışmasını içerir. Bu terapi, aile içi dinamikleri anlamayı ve bireyin bağımsızlık kazanmasını destekleyen bir aile ortamı yaratmayı hedefler.

 

Bağımlı Kişilik Bozukluğu , bireyin yaşamında önemli zorluklara yol açabilir; ancak uygun tedavi ve destekle, bu bozukluğun olumsuz etkileri azaltılabilir. Bireyin bağımsızlık kazanması, özgüveninin artması ve sağlıklı ilişkiler kurması tedavi sürecinin temel hedeflerindendir. Uzun vadeli bir yaklaşım gerektiren bu süreçte, profesyonel yardım almak oldukça önemlidir.