Başkan Adayı Saraç: "sizi tarih yazmaya, 144 yıl sonra istanbul’a kadın baro başkanı seçmeye ve cumhuriyetin 100. Yılına kadın başkanla girmeye davet ediyorum
Dünyanın en büyük ve Türkiye'nin ilk barosu olan İstanbul Barosu ’nun ilk kadın başkanı olmak için adaylığını koyan Filiz Saraç , "Bugün kadın avukat sayımız erkek sayısından fazla. Baromuz 144 yıldır temel hakların mücadelesini veriyor. Ancak 144 yıldır kadın baro başkanı olmadı. O halde en temel hak olan eşitliği sağlamanın tam zamanıdır. Bugün sizi sadece grubumuza oy vermeye değil, tarih yazmaya, 144 yıl sonra İstanbul’a kadın baro başkanını seçmeye ve Cumhuriyetin 100. yılına kadın başkanla girmeye davet ediyorum. Bir avukat olarak kimsenin karşısında eğilmedim. Hiçbir gücün karşısında eğilmeyeceğime söz veriyorum" dedi.
İstanbul Barosu'nun yeni başkanının seçileceği 52'nci Genel Kurul toplantısı Haliç Kongre Merkezi'nde sürüyor. İki gün sürecek olan genel kurulda 8 avukatlık grubundan 9 aday başkanlık için yarışıyor.
İstanbul Barosu seçiminde başkanlık için yarışacak isimlerden biri de Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’nun ön seçimle belirlenmiş adayı Av. Filiz Saraç oldu. Saraç, İstanbul Barosu’nda Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterlik, Türkiye Barolar Birliği’nde (TBB) Yönetim Kurulu Üyeliği gibi görevlerde bulundu.
Saraç, adaylığını ilan ettiği konuşmada, bu genel kurulun tarih yazmak için bir fırsat olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"HUKUK DEVLETİNDEN GİTTİKÇE UZAKLAŞTIĞIMIZ BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ: Her gün temel hakları hiçe sayan, peşpeşe çıkan yasaların karmaşası ve hukuka aykırı uygulamaların içinde mesleğimizi yapmaya çalışıyoruz. Ülkemiz bugün denetim mekanizmaları olmayan bir başkanlık sisteminin hukuk devletini ortadan kaldıran sürecini yaşamaktadır. Yargı bağımsızlığı ağır derecede zedelenmiş durumdadır. 2003 yılında İstanbul Barosu Belgeseli'nin genel koordinatörlüğünü yaptım. Bu çalışma sırasında baronun tanık olduğu bütün dönemleri incelediğimde de gördüğüm üzere, İstanbul Barosu hak ihlali gördüğünde itiraz eden olmuştur. Hak ihlalleri de iktidarlardan, gücü elinde bulunduranlardan gelir. Bu sebepledir ki barolar, hak ihlali olduğunda konuşurlar, itiraz ederler ve muhaliftirler.
PARLAMENTER SİSTEM TALEBİMİZ, KUVVETLER AYRILIĞI VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI VAZGEÇİLMEZİMİZDİR: Seçilmem halinde İstanbul Barosu’nda görev yapmış ve yapmakta olan tüm başkanlarımız gibi, hukuk devleti ilkelerine uymayan, hukukun üstünlüğüne aykırı uygulamalara itiraz eden bir baro başkanı olacağım. Başkanlık sistemi ile kuvvetler ayrılığı daha da alt üst edilmiştir. Parlamenter sistem talebimiz, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı vazgeçilmezimizdir. Yasaları uygulayanlar olarak avukatların meslek örgütü barolarımızın Meclis’e doğrudan yasa teklifi verebilmesi, baroların ve TBB’nin doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açabilmesi için düzenlemelerin takipçisi olacağız. Temel haklara aykırı yasa ve uygulamaları takip ve mücadele edeceğiz.
BAŞKAN OLURSAM İNSAN HAKLARI İHLALLERİNDE NELER Mİ YAPACAĞIM? DAHA ÖNCE YAPTIKLARIMI: Başkan olursam insan hakları ihlallerinde neler mi yapacağım? Daha önce yaptıklarımı yapacağım. İstanbul Barosu Genel Sekreterlik dönemimde Pamukova tren kazasının ertesi günü tespitler yapan baro heyetindeydim. Depremde çöken kız yurdu için Bingöl’deydim. Aladağ'daki yurt yangını ve Çorlu tren kazasında TBB Yönetim Kurulu üyesi olarak duruşmalardaydım. Elazığ depremi sonrası Elazığ’daydım. Baro yöneticisi olmadığım 99 depreminde çöken binaların arasında tespitteydim. STK olarak Aydos Ormanı'nın imara açılmamasına karşı verdiğimiz mücadelede başarılı olduk. Düzce selinde sorumluların bulunması için yaptığımız suç duyurusunda bulunduk. Soruşturmaya izin verilmeyince de yaptığımız itirazla kararı kaldırttık. 8 gün önce Bartın’da madende bir iş cinayeti yaşandı. Yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere insan hakları ihlalleri bitmiyor ve bunlar için mücadeleye devam edeceğiz. Bu vesileyle hayatını kaybeden tüm madencilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yurttaşın gücünün yetmediğini gördüğümüz temel haklara ilişkin mağduriyette yanlarındaydık. Yanlarında olmaya devam edeceğiz.
SANSÜR YASASINA, MESLEKTAŞLARIMIZA YAPILAN SALDIRILARA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ: Sansür yasasına ilişkin tüm toplumun üstüne gelen çığın bir afet gibi toplumu demokrasimizi, düşünce ve kanaat özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü tehlikeye soktuğu açık. Sansür yasasına karşı İstanbul Barosu olarak mücadele edeceğiz. Adil yargılanma talebindeki Selçuk Kozağaçlı, toplumsal muhalefetin olduğu yerde mücadele veren, toplumsal davaların avukatı Can Atalay içinde İstanbul Barosu’nun mücadelesini sürdüreceğiz. Meslektaşlarımız da görevlerini yaparken şiddete maruz kalıyor. Avukatlık mesleğinin saygınlığına yapılan her saldırı vatandaşın hak arama özgürlüğüne savunma hakkına saldırıdır. Avukatsız bir yargı isteyen anlayışın kullanılan haksız söylemler avukatlara şiddeti arttırıyor. TBB Yönetim Kurulu üyesi olarak TBB adına müdahil olduğum ve duruşmalarını takip ettiğim meslektaşım Av. Ersin Arslan'ı, yakın zamanda Bakırköy’de katledilen Av Servet Bakırtaş’ı rahmetle anıyorum. Hiçbir meslektaşımızın şiddet mağduru olmaması için, meslektaşlarımıza yönelik şiddette baroların kayıtsız şartsız müdahil olabilmelerini sağlamak için mücadeleyi sürdüreceğiz.
GENÇÇ MESLEKTAŞLARIMIZIN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ: Hukuk fakültelerinin plansız ve programsız mezun vermeleri üzerinde elbette ki mücadele edeceğiz. Müfredatlarının daha iyi hale gelmesi için talepkâr olacağız. Bütün meslektaşlarımızın özellikle de genç meslektaşlarımızın ve stajyer avukatların çözüm bekleyen birçok sorunu bulunuyor. İş alanlarının daralması, ekonomik ve sosyal zorluklar özellikle genç meslektaşlarımızın geleceğe dair umutlarını yitirmesine neden oluyor. Umudunu yitirmeyin genç meslektaşlarım. Yeni döneme ilişkin projelerimizi genç meslektaşlarımızla birlikte hazırladık. Şubat ayından bu yana plan ve projelerimizi, geleceği inşa edecek siz genç avukat meslektaşlarımızla ve stajyer avukatlarımızla birlikte hazırladık ve birlikte hayata geçireceğiz. Genç meslektaşlarımızın sayısından yakınmayacak, bu gücü mesleğin gücüne dönüştüreceğiz. Genç meslektaşlarımız başta olmak üzere ekonomik ve sosyal sorunlarına baronun yetkileri çerçevesinde çözümler bulacağız. Bu öncelikli hedefimiz olacak. Geçmişin deneyimi ile gençliğin vizyonunu ve dinamizmini bir araya getirerek mesleğimize daha da büyük katkılar sunacağız.
CMK AVUKATLARIMIZIN BİRÇOK SORUNU VAR: Ceza Muhakemesi Kanun'u (CMK) kapsamındaki avukatlık ücret tarifesinin arttırılması ve uzlaştırmacıların avukatlardan oluşması için mücadelemize devam edeceğiz. Adliyelerin yönetiminde söz sahibi olacağız. 2005 yılında İstanbul Barosu CMK Komisyonu'ndan sorumluydum. Yasa değişiklikleri olmuştu. Ödemelerde sıkıntı olmuştu. Ve ilk eylem kararını almış ve bazı istisnalar dışında durdurmuştuk. CMK'da KDV yüzde 8'e indirildi. Vergi muafiyeti sağlanmasına için uğraşacağız. Dünya düzeninin gittiği yerin avukatlık mesleğine nerelerde iş alanları yaratacağını tespitle, ülkemiz avukatlarını dünya ölçeğinde avukatlar haline getirecek tahlilleri genç avukatlarla birlikte yapmalıyız. Dünya baroları ile yapılacak iş birliği protokolleri ile her yaş grubunda meslektaşımızın ilgi duydukları alanlarda kendilerini geliştirme imkanı sağlamalıyız.
ÇEVREYE DUYARLI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Baromuzun çevre kent ve imar hukuku alanındaki, iklim değişikliği komisyonlarımızın alanındaki çalışmalarını daha da artıracağız. İstanbul’un akciğerleri Aydos’un imara açılmaması için STK nezdinde yürüttüğümüz ve imar planının iptali ile sonuçlanan mücadeleye benzer çevre için mücadelemizi baromuzda da devam ettireceğiz. Yeşil bir dünya için, sağlıklı çevrede yaşam hakkı için çalışacağız. Sağlık ile ilgili tüm çalışmaları aile bireylerimizi de kapsayacak şekilde geliştirmeye, devam edeceğiz. TBB Yönetim Kurulu üyeliğim sırasında çoklu baroya ve temsilde adaletsizliğe karşı mücadele verenler arasındaydım. Ankara’da baro başkanlarını karşılayan onlarla polis barikatlarında kalandım. Meslek örgütlerini susturmak isteyen, barolarımızı bölen anlayışlara karşı mücadelemiz sürecektir.
SEÇİLDİĞİM TAKDİRDE 144 YILLIK İSTANBUL BAROSU’NUN İLK KADIN BAŞKANI OLACAĞIM: 32 yıldır adliye koridorlarında sizler gibi avukatlık yapmaktayım. İstanbul Baromuzda Yönetim Kurulu Üyeliği, Genel Sekreterlik, Başkan Yardımcılığı olmak üzere birçok görevde bulundum. TBB Danışma Eğitim Kurulu Üyeliği ve Staj Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyeliği yaptım. 2017-2021 döneminde TBB Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. 'Avrupa Konseyi Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Ortak Projesi'nde TBB Temsilcisi, 'TBB Kadın Hukuku Komisyonu Koordinatörlüğü', 'Türkiye Barolar Birliği CMK Komisyon Başkanlığı' görevlerinde bulundum. Yaptığım görevlere, önseçim sonrası aday olarak geldim. Demokrasiye gönülden inanıyorum. Bu nedenle grubumuzda bütün kurullarımızı ön seçimle belirledik. Baro başkanlığını meslektaşlarımızla birlikte yürütmek, mesleğimizin ihtiyaçları ve sorunlarına birlikte çözüm bulmak olarak görüyorum. Seçildiğim takdirde 144 yıllık İstanbul Barosu’nun ilk kadın başkanı olacağım.
İSTANBUL BAROSU MESLEK ÖRGÜTÜNDEN İBARET DEĞİLDİR: İstanbul Barosu meslek örgütünden ibaret değildir. Çünkü, İstanbul Barosu tarihsel mücadelenin örgütüdür. İstanbul Barosu, eşinden şiddet gören, katledilen kadınlarımızın, istismara uğrayan çocuklarımızın çığlıklarına kayıtsız kalmayanların, kulağını tıkamayanların örgütüdür.
CUMHURİYET’E VE ATATÜRK’E HEPİMİZİN BORCU VAR: İstanbul Barosu, adalet diyen ama sesini duyuramayanların sesidir. Bugün İran’da Afganistan’da kadınlar hakları için mücadele veriyor. Selam olsun diyorum. Bu hakları bize yıllar önce sağlayan Cumhuriyet’e ve Atatürk’e hepimizin borcu var. Çok sayıda baromuz genel kurullarını tamamladı. Seçilen tüm başkanlarımız kutluyor ve başarılar diliyorum. Ancak Artvin -Ayla Varan, Bilecik -Halime, Bitlis -Gülhan Bayram Sekmen, Bolu – Perihan Bengü Akşemsettin, Çanakkale Hande Keskin, Ordu-Sibel Torun, Sakarya-İlknur Ebiz Yıldız, Samsun-Pınar Gürsel Yıldıran, Sinop-Funda Öztürk Yıldıran, Trabzon-Duygu Keleş Aydın, Tunceli-Fatma Kalsen, Yalova-Elif Turnacı Çavuş… Kadın baro başkanlarıma buradan ayrıca selam gönderiyorum. Siz meslektaşlarımızın desteği ile çok yakında İstanbul Barosu Başkanı olarak aralarına katılacağıma inanıyorum.
SİZİ CUMHURİYETİN 100. YILINA KADIN BAŞKANLA GİRMEYE DAVET EDİYORUM: Bugün kadın avukat sayımız erkek sayısından fazla. Baromuz 144 yıldır temel hakların mücadelesini veriyor. Ancak 144 yıldır kadın baro başkanı olmadı. O halde en temel hak olan eşitliği sağlamanın tam zamanıdır. Bugün sizi sadece grubumuza oy vermeye değil, tarih yazmaya, 144 yıl sonra İstanbul’a kadın baro başkanını seçmeye ve Cumhuriyetin 100. yılına kadın başkanla girmeye davet ediyorum. Bir avukat olarak kimsenin karşısında eğilmedim. Hiçbir gücün karşısında eğilmeyeceğime söz veriyorum. Ama bu imkanı sağlayan Atatürk huzurunda bu yolu açan ilk kadın avukatımız Süreyya Ağaoğlu’nun hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum."
HABER: EDDA SÖNMEZ- OKTAY YILDIRIM / KAMERA: SADIK KARAKULOĞLU