CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman'dan, AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın'a cevap

CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman , AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın ’ın yaptığı açıklamaya cevap verdi.

 

CHP Kars il Başkanı Taner Toraman'ın yaptığı yazılı açıklaması şöyle: “İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanımız sayın Ekrem İmamoğlu 'na haberlerden de izlediğiniz üzere haksız verilen bir ceza ve siyaset yapma yasağı nedeniyle İstanbul'da bulunduğum sırada 15.12.2022 tarihinde AKP İl Başkanı Sn. Adem Çalkın tarafından yerel basında yayınlanan açıklamalara cevaben, öncelikle siyasi polemikten uzak bir dil takınılması gerektiğini söyleyen insanların kendi siyasi beklentileri adına açıklamalarda bulunması hoş görülebilir. Ancak Cumhuriyet’in kuruluşu ile eşdeğer bir tarihe sahip CHP’nin kişisel ikbal arama adına ne aradıklarını bilmeyen siyasetçilerinin dilinde pelesenk olmasına, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılında var olan Cumhuriyet Halk Partisi ’nin Kars İl Başkanı olarak izin vermeyeceğimin bilinmesini isterim.

 

Halk tarafından ve kamuoyunun bildiği şekilde CHP, bu ülkenin kuruluşundan bu yana, 100 yıllık bir tarihle bu ülkenin yeniden kurulmasında, sanayileşmesinde, tarımında, değerler üretmesinde; ahlakında, siyasetinde, geleceği ve varlığıyla milli ve yerli olma şiarında hep olmuştur ve olacaktır. İlimizde belirttiğim, elektrik, doğalgaz kömür ve ilaç fiyatlarındaki olağanüstü üstü zamların vatandaşlara zarar verdiğini ve Arpaçay Doğruyol Köyü öğrencilerinin karakışta mandırada eğitim görmelerinin yarattığı problemleri dile getirdiğimde bunların subjektif düşünceler olduğunu açıklıyor, gülelim mi ağlayalım mı? Sizlerin takdirine bırakıyorum.

 

Cumhuriyet’in son çeyreğinde var olan bir partinin il başkanının, bu ülkenin kurucu değerlerine sahip, tanımlayıcı, belirleyici ve yol göstericisi olmuş Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönlendirmiş olduğu bu suçlamalar; haddini aşan, kendini bilmezlik ile tanımlanan bir durumdur.

 

Sn. İl Başkanı’nın, kendi partisi için “Taciz, tecavüz ve yüz kızartıcı suçlar konusunda partimizin azami hassasiyeti malumdur” dediği noktada, kendi partisinin içerisinde değişik görevlerde yetkili ve amir durumdaki yöneticilerinin kamuoyu tarafından da bilinen mahkemelerdeki sonuçlanmış ya da sonuçlanmamış davalarının içeriğinden bihaber olduğunu hatırlatmak gerek. Ama bizler hiçbir zaman partiye mal etmedik etmeyizde bu gibi münferit kişisel olayları yargı çözer. O kadar ki, altı yaşındaki bir çocuğa, yapılan istismarı, toplumsal bir sorun olarak ortaya koyanları İslam düşmanlığı ile ilişkilendirmek değil bir partiye, bu ülkede insanlık ve yaşadığımız bütün insancıl değerler adına yakışmamaktadır.

 

Benim sayın il başkanına naçizane söyleyeceğim şey;

 

“Bir zulüm var ve sen o siyasi akım zarar görmesin diye sineye çekiyorsun ya … Hah işte o zaman kendini sorgulaman lazım..

 

Sn. İl Başkanı, “İstismar iddialarının kanatmadığı ve yaralamadığı hiçbir vicdan yoktur” demiş. Ancak, 2020 yılında mahkemeye aksetmiş bir olayın, 2 yıl sonra bir gazetecinin olayı gündeme getirmesinin üzerinden günler geçmesine rağmen kayıtsız kalan hükümet ve ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın geçmişte de, basın yayın organlarından takip edildiğinde Ensar Vakfı’nda 45 çocuğa yapılan istismar vakalarına ilişkin, “Bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz.” beyanı ortada iken, partimize fütursuzca saldırmanızı anlamak zor değil..

 

Sağlıkta ve eğitimde öğretmen açığı 100.000’lere varan ülkemizde, gerek sağlık, gerek eğitim alanında ülkemizin daha çok istihdama ihtiyaç duyulduğu gerçeğini değiştirmemektedir.

 

Kafkas Üniversitesi ile aynı yıllarda kurulan üniversitelerin gerek öğrenci, gerek akademik, gerekse idari personel anlamında hangi aşamada olduğu; Kafkas Üniversitesi’nin ne kadar eksik kaldığına, ne kadar geri bırakıldığına açık bir örnektir.

 

Sn. İl Başkanı tarafından, “28 Şubat’ta milletimize CHP tarafından yapılanları unutmadık, unutturmayacağız.” söylemi hadsizliğin ötesinde olup; milletin inancını, tarihini, değerlerini bu ülkenin kuruluşundan bu yana sahiplenen Cumhuriyet Halk Partisi’ne, kendi kuruluş tarihi ve geçmişine bakarak bugünden yarına yok olan ve yok olacak bir partinin İl Başkanı olduğunu anımsatmak isterim. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemiyle;

 

“28 Şubat'ta bende fişlendim. Asker ,bürokrat, Polis ve öğretmenler fişlendi, işten atıldı ve hapsedildiler 28 Şubat'ın kimlere yaradığına ve kimlere zarar verdiğine bakmak lazım.

 

Sayın İl Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi’ni Batı’nın kuklası olmakla ve çareyi ithal kafalarda aramakla suçlamış. Oysa ; İlki 1995 yılında olmak üzere, daha İstanbul Belediye Başkanı iken defaatle, toplamda birçok kez Amerika Birleşik Devletleri’ne ziyarette bulunan kendi partisinin genel başkanını unutmuş gözüküyor.

 

Gelelim Cumhuriyet Halk Partisi’nin toplumun değişik katmanlarıyla “helalleşme”si sürecine…

 

CHP 2023 yılında yapılacak olan genel seçimler sonucunda, halkın takdiri ve teveccühü ile 84 Milyon insanla kucaklaşmaktan ve helalleşmekten yanadır. Doğrudur.

 

Ancak CHP, hortumcularla, hırsızlarla, yetim hakkı yiyenlerle, bir yerde görevli iken bir kaç yerden maaş alanlarla işkur dahil bir çok kurumda torpille işe alımlarda partizanlık yapanlarla helalleşmeyecektir.

 

6 yaşında bir çocuğun istismarına karşı olmak İslam düşmanlığı değildir. CHP, bugünkü ve geçmişteki varlığıyla T.C. devletinin laik, İslami ya da farklı inançlara sahip insanlarının kendisidir ve kalesidir. Bu milleti, ayrıştıran, bölüştüren, ötekileştiren anlayıştan uzaktır.

 

Bu ülkede yaşayan türbanlısı da, başı açığı da, inançlısı da, inançsızı da bu ülkenin değeridir, kendini bu ülkenin vatandaşı sayan her insan T.C Anayasası’nın tanımış olduğu her hakkı kullanma ve özgürce yaşama hürriyetine sahiptir.

 

CHP’nin yayınladığı “Kürt Raporu”, CHP’nin halkları ötekileştirmeden birlik ve beraberliği için bir öngörüdür. İktidar olduğundan bu yana Kürt vatandaşlarından Doğu ve Güneydoğu’da oy almasına rağmen, Doğu ve Güneydoğu’nun 57 il ve ilçesine kayyum atayarak, Kürt vatandaşların iradesini yok sayarak, kendi varlığı için Kürt vatandaşlarla helalleşmesi gerekirken kendi olumsuzluklarını sorgulamalıdır.

 

Son olarak ;

 

Ne boyun eğeceğiz, ne boyun eğdireceğiz!

 

Halkımız,

 

Bu haksızlığa sandıkta cevap verecektir!

 

Sandıkta millet ittifakı ile ülkemizin aydınlık geleceğine, halkımızın kardeşçe bir arada yaşayacak yönetim anlayışına sahip olacağı günler yakındır...

 

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.