CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun: “Sosyal Devleti Yeniden Hatırlatıyoruz”

Cumhuriyet Halk Partisi Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun , CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında Yerel Yönetimler ile ilgili gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu:

SOSYAL DEVLETİ YENİDEN HATIRLATIYORUZ

“Bizim belediyelerimiz, iktidarın unuttuğu sosyal devlet anlayışını, topluma yeniden hatırlatıyor. Hep şunu söyledik: Bizim, vatandaşı kandıran çılgın projelere harcayacak tek kuruşumuz yok. Belediyelerimiz de halkın parasını uçuk kaçık projelere değil, toplumun en temel ve en öncelikli ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyor. Kaynakları bir avuç azınlığa değil, toplumun tamamına yayıyor. Her türlü baskıya rağmen; israf değil tasarruf ederek ve harcanan her kuruşun hesabını millete vererek hizmetlerine devam ediyor. Sadece son bir aydaki bazı hizmetlerimizi hatırlatmak isterim: İzmir’de, Halk Konut Projesinin temelini attık. Ankara’da, Batıkent rekreasyon alanı ve 10 yeni parkın temel atma ve açılış törenlerini gerçekleştirdik. İstanbul’da Bostancı-Dudullu metrosunu açtık. Ardından Tuzla’daki sosyal konut projesinin anahtar teslimlerini yaptık. Şuraya dikkatinizi çekmek isterim: Belediyemiz Tuzla’daki konutları 13 ay gibi rekor bir sürede tamamlayarak, hak sahiplerine teslim etti. Tuzla’daki sosyal konut projesinin hemen yanında bir de TOKİ projesi var. 14 aydır inşaat devam ediyor ancak hala yüzde 35 seviyesine gelebildiler. Biz yerel yönetimiz, onlar iktidar. İktidar olmalarına rağmen 14 aydır bitiremediler, anlaşılan 14 ay daha bitiremeyecekler.

İKTİDAR ENGELLEMEYE UĞRAŞIYOR

Biz bu hizmetleri yaparken, iktidar ne yapıyor? Bir iktidar düşünün ki; kamu kurumu olan belediyelerin hizmet etmesini nasıl engellerim diye uğraşıyor. Peki bunu nasıl yapıyorlar? 1- Belediyelerin yetkilerini; torba yasalarla, kararnamelerle ve genelgelerle ellerinden alıp, merkezi yönetime aktarıyorlar. 2- Belediyelerin hakkı olan devlet kaynaklarını dağıtırken, partizanlık yapıyorlar. Şu anda devlet desteklerinin % 90’ından fazlası sadece Cumhur İttifakı belediyelerine aktarılıyor. Bütün bunlarla belediyelerimizin önünü kesemeyince, üçüncü aşamaya geçiyorlar. Hukuksuz soruşturmalarla, davalarla belediye başkanlarımızı sindirmeye çalışıyorlar.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDA BİRİM KURDULAR

İçişleri Bakanlığı’nda bir birim kurmuşlar, “CHP’li belediyelere gidin ve bir suç bulun, bulamıyorsanız da uydurun” diyorlar. Herkesin bilmesi lazım: Şu anda belediyelerimize karşı izlenen politikanın adı, politik bir terördür. Koca İçişleri Bakanlığı’nı, Fotoroman bir Bakan’ın elinde oyuncak ettiler. Devletin saygınlığını, itibarını lekelediler. Adalet dağıtması gereken mahkemeleri utanç salonları haline getirdiler.

SOYLU, SEN FETÖ’NÜN TEDRİSATINDAN GEÇTİN

Belediyelerimize FETÖ taktikleriyle tuzak kuran Süleyman Soylu ne diyor? “Biz FETÖ’nün makalesini okumadık” diyor. Bırakın makale okumayı, FETÖ’nün tedrisatından geçenlere söylüyoruz: Kurduğunuz her tuzak, bu milletin vicdanında bozulmuştur, bundan sonra da bozulacak. O koltuklarda oturduğunuz için sizi alkışlayanlara aldanmayın. İlk seçimlerden sonra, size selam verecek bir kişi bile yanınızda kalmayacak.

37 MİLYARLIK KREDİLER BİR TEK İMZA BEKLİYOR

Belediyelerimize karşı tarihte görülmemiş bir partizanlık yaşıyoruz. Bunu sadece bir örnekle anlatmak isterim. Belediyelerimiz tüm bu koca hizmetleri, sadece kendi öz kaynaklarıyla hayata geçiriyor. Onun dışında; hiçbir devlet desteği yok, kamu bankaları kredi dahi vermiyor. Belediyelerimiz büyük projeleri için yurt dışından kredi bulduğunda da iktidar onaylamıyor. Bugün itibarıyla; 4 büyükşehir belediyemizin, toplamda 13 büyük projesinin finansmanı iktidardan bir tek imza bekliyor. Bu projelerin toplam tutarı, 37 milyar 635 milyon lirayı aşmış durumda. Yani şu anda belediyelerimizin 37 milyar 635 milyon liralık kredi anlaşmaları, iktidardan onay alamıyor. Bu projeler arasında neler var? Adana’da hafif raylı sistem projesi var. Muğla’da yenilenebilir enerji ve içme suyu projesi var. İzmir’de; Buca, Narlıdere ve Çiğli raylı sistemleri var. İstanbul’da; Beylikdüzü-Tüyap metrosu, Eyüp Bayrampaşa tramvay hattı gibi 7 büyük proje var.

HİZMET DÜŞMANLIĞI

Bakın; Hazine’den para istemiyoruz, arsa istemiyoruz, lütuf beklemiyoruz. Sadece bir tek imza atmadıkları için bu projelere başlayamıyoruz. Herkes bilmelidir ki: Bu hizmetlerin önündeki tek engel, bu partizan ve bu ayrımcı saray iktidarıdır. İmza atmamak için elleri titreyenlerin derdi, vatandaşa hizmet değildir. Onların tek derdi var: “Aman CHP’li belediyeler iş yapmasın.” Biz tüm bu projeleri kendi imkânlarımızla tamamlamak için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz. Ama bu hizmet düşmanlığını da vatandaşlarımızın vicdanına havale ediyoruz.

CHP’Lİ BELEDİYELER HER GÜN 105 BİN ÖĞRENCİYE ÜCRETSİZ YEMEK VERİYOR

Uzun zamandır söylüyoruz: Çocuklarımız bir beslenme krizi ile karşı karşıya. Evet, ülke olarak derin bir yoksulluk yaşıyoruz. Ama yaşadığımız en ağır yoksulluğun, çocuk yoksulluğu olduğunu hepimizin anlaması gerekiyor. İhtiyaç sahibi öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilmesi için Meclis’te önerge verdik. Ancak bu teklifimiz Cumhur İttifakı tarafından reddedildi. Hemen ardından Sayın Genel Başkanımız, bir çağrıda bulundu. Ve bizim belediyelerimiz de çocuklarımız için beslenme seferberliği başlattı. Gelinen aşamada belediyelerimizin verdiği destekleri, paylaşmak istiyorum. Şu anda, ilk ve orta öğretim öğrencilerine yönelik “beslenme çantası” projeleri kapsamında, her gün, 70 bin öğrencimize gıda desteği veriyoruz. Bunun yanında, günde 35 bin üniversite öğrencisine de sıcak çorba ve bir öğün ücretsiz yemek veriyoruz. Toplamda; belediyelerimizin beslenme desteklerinden her gün 105 bin öğrencimizi faydalandırıyoruz. Düşünün, tüm imkânsızlıklara rağmen her gün 105 bin ihtiyaç sahibi öğrenciye ücretsiz yemek veriyoruz. İnşallah kısa sürede bu sayıyı daha da artıracağız. Biz bu çalışmaya başladıktan sonra iktidar, sadece okul öncesi eğitim için beslenme desteği verileceğini açıkladı. Bu konuda başlatılan her projeyi destekleriz. Ancak biz kısıtlı imkânlarla, tüm kademelerden öğrencilere destek verirken, iktidarın sadece okul öncesi için proje başlatması yeterli değildir. İktidara açık çağrımızdır: Bu işin siyaseti olmaz.  Samimiyseniz gelin, belediyelerimizle iş birliği yapın ve tüm çocuklarımızın beslenme sorununu hep birlikte ortadan kaldıralım.

KIRSAL MAHALLEDE SÜREYİ UZATALALIM

Vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olan bir konuya daha değinmek isterim. Bilindiği üzere 6360 Sayılı Kanun ile birlikte, büyükşehir sınırları içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri kaldırıldı, mahalleye dönüştürüldü. İlgili yerleşim yerleri, bu Kanunda, çeşitli vergilerden muaf tutulmuş ve su ücretlerinde indirim yapılmıştı. Ancak Kanunda tanınan süre, 2023 itibarıyla doldu. Avantajların kalıcı olması için de “kırsal mahalle” düzenlemesi yapılarak belediyelere yetki verilmişti. Ancak görüyoruz ki, çok sayıda yerleşim yeri, uygulamadaki sıkıntılar nedeniyle henüz “kırsal mahalle” statüsüne geçirilemedi. Ocak ayı itibarıyla vatandaşlarımız ağır bir vergi yükü ve artan su ücretleriyle karşı karşıya kaldı. Dolayısıyla bu konuyu, siyaset kurumunun çözmesi gereken önemli bir sorun olarak görüyoruz. Bu nedenle biz, dün bir kanun teklifi hazırlayarak, kapatılan belde ve köylere tanınan avantajların uzatılmasını istedik. Bugün öğrendiğimize göre Adalet ve Kalkınma Partisi de bu konuda bir kanun teklifi hazırlamış. Bizim de önerdiğimiz bu adımı olumlu buluyoruz. Teklifi inceleyeceğiz, eksikler varsa gereken katkıyı samimiyetle yapacağız.

ERDOĞAN’A SLOGAN TEŞEKKÜRÜ: YETER SÖZ MİLLETİN!

Biliyorsunuz Erdoğan, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması için karar alacağını açıkladı. Ve bir de 73 yıl önceki bir sloganı kullanarak, “Yeter söz milletindir” dedi. Öncelikle; Erdoğan’a, Millet İttifakı’na uygun bir sloganı tüm Türkiye’ye duyurduğu için teşekkür ediyoruz. Çünkü bu ülkede yeter denilecek tek bir şey varsa, o da 20 yıldır bu ülkeyi kötü yöneten siyasi iktidardır. Erdoğan’dan bu sloganı daha gür sesle söylemesini bekliyoruz: Haksızlığa, hukuksuzluğa, partizanlığa yeter! Seçilmiş belediyelere kurulan kumpaslara yeter! Yeter söz milletindir, yeter söz Millet İttifakı’nındır.

GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİNDE BULUNMAK İÇİN GELDİLER

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Torun, büyükşehir belediye başkanlarının Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yapacağı ziyaretle ilgili olarak, “Büyükşehir belediye başkanlarımız zaman zaman Genel Başkanımızı bireysel olarak ya da toplu olarak ziyaret ederler. Yaptıkları hizmetleri anlatırlar, sorunları aktarırlar. Sayın Genel Başkanımız da bu konudaki görüşlerini ve talimatlarını aktarır. Bunlar zaman zaman yapılan yapılan toplantılardır, ziyaretlerdir” dedi. Torun, büyükşehir belediye başkanlarının Kılıçdaroğlu ziyaretinin Cumhurbaşkanı adaylığına destek amaçlı olup olmadığının sorulması üzerine ise şunları söyledi:

“Belediye başkanlarımız zaman zaman açılışlarında belli toplantılarda Genel Başkanımıza desteklerini ifade ettiler. Bugünkü toplantı da kendilerinin, görüş alışverişinde bulunmak, belli sorunlarını aktarmak, hizmetlerini ifade etmek ve Genel Başkanımıza bu konudaki düşüncelerini aktarmak üzerine geldiler. Böyle bir açıklama geçmişte zaten desteklerini ifade ettiler. Adayın açıklanması Altılı Masa’nın iradesinde. Ayın 26’sında bir araya gelecekler. Konuyu orada görüşebilir kendilerine bir takvim oluşturabilirler, onu bekleyeceğiz göreceğiz.”

GÖZDAĞI VERMEYE ÇALIŞIYORLAR

Torun, İçişleri Bakanlığı’nın belediyeler arasında ayrımcılık yapıp yapmadığına yönelik soru üzerine, şu açıklamalarda bulundu:

“Halkı cezalandırmak. Erdoğan biz belediyeleri aldıktan sonra topal ördek olacaklar demişti. O günden itibaren her türlü kumpasını kuruyor. İçişleri Bakanlığı aracılığıyla zaten belediyelerimizin hizmetlerini engellemek onlara kumpas kurmak onlara sürekli soruşturmalarla gözdağı vermeye çalışıyorlar. Sadece Esenler Belediye Başkanı değil, geçmişte Şırnak’taki belediye başkanlarını da aynı içişleri Bakanı birini sağına birini soluna alarak yargı kararı olmasına rağmen fotoğraf çektirdi. Kendi belediyelerine gelince her türlü kayırmacılık, her türlü imtiyaz var ama bizim belediyelerimize geldiğinde, gözünün üzerinde kaşın var diye eften püften… Hatırlayın Ekrem İmamoğlu’na elini arkadan bağladın diye bile soruşturma açmaya kalktılar. Eski defterleri tarıyorlar. Geçmişte Danıştay, bakanlık, müfettişler tarafından temize çıkmış teftişleri yeniden tetikçi müfettişler göndererek, ne yapacaksınız edeceksiniz bulacasınız diyorlar. Belediyelerimiz her türlü baskıya engellemelere rağmen olağanüstü işler yapıyorlar, bu da onları rahatsız ediyor.”