Bekin: ‘İsrail işgali kolaylaştırmak için şiddeti tırmandırıyor’
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin , Filistin ’de artan İsrail terörünün nedenin işgali kolaylaştırmak amacını taşıdığını söyledi.
Yeniden Refah Partisi Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin , işgal altında Filistin topraklarında artan gerilimi değerlendirdi.
Filistinlileri dar alanda izole etmeye yönelik hamleler
Bekin, özellikle son 1 ayda 32 Filistinli’nin şehit edilmesinin planlı bir provokasyon olduğunu belirterek, “Benjamin Netanyahu hükümetinin şiddeti önceleyen politikaları nedeniyle son bir ay içerisinde 32 masum Filistinlinin öldürülmesi, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yeni yerleşim alanları oluşturulması ve Filistinlileri, kendi toprakları üzerinde dar bir alanda sıkıştırıp izole etmeye yönelik hedef genişletme hamlesi olarak görülmelidir.” dedi.
Akıl hocaları Kahanist ideolojisi!
“İşgalci İsrail kabinesinde yer alan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir başta olmak üzere, sertlik yanlılarının Filistinlilere yönelik şiddet sarmalına neden olabilecekleri uzak bir ihtimal değildir.” öngörüsünde bulunan Bekin, yakın tarihe dikkat çekerek, “Batı Şeria’nın güneyindeki El Halil şehrinde yer alan Halil İbrahim Camii’nde gerçekleştirilen 25 Şubat 1994 tarihli saldırıda 29 Filistinliyi şehit eden ve 125’ini de yaralayan Kach aktivisti Dr. Baruch Goldstein’ın fotoğrafının yakın zamana kadar mevcut koalisyon hükümetinde yer alan Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir’in oturma odasının duvarında yer alması Netanyahu koalisyon hükümetinin Yahudi Savunma Birliği’nin ve Kach adlı partinin kurucusu Meir Kahane’nin Kahanist ideolojisini örnek alan Ben Gvir’in, Mescid-i Aksa’ya yönelik eylemi ve Filistinlilere yönelik şiddet politikalarını öncelemesi hiç şüphesiz işgalci Siyonist güçlerin Kahanist şiddet politikalarını teşvik edici adımlar içerisinde olacağının göstergesidir.” Diye konuştu.
İsrail’in şiddet politikaları şiddeti doğurur
İşgalci İsrail’in şiddet yanlısı politikaların şiddet doğurduğunu belirten Doğan Bekin, “Aşırı sağcı ve Kahanist ideolojinin üstü örtük savunucusu konumundaki Ben Gvir’in son seçim mitinglerinde Filistinlilere yönelik “teröristlere ölüm” sloganlarının sıkça seslendirilmesinin boş bir söylemden ibaret olmadığın en bariz göstergesi son Cenin Kampı’na yönelik saldırıda iyice ortaya çıkmış oldu.” Yorumunda bulundu.
‘İsrail işgali kolaylaştırmak için şiddeti tırmandırıyor’
Netanyahu’nun Cenin’e yönelik operasyondan sonra işgal altındaki Batı Şeria’da yasadışı yerleşim alanlarını güçlendirme yolunda yeni adımlar atılacağını ifade etmesi ve Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki yasadışı yerleşimcilere yönelik silah ruhsatı işlemlerini kolaylaştırıcı tedbirleri alması yaşanması muhtemel şiddetin tırmanmasına ve bu yolla hedeflenen yeni yerleşim alanlarının daha kolay yolla elde edilmesine yönelik olduğunu vurgulayan diyen Bekin, şöyle devam etti:
“Kırılgan fay hattı üzerinde yer alan Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yaşanan son şiddet eylemlerinin büyük kırılmaları da beraberinde getireceği bir gerçektir. Siyonist İsrail’in ultra sağcı Kahanist ideolojisinden beslenen koalisyon ortaklarının Filistinlilere karşı başlattıkları şiddet politikaları ile yeni bir macera peşinde koştukları gayet açıktır. Başbakan Netanyahu, koalisyon hükümetinin üzerindeki baskıları azaltmanın en kolay yolu olarak gördüğü Batı Şeria ve Doğu Kudüs üzerinde mıknatıs etkisi yaratabilecek şiddet politikaları ihdas etme yoluna gitmesi ve Cenin Kampı’na yönelik saldırı ile Ben Gvir’in Kahanist politikalarının arkasında durduğunun işaretini ortaya koymakta olduğu görülmektedir.”
‘Asıl terörist İsrail devletidir’
Bekin sözlerinin devamında Dışişleri Bakanlığı’nın Sinagog’a yönelik saldırıdan sonra yayınladığı taziye mesajını da eleştirdi:
“Bu arada, kendi topraklarını savunmaya devam eden Filistinlilere yönelik, ‘terörist’ kavramının Türk Dışişleri Bakanlığı yetkili ağızları tarafından yazılı resmi dille ifade edilmesinin diplomatik teamüllere uymayan bir yaklaşım tarzı olduğunu da özellikle vurgulamada fayda görüyoruz. Filistin toprakları üzerinde asıl terör faaliyetlerini sürdüren ve Filistin topraklarına gayr-i hukuki olarak saldıran İsrail’in bu şiddet politikasını ‘terör faaliyeti’ olarak imlemekten kaçınmanın son derece düşündürücü olduğunu ifade etmek isteriz.”