"Eko Eko Eko" belgeseli, ekolojik çöküşün nedenlerini sorguluyor
Yönetmen İlkay Nişancı 'nın 8 yıldır üzerinde çalıştığı " Eko Eko Eko " belgeseli, yarın Blutv 'de seyircilerle buluşacak.
Türkçe ve İngilizce altyazılı seçenekleriyle izleyicilerin beğenisine sunulacak belgeselin çekimleri, 2015 ile 2022 arasında Türkiye'nin dört köşesinde, 10 bini aşkın kilometre yol kat edilerek tamamlandı.
Çekimlerde 6 termik santral, 4 rüzgar enerjisi santrali, 5 baraj gölü, 4 dere tipi hidroelektrik santrali, 3 güneş enerjisi santrali, 1 jeotermal elektrik santrali ve 1 nükleer enerji santrali gezildi. Türkiye'nin en büyük altın madenleri ve kömür madenleri de kayıta alındı.
Belgeselde, yerleşik hayatın başladığı yerlerden biri olan Aşıklı Höyük'ten Ilıca Barajı nedeniyle taşınan Hasankeyf'e, insan eliyle yapılmış en eski su tünellerinden biri olan Titus'tan Meke Gölü'ne birçok ekolojik alan belgelendi.
Modern kentli insanının, dünyanın yaşadığı ekolojik çöküşe nasıl tepki verdiğini sorgulayan belgeselde, oyuncu Ceren Moray iki farklı karakteri canlandırıyor.
6 bölümlük belgeselde, mevcut ekonomik dünya düzeninin ekolojik olarak sürdürülebilir olup olmadığı ile ilgili sorular, konunun Türkiye'de en yetkin uzmanları tarafından yanıtlanıyor. Alanında uzman 26 akademisyen, aktivist ve gazeteci, belgeselde ekoloji çıkmazlarına yanıt arıyor.
- "Alanda çalışan bütün insanlara ulaşmaya çalıştım"
Kadıköy Sineması'nda belgeselin özel gösteriminin ardından AA muhabirine açıklamalarda bulunan Dr. İlkay Nişancı, belgesel fikrinin Artvin Hopa'da 2015'te yaşanan sel sonrası ortaya çıktığını belirterek, selin neden ve sonuçlarının ardından belgeselde ekonomi ve ekoloji kavramlarına odaklandıklarını söyledi.
Nişancı, içerik olarak bu kapsamda daha önce bir filmin yapılmadığına işaret ederek, "Belgeseli yaparken bu alanda çalışan bütün insanlara ulaşmaya çalıştım. Ulaştıklarımla belli yerlerde sohbet ederek, bazen kısa çekimler yaparak bilgiler edindim. Sonra kendim okumalar yaptım. O yüzden de biraz süreç uzadı. Sonra bunu daha estetik bir yere taşımak için 'ne yapabiliriz' diye düşünürken de yollarımız Ceren Moray'la kesişti." dedi.
Belgeselde bir karakter oynatmanın riskli bir durum olduğunu aktaran Nişancı, sinema tarihinde "Persona" filmini referans alarak Moray'la anlaştıklarını aktardı.
Nişancı, bu yapımla aslında bir tarih filmi yapmaya çalıştığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bilgi vermek değil, insanlar merak ediyorsa onları daha fazla araştırma yapmaya motive etmek, daha fazla sorgulamaya itmek, değişimi tetiklemek adına bir film. Seyredenler fark edecek biz minimum bilgi vermeye, duyguları oynamaya çalıştık. O yüzden de belgeselin böyle bir yanı olduğunun da baş kaldırısıdır bu. Ben sinema tarihi okuyan, çalışan, bu alanda akademisyen olarak da var olan biriyim. Belgeselin bu yönünün çok kenara atıldığını düşünüyorum. Gerçekten bir sinema yapmaya çalıştık."
- "Bu bilgi alışverişinin, aydınlanmanın içinden geçtiğim için kendimi şanslı hissediyorum"
Oyuncu Ceren Moray ise belgeselde canlandırdığı karaktere ilişkin şunları kaydetti:
"(Karakterim) Şimdiye kadar ezberlenmiş şeylerle kendini var etmeye çalışan bir aktörün hepimizin kendi yanında, yöresinde, içinde gördüğü bir takım ezberlerin aslında genel geçer olmadığını, söylenmeyenlerin daha kadim olduğunu yavaş yavaş öğrenmeye çalışan, kafasında o yola girip, kapıyı açmaya çalışan özbenliğim. Aslında Ceren olarak da kendim bu süreçten geçtim. Bu bilgi alışverişinin, aydınlanmanın içinden geçtiğim için de kendimi şanslı hissediyorum."
Belgeselde çoğunluğu öğrencilerinden oluşan 186 kişilik bir ekiple çalıştıklarını ifade eden Moray, "Bu anlamda da belgesel çok ilginç. 2009'lu da var, 1960'lı da var. Müthiş bir mozaik oldu. İlkay'ın da herkese şans veren, herkesi dinlediği bir dünyası var. Kafasında bir şey kuruyor, onu takip ediyorsunuz. Sonrasında size de kapıyı açıyor. Birlikte güvene dayanıyor. Ortaya bu anlamda sadece hakikat çıktı. Bu kadar hakiki bir şeyi bugüne kadar ben ne izledim, ne de içinde bulundum." değerlendirmesini yaptı.
Projenin danışman kadrosunda ise Prof. Dr. Fuat Ercan, Prof. Dr. Fikret Adaman, Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Doç Dr. Oğuz Kurdoğlu, Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, Dr. Gaye Yılmaz, Dr. Aslı Odman ve Dr. Güneş Duru'nun yanı sıra yanı sıra ekoloji konusunda Türkiye'nin önde gelen isimlerinden Akgün İlhan, Bülent Şık, Fevzi Özlüer, Özgür Gürbüz, İbrahim Gündüz ve daha bir çok isim yer alıyor.
Belgesel için Türkay Nişancı tarafından 17 müzik parçası bestelendi.
İlk iki bölümü Blutv'de yarın gösterime sunulacak belgeselin diğer serisi, her cuma birer bölüm olarak platformda yayına girecek.