Denizli Tiyatro Umay’ın Genel Sanat Yönetmeni Rıza Gedikoğlu 2024 yılında 25. Sanat yılını kutlamaya hazırlanıyor.

   1999 yılında Edebi Metinler dersi öğretmeni Metin Bey’in tavsiyesi ile tiyatro eğitimi almaya başlayan Rıza Gedikoğlu, önce Gençlik tiyatrosu, ardından da Sahne Tiyatrosu’nda eğitimine devam etti.  Sahne Tiyatrosu’nun dağılmasından dolayı 2012 yılında kendi ekibini kurdu. 2014 yılında Ege Tiyatrolar Birliği’nin kurulduğu dönemden bu yana üyelik ve genel sekreterlik görevini yerine getiriyor. 2018 yılında ise Tiyatro Umay’ı kuran Gedikoğlu burada sanat hayatına devam ediyor.

Bu dönem içerisinde birçok üstattan eğitimler alıp workshoplara katıldı. Ulusal, uluslararası ödüllerle heybesini dolduran Rıza Gedikoğlu’nun adı, 2017 yılında Ankara Polatlı Belediyesi tarafından Kaşgarlı Mahmut Kültür Merkezindeki kütüphaneye verildi.

Rıza Gedikoğlu tiyatro geçmişinin 25. yılı anısına kendisinin yazmış olduğu ve 20. Direklerarası Seyirci Ödülleri’nde “Umut Veren Yazar Ödülü”nü kazandığı “Kâğıt Uçak” adlı oyunuyla yurt içi ve yurtdışı turne programına hazırlanıyor.

Rıza Gedikoğlu yapmış olduğum sohbette şunları aktardı: “Çeyrek asrı devirmenin sevinci, ağırlığı ve hüznünü bir arada yaşıyorum. 1999 yılında iyi ki hocam bana bir tiyatro ekibine dâhil olmalısın tavsiyesinde bulunmuş ve iyi ki sözünü dinlemişim. O günden bugüne birçok eğitimlere, workshoplara katıldım. Üzerine daha da koymak adına halen çalışmalar eğitimler almaktayım. Şu an devam eden bir yaratıcı drama ve meddahlık projelerim var. İnşallah önümüzdeki günlerde bunları da tamamlamış olacağım. Fakat hayat devam ettiği, nefes aldığımız sürece üzerine bir şeyler katmaya ve yol almaya devam edeceğim.

Ağırlık duygusunun sebebi ise, kendi yazdığım tek kişilik performansı sergileme kararı alıp izleyicinin karşısına çıktım. 19 Kasım’da Denizli’de sergilediğim oyunu Nesil Karaman yönetti. Yine aynı oyun ile 23 -24 Aralık tarihlerinde de Kosova’nın Prizren şehrinde ve 25 Aralık tarihinde Makedonya’nın Üsküp şehrinde yurtdışı turnesi yapacağım.

Hüznüme gelecek olursak, bayrağı devraldığım hocamdan biri olan ve sadece tiyatro adına değil, abi – kardeşlik adına da çok şey öğrendiğim ve şu an Kanada’da yaşanan Mehmet Gözeri ile birlikte bu mutluluğumu paylaşmak isterdim. Biliyorum ki, O da orada benimle gurur duyuyor.

Elbette bu yolculukta her zaman arkamda olan, desteğini esirgemeyen eşime ve kızlarıma da teşekkür etmem gerekiyor. Bilirsiniz ki, asıl mesleğin tiyatro değil ise bazı şeylerden feragat etmen gerekmekte. Bu yüzden göstermiş oldukları yadsınamaz fedakârlık için onlara sonsuz teşekkürü borç bilirim.

Mehmet Gözeri ve Ramazan Kapkıran, Sahne Tiyatrosu adıyla devraldığım bayrağınızı taşıyabileceğim en son ana kadar sizin gölgeniz ile taşıyacağıma emin olabilirsiniz. ”