Savunma Sanayinin Güvencesi A-B Makina, İnovasyonla 6 Ülkeye İhracat Yapıyor

A-B Makina , 48 yıldır endüstriyel ekipman imalatı, paslanmaz karbon, alüminyum ve makine imalatı alanlarında hizmet veriyor. MKE ve ROKETSAN gibi Türkiye’nin lokomotif savunma sanayi şirketlerine özel imalatlar gerçekleştiren firma, Deniz Polisi’ne de seyir halinde dahi kullanılabilen dalgıç kabinleri üretiyor. Bu kabinlerin aynı zamanda depremzedelerin ve diyabet hastalarının maruz kaldığı ampütasyon riskini de ortadan kaldırabildiğini söyleyen A-B Makina Genel Müdür Yardımcısı Ömer Yiğithan Demirdik , depremzede bir genci ampütasyondan nasıl kurtardıklarını aktardı.

3’üncü kuşak aile şirketi

Projeler ve birlikte çalıştıkları sivil firmalar hakkında bilgi veren Ömer Yiğithan Demirdik , “A-B Makina 1976 yılında dedem tarafından kurulmuş bir aile şirketidir. O tarihten itibaren de AKSA Akrilik, DowAksa, Akdeniz Kimya gibi Türkiye’nin büyük endüstriyel şirketlerinin ana yükleniciliğini yapmaktayız. Uzmanlık alanımız endüstriyel ekipman imalatı, paslanmaz karbon, alüminyum ve makine imalatlarıdır. Bunlar daha çok kimyasal tanklar, proses boru hatları olarak tarif edilebilir. Örneğin AKSA Akrilik için kilometrelerce uzunlukta deniz suyu kullanılarak bir soğutma boru hattı yaptık. Bu, içerideki kimyasal proseslerin ve diğer ekipmanların soğutulması için yapılmış bir projeydi. Bunun ötesinde solvent tanklarının olduğu, yani kimyasal tankların olduğu bir ünitenin imalatını yaptık. Bunların yalnızca ekipman imalatını değil, aynı zamanda çelik imalatlarını da yapmaktayız. Özetle yatırım yapmak isteyen endüstriyel şirketlere proses hatları, tankları, kimyasalların kullanıldığı ve bir ürünün üretildiği imalat hattındaki makineleri üretmekteyiz” diye konuştu.

“Dalgıç kabin sistemleri için Jandarma Arama Kurtarma ile görüşmelerimiz sürüyor”

Savunma sanayi için geliştirdikleri projeler hakkında da bilgi veren Demirdik, “Basınçlı kaplar konusunda uzman bir şirket olduğumuz için hiperbarik kabin imalatları konusunda 2018 yılından beri çalışmalarımız bulunmaktadır. Bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesinde Deniz Polisi’ne bir projemizi gerçekleştirdik. Bu proje kapsamında seyir halinde dahi kullanılabilir bir dalgıç kabin sistemi ürettik. Şu anda Çanakkale’de eğitim merkezinde kullanılmaktadır. Bu projenin amacı Deniz Polisi’nin derin dalgıçlık arama kurtarma ve eğitim faaliyetlerini icra edebilme kapasitesine sahip olmaktı. Bununla birlikte Jandarma Arama Kurtarma için de opsiyonel sözleşmemiz devam etmektedir. Bütçe çıkması halinde onu da gerçekleştireceğiz. Bunların dışında MKE ve ROKETSAN gibi Türkiye’nin lokomotif savunma sanayi şirketlerine de özel imalatlar yapmaktayız” dedi.

Profesyonel dalgıçları vurgundan koruyor

Dalgıç kabinlerinin çalışma sürecini aktaran Demirdik, şunları söyledi: “Vurgun adı verilen hastalık, dalgıçların vücudunda çok hızlı şekilde basınç değişimi olduğu anlarda ve kanın içerisindeki nitrojenin baloncuklaşmasıyla oluşan bir hastalıktır. Dalgıç çok ani basınç farkları yaşarsa yani çok hızlı dalıp çok hızlı çıkarsa vücudunda kanın akışı engellenecektir. Kan içerisindeki nitrojen kabarcıklaşır ve oksijen tedariği kesilir. Bu da ölüme kadar varan bazı hastalıklara sebebiyet vermektedir. Dalgıç kabinleri de örneğin 50 metreye dalınacaksa, dalmadan önce dalmış gibi vücudun yavaş yavaş o basınca alıştırılmasını sağlamaktadır.  Dalgıçlar dalışlarını simüle ederek vücutlarını gerçek operasyona hazırlamaktadır. Sonuç olarak bu işin merkezinde basınçlı bir makine var. Kişiyi bu makinenin içerisine alarak maske yardımıyla solutmaktayız. Ancak içeride yüksek basınç olduğu için ve bu kabinler iyi bakıldığı takdirde minimum 30 sene gittiği için, ürün de metal sistemlerden oluştuğu için uygun kalitede olması gerekmektedir. Bizim uzmanlık alanımızda burada devreye girmektedir. Daha yüksek kalitede, daha verimli ve daha ekonomik ürünler geliştirmekteyiz.”

Ampütasyon sonucu uzuv kaybını da önleyebiliyor

Dalgıç kabinlerinin ek olarak bazı hastalıklarda tedavi etme özelliği olduğunu söyleyen Demirdik, şöyle konuştu: “Diyabet hastalarının genelde ayak parmak uçlarının kesimine sebep olan sorunlara karşı tedavi geliştirmektedir. Bunun mantığı da aslında tedavi kabinlerinde basınç altında saf oksijen solunduğu için vücudun kan gitmeyen kısımlarına kan pompalanmaktadır. Yani bir noktada vücudun kendi kendini iyileştirmesi sağlanmaktadır. Bu sayede hasta ampütasyondan büyük oranlarda kurtulmuş olmaktadır. Örneğin depremde Hatay’da 18 yaşında genç bir kaleci kardeşimiz vardı. Bir turnuva için bölgeye gitmişler. Gece uyurken deprem olmuş ve vefat eden takım arkadaşı sol kolunun üzerine düşerek 3 gün kolunun üstünde kalmış. Kaleci genci kurtardıklarında doktorlar kolunun mosmor olduğunu görmüşler ve ampüte etmeye karar vermişler. Bir şekilde çocuğun babası bu işi yaptığımızı bildiği için bana ulaştı. Bursa’da onu tedaviye aldık ve ampütasyondan kurtuldu. Tamamen iyileşti ve futbol hayatına devam etmekte. Bu tip hastalıkları da hiperbarik olarak tedavi edebilmekteyiz.”

6 ülkeye ihracat yapıyorlar

Aynı zamanda SAHA İstanbul üyesi olan A-B Makina’nın Genel Müdür Yardımcısı Ömer Yiğithan Demirdik , sözlerini şöyle noktaladı: “Dalgıç kabinleri en sık Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda kullanılmaktadır. Türkiye’deki 1.sınıf dalgıçlar Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndadır. Türkiye’deki hiperbarik şirketlerinin çıkış noktası da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’dır. 2005 yılına kadar bu teknoloji Türkiye’de yerli olarak üretilemediği için mecburen ithal edilmekteydi. Gelen ürünler de her zaman yeni ürün olmayabiliyordu. Donanımları eskimiş, ikinci el sistemlerdi, yerlileştirilmeleri gerekmekteydi. Bu da zaman ve tecrübe gerektiren bir işti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ek olarak Jandarma Arama Kurtarma ve Deniz Polisleri de derin dalgıçlık kapasitesine sahip olabilmek için özel basınç kabinlerini kullanmaktadır. Şu anda Türkiye’de ve dünyanın farklı ülkelerinde pek çok müşteriye ürün verdik. Belçika, Almanya, Amerika, Romanya, Kazakistan, Irak gibi ülkelere de ihracat yapmaktayız.”