Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, Kömür Jeoparkı konferansında konuştu:
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz hedeflerinin Zonguldak'ı dünyanın önemli jeoparkları arasına sokmak olduğunu belirtti.
"Avrupa Jeoparklar Haftası" ve "Türkiye Çevre Haftası" kapsamında Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen "Zonguldak Kömür Jeoparkı" konferansında bir konuşma yapan Vali Tutulmaz, kentin en önemli değeri ve varlık sebebinin kömür olduğunu söyledi.
Bu değerlerin topluma ve ekonomiye kazandırılması, geleceğe güvenli şekilde aktarılması gerektiğini anlatan Tutulmaz, jeoparkın da bu düşünceden kaynaklanarak proje aşamasına getirildiğini ve faaliyetlerine başladıklarını dile getirdi.
Tutulmaz, bu varlıkları koruyabilmenin ancak böyle bir yapılanma içerisinde mümkün olacağını vurgulayarak, "Hedefimiz, kentimizi dünyanın önemli jeoparkları arasına sokmak, UNESCO tarafından tescillenmektir. Bu, bizim marka değerimizi artıracaktır. Marka değeri arttığı zaman da kentin değeri artacaktır. Bunun da karşılığı her zaman iş ve aştır." dedi.
Dönemin en önemli hizmet alanlarından birisinin turizm olduğuna dikkati çeken Tutulmaz, "Dünya buna önem veriyor. Gelişmiş ülkeler turizmden en fazla fayda alan ülkeler. Bizim ülkemiz de turizmde önemli gelir elde ediyor. Bunu çeşitlendirmemiz gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da politikaları bu yönde. Farklı alanlarda turizmi ön plana çıkarmamız gerekiyor. Biz de ilimizin turizm açısından önemli merkez olacağını söylüyoruz." diye konuştu.
- "Gelecek nesillere bu birikimleri aktarmamız gerekiyor"
BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu da Zonguldak'ın kömüre dayalı endüstriyle var olmuş bir kent olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bunun yaratmış olduğu bir kültür ve yaşam biçimi söz konusu. Sürekli değişen bir dünyada yaşıyoruz ve dünya artık başka noktalara doğru evriliyor. Bu dönüşümü yaşarken köklerimizle bağlarımızı yitirmememiz gerekiyor. Gelecek nesillere bu birikimleri aktarmamız gerekiyor. Zonguldak öyle bir kent ki Türkiye'deki endüstri devrimi bu topraklarda başlamış. Dolayısıyla bizim gerek yer altı zenginlikleriyle gerekse buna dayalı olarak yer üstünde oluşturulmuş endüstri miraslarıyla bu hazineyi gelecek nesillere taşıyıp aktarmamız lazım. Aksi takdirde hafızamızı kaybetmiş oluruz. Geçmişini unutan toplumların da geleceğe güvenle bakması mümkün olamaz."