BTP Lideri Hüseyin Baş; Gençler gelin bu ülkeyi biz yönetelim
Bağımsız Türkiye Partisi ( BTP ) Gençlik Kolları Ankara Kızılcahamam ’da Gençlik Çalıştay’ı düzenledi.
İki gün süren çalıştayda gençlik kollarının faaliyetleri değerlendirildi, bundan sonraki yol haritası üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.
Programın son gününe Türkiye’nin en genç siyasi lideri olan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş da onur konuğu olarak katılarak gençlerle buluştu.
Burada gençlerle sohbet edip, parti faaliyetleri ve ülke gündemi üzerine görüş alışverişinde bulunan BTP lideri, iktidar olmak için siyaset yaptıklarını belirterek “Peki iktidar olmak birilerini dışlamak mıdır, herkesi kucaklamak mıdır? Herkesi kucaklamaktır. Biz bunu yapabilirsek bu iktidara layığız demektir. Bunlar zaten 20 yıldır milletle kavga ediyor, bizimle kavga ediyor, kendinden olmayanla kavga ediyor...” ifadelerini kullandı.
“Önemli olan insanları kavga edip yenmek değildir”
“Önemli olan insanları kavga edip yenmek değildir, önemli olan insanları kendi fikrine yaklaştırabilmektir” diyen Hüseyin Baş, “Bu nasıl olur?” sorusuna şu cevabı verdi; “Atatürk'ü kabul etmeyen, Ehl-i Beyt'i kabul etmeyen, bunlara karşı olan insanlar var ya, hepsinin çoluğunu çocuğunu Ehl-i Beyt aşığı Atatürkçü yaparım. Verin bana iktidarı, verin bana Milli Eğitim müfredatını 10 sene sonra görün çocukları. Bu insanlar bir eğitim almadı ki, bu insanlara bir şey anlatılmadı ki ne bekliyorsunuz! Diyorsun ki, “sen Atatürk'e nasıl şöyle bakarsın!” Yahu adamın 100 tane tanıdığı var, hepsi de sabah akşam Atatürk'ü kötülemiş, ne bilsin, sen de anlatmamışsın, ilkokulda, ortaokulda, lisede hiçbir şey öğretmemişsin adama, “sen nasıl böyle olursun” diyorsun, böyle olur işte.
“Bağımsız Türkiye Partisi olağanüstü bir gençlik hareketidir”
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Hoş Geldin Atatürk kitabıyla, Ehl-i Beyt Külliyatıyla insanlara Atatürk’ü ve Ehl-i Beyt’i anlattığını ifade eden Hüseyin Baş Bağımsız Türkiye Partisi’nin misyonu üzerine de dikkat çekici açıklamalar yaptı.
Baş, “Bağımsız Türkiye Partisi olağanüstü bir gençlik hareketidir. Biz hiçbir siyasi partide olmayan bir gençlik hareketiyiz. Diğerlerinin böyle bir dertleri, niyetleri bile yok. Ben gençliğin lideri değilim, gençliğin içinden çıkmış bir siyasi liderim. Size de, Türkiye'deki tüm gençlere de şu mesajı vermeye çalışıyorum; Gençler de liderlik yapabilir, gençler de bir şeyleri yapabilir, becerebilir! Bizim toplumsal algımızda şu çok yaygındır; Bir baba fabrikatör olur oğlu için, 'Geziyor tozuyor, ben ona fabrika emanet edeceğim' der. Çocuk gider memleketine babası fabrikada hiçbir iş vermez buna. Yıllardan beri bu ülkenin gençliği her zaman itilmiştir, her zaman ikinci planda bırakılmıştır ve her zaman korkulmuştur, bu toplumsal olarak böyledir. Bunu yıkan adam Atatürk'tür. Gençlerin üzerine bir Cumhuriyet inşa etti. Gençlerle birlikte yaptı bunu ve Cumhuriyeti gençlere emanet etti, ‘koruyucusu da kollayıcı da siz olacaksınız’ dedi. Haydar hoca da aynısını yaptı. Hatırlayacaksınız 2019 yılbaşı değerlendirme programında gençleri öne aldı. Niye? Bu yapılar gençlerle yürür. Bu demek değildir ki, bizim abilerimiz ablalarımız bu işi yapamaz, asla bu değil. Demek istediğim şu, siz koşacaksınız, biz koşacağız. Bunu başaracak olan sizsiniz ve Türkiye'de bunun emsali bir siyasi hareket yok.”
“Gençler gelin bu ülkeyi biz yönetelim”
Konuşmasında “Gençler gelin bu ülkeyi biz yönetelim” çağrısı yapan BTP lideri, “Bu ülkede yarın biz varız, onların hiçbiri yok. Adam benim geleceğimi şekillendirecekmiş, sen ne biliyorsun ki benim hayatıma karar vereceksin. Bunu bütün gençlerin yüksek sesle dile getirmesini sağlayacaksınız. Bunu sağladığınız gün olağanüstü büyüklükte bir ateş yanacak ve bütün gençlik bizimle birlikte hareket edecek. Buna hepiniz şahit olacaksınız. Böyle bir yapının içinde yürüyoruz” dedi.
“Atatürk gibi bu milletin bağımsızlığını isteyen tek yapıyız”
“Atatürk milli mücadeleyi başlatma kararı aldığında O'na hiç kimse inanmıyor, herkes karşısında” ifadelerini kullanan Hüseyin Baş konuşmasına şu şekilde devam etti; “Atatürk böyle bir ortamda bir milli mücadele başlatıyor ve millet o başarıyı, o inancı, o iradeyi gördükçe katılmaya başlıyor. Kurtuluş Savaşı'nın son cephesi Büyük Taarruz'da topyekun bir millet savaşa katılıyor. Birinci İnönü'de bunun onda biri bile yok, ikinci İnönü'de sekizde biri bile yok, Kütahya - Eskişehir'de zaten kaybetmişsin. Ama işte o inanç, o irade, o iman ortaya çıktıkça bu milletin mayası tertemizdir. Bizim de en büyük farkımız aynen Atatürk gibi bu milletin bağımsızlığını isteyen tek yapıyız ve aynen O'nun verdiği mücadele gibi bu ülkeyi bölmek isteyen azınlık ruhunu (azınlık demiyorum o bambaşka bir şey) bu ülkeden defeden ve bu milleti bağımsız bir şekilde ileri taşımaya çalışan tek yapı biziz. O yüzden bu mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayacağız, layıkıyla yapacağız”