Kapak sorunları kalp yetmezliğine sebep olmasın!
Aort kapak, kalp ile aort damarı arasındaki tek yönlü açılan bir kapaktır. Kalp kan pompaladığında, kasıldığında bütün kanı aort damarına verir. Sonra bu kan önce başa, kollara, oradan dönerek bütün iç organlara, bacaklara kadar gider. Aort kapak kalp kasıldığında, yukarıya doğru kan pompalandığında açılır; bütün kanın aorta gitmesini sağlar. Daha sonra kalp gevşediğinde yani tekrar kanla dolması gerektiği noktada kapanması gerekir ki kalbin içerisi tekrar kan dolsun sonra tekrar kasıldığında bütün vücuda versin. O yüzden burada tek yönlü açılan bir kapak mekanizması vardır. Bu mekanizma bozulduğunda kalple ilgili ciddi problemler ortaya çıkar.
KİREÇLENMİŞSE KAN POMPALAMAKTA ZORLANIR
Aort kapakta iki türlü bozukluk ortaya çıkabilir. Birincisi, kapak özellikle yaşla beraber kireçlenebilir ve kireçlendikten sonra da kapakta bir darlık oluşur. Normalde bu kapak açıldığında 4-6 santimetre arası bir çapa ulaşması gerekir ki kalp kasıldığında rahatça bütün kanı aort damarına verebilsin, oradan da vücuda gidebilsin. Ama aort kapağı artık yaprakçıkları açılmayacak duruma geldiyse, ileri derecede kireçlenmişse ve kapağın çapı özellikle bir santimin altına düşmüşse kalp bu aralıktan kan pompalamakta çok zorlanır. Çünkü kalp kastan yapılmış bir organdır. Buna tanı EKO dediğimiz kalbin ultrasonu ile konulur. Ultrasonda aort damarıyla kalp arasında basınç farkı ölçülür ve bu bize kapağın açılmadığını bildirir. Belli bir noktaya geldiğinde de kapağın ameliyatına karar verilir.
İLERİ BOYUTTA KALP BÜYÜMESİNE YOL AÇABİLİR
Bir de kapak yetmezliği vardır. Bunda kapak açılır, yukarıya doğru kan pompalanır fakat kapanmaz. Bu sefer kan, aorttan geri içerisine dolar. Bu durumda da kalbin içerisine kan gelir, pompalar ve gönderir. Ondan sonra tekrar akciğerlerden gelen kan dolarken aort’dan gelen kan da dolar. Bu sefer kalp genişlemesi olur. Kapak darlığında kas büyümesi olurken kapak yetmezliğinde kalp genişlemesi olur. Kapak darlığı biraz daha şikayet veren bir hastalıktır. Ama kapak yetmezliği çoğu zaman hiç şikayet de vermeyen çok ileri boyutta kalp büyümesine yol açabilir.
BAYILMA ÖNEMLİ BİR BELİRTİDİR
Aort kapak darlıkları ve yetmezlikleri sinsi hastalıklardır. Çoğu zaman hiç belirti vermezler. Hasta rastlantısal olarak öğrenir. Örneğin bir muayeneye gidip de doktor herhangi bir sebepten dolayı kalbi dinlediğinde oradaki basınç farkından doğan sesleri duyar ve o zaman bir kalp doktoruna yönlendirir. Yapılacak ilk iş bir kalp ultrasonu yapmak ve buradaki darlıkların durumunu tespit etmektir. Çoğu zaman hastalar ameliyatlık durumdayken bize gelirler. Ve hiç şikayetleri yokken bu kadar ilerlemiş bir kalp hastası olmalarına şaşırırlar. İleri derecede kapak daralmasında özellikle bayılma olur. Çünkü kalp daha fazla kan pompalaması gereken bir noktada yeteri kadar kan pompalamayınca beyin şalteri indirir ve kişi bayılır.
HASTA DÜZ YATAMAYACAK HALE GELİR
İkinci olarak göğüs ağrısı yapabilir. Kalp damarları normal olduğu halde kişi göğüs ağrısı hisseder. Bunun sebebi kas kitlesinin çok fazla büyümesi ve artık kalbin yeterince o damarları, o kas kitlesini besleyemeyecek duruma gelmesidir. Kalp yetmezliği de nefes darlığı, akciğerlerde sıvı birikmesi, bacak ve karın şişliği gibi şikayetler yapabilir. Ama bunlar hep çok geç belirtilerdir. Ciddi aort darlığı olan kişilerde bu belirtilerin olması beklenmez. Eğer ultrasonla tanısı koyulduysa gerekiyorsa ameliyat kapak değişmek üzere planlanır. Aort kapak yetmezliği daha da sinsi giden bir hastalıktır. Bu tür belirtileri de yoktur. Ancak kalp o kadar büyümüştür ki; artık o büyümeyi de kaldıramayacak duruma gelir. Bu sefer de kasılması bozulur ve kalp yetmezliği durumuna gelir. O zaman ilk belirtiler genelde çabuk yorulma veya nefes darlığı olur. Hasta düz yatamadığını, gece nefes açlığıyla kalktığını söyler. O noktalarda yapılan ultrasonla tanı koymak mümkün olur.
KAPAĞI DEĞİŞTİRMEK GEREKİR
Aort kapak darlığı genelde kireçlenmeye bağlı olduğundan kapağı mutlaka değiştirmek gerekir. Kireçlenmiş kapak tamamen temizlenerek oraya bir protez kapak yerleştirilir. Kendiliğinden rahat açılıp kapanacak ve o kapak açıklığını iyi sağlayabilecek bir kapak takılır. Bazen aort kapak kaçakları aort damarının genişlemesine bağlı olabilir. Yani kalbe bağlı bir damar olan aort damarı genişledikçe bu sefer o yaprakçıklar uç uca gelmez ve burada bir kaçak oluşur. O noktada aortu değiştirirken kapağını tamir ederek de değiştirmek mümkündür.
MEKANİK VE BİYOLOJİK KAPAKLAR ARASINDAKİ FARK NEDİR?
“İki tür kapak vardır” diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, “Mekanik kapaklar, titanyumdan yapılmıştır. Bir de biyolojik kapaklar vardır. Hayvan dokularından alınıp insan vücuduna uyumlu hale getirilmiş biyolojik materyallerden yapılmış kapaklardır. Mekanik metal bir kapak, ömür boyu kan sulandırıcı kullanmayı gerektirir. Bu kan sulandırıcının da dozu yüksek olursa kanama riski, az olursa pıhtı atma riski yapar. Onun dozunu ayarlamak gerekir. Ama ömürlük bir kapak olma avantajı vardır. Biyolojik kapakların avantajı ise kan sulandırıcı ilaç kullanma ihtiyacının olmamasıdır. Ancak vücutta biyolojik bir materyal olduğu için yaklaşık 10-15 yıl içerisinde tekrar bozulup ikinci bir ameliyat gerektirebilir. Genelde biyolojik kapaklar 65 yaş ve üzerinde kullanılır. Çünkü vücuttaki kalsiyum mekanizması yaşla beraber düşer ve bu kapakların bozulma ihtimali ileri yaşta çok düşük olur. Ama genç yaşta takıldığında bu kapaklar 15 yıl içerisinde bozulabilir. O yüzden genç hastalarda mekanik kapak, daha ileri yaşlarda biyolojik kapak önerilir. Ancak kan sulandırıcı ilaç kullanmasının uygun olmadığı hasta grubuna erken yaşta biyolojik kapak kullanılabilir.”
DÖRT SANTİMLİK KESİDEN KAPALI AMELİYAT
Bütün kalp ameliyatları, by-pass mitral kapak ve aort kapak ameliyatı dahil, artık göğüs kemiği açılmadan yapılmaktadır. Göğüs kemiği açılarak yapılan ameliyatlarda bütün kalbe ulaşıldığı için tüm ameliyatlar oradan yapılabilir. Ama bu ameliyatları kapalı yapmanın başka bir yerleşim yeri vardır. Aort kapağı ameliyatı kapalı yapıldığında sağdan, kaburgalar arasından, üst taraftan yaklaşık 4 santimlik bir yerden aort damarına ulaşılır ve buradan kapalı yapılır. Böylece göğüs kemiği hiçbir şekilde açılmamış olur. Kimi zaman aort kapağına ulaşmak yapısal olarak daha zor olur veya aort damarını değiştireceğimiz işler olur; yani aort anevrizması olan hastalar olur. Onları da göğüs kemiğinin üstteki 2 santimi açılarak ama yine 4 santimlik bir yerden, göğüs kemiğini açmadan daha küçük kesilerle yapmak mümkündür