Karapınar Aile Sağlığı Merkezi ve 112 Acil Müdahale İstasyonunun açılışı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "Hırslarına bakarsanız, kasabaları idare edemeyecek adamlar, 'cumhurbaşkanı adayıyım' diye tafra satıp geziyorlar ortalarda. Biz de hayret içinde bunları izliyoruz ne yazık ki." dedi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Yıldırım ilçesine kazandırılan Karapınar Aile Sağlığı Merkezi ve 112 Acil Müdahale İstasyonunun açılışına katılan Özhaseki, törende yaptığı konuşmada, AK Parti'nin belediyecilik anlayışının hizmet belediyeciliği ve eser siyaseti olduğunu söyledi.

Türkiye'de sosyal belediyecilik anlayışını inşa ettiklerini ifade eden Özhaseki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlarına "En önemli yapacağınız iş insanımızın gönlünü kazanmaktır. İnsanımızın gönlünü almaktır" dediğini hatırlatarak, belediye başkanlarının da yıllardır bunu gerçekleştirdiğini vurguladı.

Özhaseki, son dönemde başka bir belediyecilik anlayışının daha ortaya çıkmaya başladığına işaret ederek, "O da hiçbir şey yapmadan, hizmet etmeden algı belediyeciliği. Algı nedir, olmayanı olmuş gibi var olmayanı varmış gibi, yapılmayanı da yapılmış gibi göstererek hayata devam etmektir. Ne yazık ki üzülerek söylüyorum bugün İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Mersin'de ve Antalya'da belediye başkanlarımızın ne yazık ki hizmet etmeye niyetleri yok. Bir şey bildikleri de yok, yaptıkları da yok. Ancak dehşet derecede bir algı operasyonuyla vakit geçiriyorlar. Bunu söylerken boş bir söz olarak, karşı bir partili olarak söylemiyorum." diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin geçen yıl sadece bu algı operasyonları için ajanslara 845 milyon lira ödediğini belirten Özhaseki, şöyle devam etti:

"Sosyal tesisler için ayırdığı para 12 milyon lira, depreme hazırlık için ayırdığı para 495 milyon lira. İstanbul için yakın gelecekte deprem var diyor bütün hocalar. Tedbir almak lazım ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi sadece 495 milyon lira ayırıyor. Algı operasyonuna ise 845 milyon lira. Durmadan da yalanlar peşindeler. 'Efendim İstanbul'da önümüz kesiliyor'. Halbuki biz AK Parti Genel Merkezi olarak zannedersem aynısını MHP'li arkadaşlarımız da kendi belediyelerine ve meclis üyelerine söylüyorlar. Eğer muhalif partili bir belediye başkanı orada iktidarsa yani daha açık söylüyorum CHP'li bir başkan varsa meclise hayırlı bir iş getiriyorsa, 'Hepsine evet deyin' diyoruz. 'Hiçbir şeye karşı çıkmayın' diyoruz. Çünkü onun kimliği önemli değil, önemli olan oradaki vatandaşın hizmet alması. İstanbul'dan gelen 3 bin 300 civarında teklifin yüzde 98'ine evet demişiz. Yüzde 2'sine karşı çıkmışız. Nedir? Zamlar. Elbette karşı çıkacağız. Nedir? Yeşil alanları talan etmek istiyorlar, elbette karşı çıkacağız bunlara ama onun dışında hizmete ait ne varsa evet diyoruz."

- "Ağlak ağlak gezmeyi sevdiler ama iş yapmaya niyetleri yok"

Özhaseki, bazı belediye başkanlarının algı operasyonunu sevdiğini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mağduriyet edebiyatını sevdiler. Ağlak ağlak gezmeyi sevdiler ama iş yapmaya niyetleri yok. Hırslarına bakarsanız, kasabaları idare edemeyecek adamlar, 'cumhurbaşkanı adayıyım' diye tafra satıp geziyorlar ortalarda. Biz de hayret içinde bunları izliyoruz ne yazık ki. Seçim öncesinde çok iyi hatırlıyorum. CHP Genel Başkanı, o büyükşehirlere aday olan arkadaşlar, 'Bizler iktidara geldiğimizde, hiçbir işçinin, emekçinin alın teri döken insanın ekmeğine mani olmayacağız. İşten çıkarmayacağız, eğer onları işten çıkarırsak, namussuzuz, şerefsiziz' diye her tarafta nutuk attı. Ne oldu peki? Bu saydığım illerde tam 25 bin insanın işine son verdiler. Diyeceksiniz ki 'Belki eleman çoktu, ne yapsın adamlar.' İyi ama İstanbul'da 15 bin kişiyi işten çıkarıyorsunuz, 40 bin kişiyi işe alıyorsunuz. İşe alırken de partiler arasında bölüşüm yapıyorsunuz. Yüzde 35 CHP'nin, yüzde 15 İYİ Parti'nin, yüzde 15 de söyleyemedikleri masanın altında saklanan terör örgütünün uzantısı partinin. Bu adamları doldururken ehliyetine mi bakıyorsunuz, liyakatine mı bakıyorsunuz. Öbür insanları niye işten çıkardınız, Allah'tan korkmuyor musunuz? Ne yazık ki öyle bir korkuları da yok. İşte algı belediyeciliği dediğimiz bu."

- "Dertleri ne? Recep Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun"

Muhalefet partilerinin "Cumhur İttifakı olmasın. Recep Tayyip Erdoğan iş başından gitsin de ne olursa olsun" düşüncesiyle hareket ettiğini dile getiren Özhaseki, "Böyle bir şey olabilir mi? Birbirine benzemez adamlar, sokakta görse selamlaşmayacak adamlar, akşam birbirini telefonla arayıp, oturup bir kahve içmeyecek adamlar, bir masanın etrafında bir araya geliyorlar. Dertleri ne? Recep Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun. Siz ne yapacaksınız? Yapacakları bir şey de yok ama siz gidin. Bu kadar muhalifin, istemezükçünün olduğu bir yerden asla bir medeniyet doğmaz. Hiçbir konuda birliktelikleri olmayan, birbirleriyle yolda karşılaşsa selam vermeyecek adamların Türkiye'ye faydasının olacağını da zannetmiyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Konuşmaların ardından Karapınar Mahallesi Muhtarı Mehmet Çakır, Özhaseki ile Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'a tablo hediye etti.

Konuşmaların ardından protokol tarafından 480 metrekare taban alanı üzerine iki kat olarak tasarlanan ve 7 doktor muayene odası, 2 tıbbi müdahale odası, 3 gebe izleme ve aile planlama odası, 2 aşı ve çocuk izleme odası bulunan aile sağlığı merkezinin açılış kurdelesi kesildi.

Törene, Bursa Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Bursa milletvekilleri Refik Özen ve Ahmet Kılıç, İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile ilçe belediye başkanları ve vatandaşlar da katıldı.