Nureddin Nebati: Enerji Maaliyetleri Hariç Tutulduğunda Cari Fazla Vermeye Devam Ediyoruz
Nureddin Nebati Ankara’da yapılan 13. Büyükelçiler Konferansı'nın bugünkü oturumunda konuştu. Nebati’nin konuşması özetle şöyle:
“Tahıl sevkiyatı anlaşması, ülkemizin stratejik aklının ve küresel sonuçlar üreten diplomatik başarılarının en somut örneklerinden biri olmuştur.
Covid-19 salgınından kaynaklanan ekonomik riskleri daha akut hale gelmeden minimize ederek hızlı toparlanma gösteren ekonomilerden biri olduk. 2020 yılında pozitif büyüme kaydeden sayılı ülkelerden biri olan Türkiye, 2021 yılında yüzde 11 büyüyerek G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olmuştur. Ülkemiz, 2022 yılı ilk çeyreğinde de güçlü ve dengeli büyüme eğilimi sürdürmüş ve yüzde 7,3 büyüme oranıyla G-20 ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüyen üçüncü ülke olmuştur.
“2022 YILININ İKİNCİ ÇEYREĞİ VE SONRASINA İLİŞKİN ÖNCÜL GÖSTERGELER, ÜLKEMİZDE EKONOMİK BÜYÜMENİN DEVAM ETTİĞİNE İŞARET EDİYOR”
Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD, şu anda iki çeyrek üst üste küçülerek teknik olarak resesyona girmiştir ve birçok gelişmiş ülkede resesyon ihtimali konuşulurken 2022 yılının ikinci çeyreği ve sonrasına ilişkin öncül göstergeler, ülkemizde ekonomik büyümenin devam ettiğine işaret ediyor. Nitekim İMF, 2022-2023 yılları için küresel ekonomideki büyümenin beklentilerini aşağı yollu düşürürken ülkemizin büyüme beklentilerini, trendin tersi yönde yukarı yönlü revize etmiştir.
“DÜNYA TİCARETİNDEKİ ALDIĞIMIZ PAY, YÜZDE 1’İ DE AŞMIŞ DURUMDA”
Salgın sonrası ekonomideki toparlanma, iş gücü piyasamıza da olumlu yansımıştır. Aldığımız tedbirlerle beraber toplam istihdam, haziran ayı itibariyle 30,9 milyon kişiye ulaşmış durumdadır. Ülkemiz, OECD ülkeleri arasında salgın öncesi döneme göre en fazla istihdam artışı sağlayan ülke olmuştur. Temmuz ayı ihracatına baktığımızda, ihracatımızla 248,4 milyar dolara ulaşarak dünya ticaretindeki aldığımız pay, yüzde 1’i de aşmış durumda. Aynı şekilde turizmde de önemli bir toparlanma kaydetmiş durumdayız. Bu yıl sonunda da turizmden 37 milyar doların üzerinde bir gelir elde etmeyi öngörüyoruz.
“EKONOMİMİZ, ZORLU KÜRESEL KOŞULLARA RAĞMEN DİNAMİZMİ KORUYARAK GÜÇLENMEYE DEVAM EDİYOR”
Mevcut küresel kriz atmosferine ve dönemsel bazı veriler üzerinden karamsarlık yayma yarışına girenlere rağmen büyüme, ihracat, turizm gelirleri ve istihdam artışı gibi kritik göstergeler bakımından elde ettiğimiz bu somut başarılar, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sizlerle birlikte verdiğimiz sayısız mücadelenin sonuçlarıdır. Bugün ülkemizin büyük potansiyelinin, milletimizin dirayet ve özgüveninin farkında olmayanlar, kendi karamsarlıklarını hiçbir şekilde teyit etmeyen tüm bu başarıları da asla telaffuz etmiyorlar. Oysa ekonomimiz, zorlu küresel koşullara rağmen dinamizmi koruyarak güçlenmeye devam ediyor. Gerçekte olan da budur.
“ENERJİ MAALİYETLERİ HARİÇ TUTULDUĞUNDA CARİ FAZLA VERMEYE DEVAM EDİYORUZ”
İhracatta kırdığımız rekorlar ve turizmdeki hızlı toparlanma, küresel enerji maaliyetindeki sert artışlar kaynaklı cari işlemler dengesindeki bozulmayı da sınırlandırmıştır. Enerji maaliyetleri hariç tutulduğunda cari fazla vermeye devam ediyoruz. Bugün açıklanan haziran ayı verilerine göre, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla 1,4 milyar dolar artış kaydederek 3,1 milyar dolar fazla verilmiştir. Nitekim bu yılın ocak-haziran döneminde, enerji hariç değerlendirildiğinde cari işlemler dengesinde 8,1 milyar dolar, yıllık bazdaki cari işlemler dengesinde de 35 milyar dolar fazla vermeyi başardık. Son haftalarda gevşeyen küresel enerji fiyatları düşüş trendini koruyarak normalleşmeye devam ederse cari işlemler dengemizde de inşallah çok daha iyi noktalara geleceğiz.
“SAĞLAM VE İHTİYATLI KAMU MALİYESİ POLİTİKALARIMIZLA ÜLKEMİZ, DÜNYA GENELİNDEN POZİTİF AYRIŞMAYA DEVAM EDİYOR”
Kamu maliyesine baktığımızda ise 2021 yılını yüzde 3’ün altındaki bütçe açığıyla kapatarak Maastricht Kriteri’ni karşılayan nadir ülkelerden biri olduk. Sağlam ve ihtiyatlı kamu maliyesi politikalarımızla ülkemiz, dünya genelinden pozitif ayrışmaya devam ediyor. Nitekim bu yılın ilk yarısında da bütçemiz olumlu bir performans koymuş ve bu performanstaki güçlülük devam etmiştir. Bankacılık sektöründe de güçlü sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve karlılık oranlarıyla da öne çıkıyor. Haziran itibariyle yüzde 18,1 olarak gerçekleşen sermaye yeterlilik rasyomuz, yüzde 8 olan yasal asgari oranın oldukça da üzerinde seyrediyor.
“ARTAN ENFLASYONİST BASKI KARŞISINDA DA VATANDAŞLARIMIZI HİÇBİR ŞEKİLDE YALNIZ VE ÇARESİZ BIRAKMADIK”
Salgında döneminde ve sonrasında insanımızı asla işsizlik sorununa terk etmediğimiz gibi, kuzeyimizde baş gösteren savaşla birlikte artan enflasyonist baskı karşısında da vatandaşlarımızı hiçbir şekilde yalnız ve çaresiz bırakmadık. Sabit ücretlerde yaptığımız yüksek oranlı artışlara ek olarak, vatandaşlarımızın en çok ihtiyaç duyduğu gıda, elektrik, temel ihtiyaç maddeleri gibi kalemlerde vergi indirimleri sağladık. Artan enerji maliyetlerinden vatandaşlarımızın ve sanayicilerimizin en asgari seviyede etkilenmesini sağlamak için yüksek oranda sübvanseyi devam ettiriyoruz.
“BENZİN VE MOTORİNDE ÜLKEMİZDE UYGULANAN VERGİLER, AB ORTALAMALARININ YAKLAŞIK YÜZDE 14 DAHA DÜŞÜK SEVİYESİNDEDİR”
Bugün kamuoyunda, devletimizin akaryakıtta dünya ortalamasının çok üzerinde, astronomik vergiler aldığına dair hiçbir gerçekliği olmayan bir bilgi dolaşıyor. Oysa ekonomi yönetimi olarak uyguladığımız vergi politikaları sonucunda Türkiye, bugün benzin ve motorinde AB ülkelerinin tamamından daha düşük vergi alan ülke konumuna gelmiştir. Benzin ve motorinde ülkemizde uygulanan vergiler, AB ortalamalarının yaklaşık yüzde 14 daha düşük seviyesindedir.
Enflasyonla mücadeleye yönelik yaptığımız vergi indirimleri, düzenlemelerle birlikte 2021 yılında 154 milyar lira vergi gelirinden vazgeçmişken bu yıl aldığımız ilave tedbirlerle 251 milyar liralık vergi gelirinden feragat etmiş durumdayız. Ayrıca stratejik gıda ve tarım ürünlerinden de bazılarına yönelik dış ticaret tedbirleri de uyguluyoruz. Bu süreçte tarımsal üretim maliyetlerini azaltmaya ve tarımsal üretimi artırmaya dönük GES yatırımlarını destek kapsamına alırken sulama yatırımlarımızı hızlandırıyoruz. Ayrıca Rusya ile işbirliği halinde Mersin Akkuyu’da nükleer enerji santralimizi inşa ediyoruz. Enerji üretmeye başladığımızda enerji ihtiyacımızın yüzde 10’unu bu santralimizden elde etmeyi hedefliyoruz.”