Rafet Ulutürk : "1984’te Bulgaristan Türklerinin Kimlik Mücadelesi İnsanlık Onurunun Bir Zaferidir"

Kimlik, Zulüm ve Direniş

Bulgaristan Türkleri, 1984-1985 yıllarında kimlikleri ve kültürleri için verdikleri mücadeleyle, insanlık tarihine unutulmayacak bir direniş hikâyesi yazdı. BulTürk Başkanı Rafet Ulutürk, bu tarihi olayları değerlendirerek, Türk azınlığın yaşadığı zulmün sadece bir insan hakları ihlali değil, aynı zamanda kimlik ve onur mücadelesinin bir sembolü olduğunu belirtti.

Rafet Ulutürk , Bulgaristan Komünist Partisi'nin başlattığı "soya dönüş" politikasıyla, 840 bin Türk kökenli Bulgar vatandaşının kimliklerinin yok edilmeye çalışıldığını vurguladı. "Zorla isim değişikliği, Türkçe konuşma yasağı ve kültürel mirasın inkarı, bu politikanın temel taşlarıydı. İnsanlar evlerinden alınarak zorla Bulgar isimleri seçmeye zorlandı. Direnenler işkenceye maruz kaldı; kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapılmaksızın herkes bu baskının hedefi oldu," dedi.

Ulutürk, özellikle Türkan bebeğin ölümüne dikkat çekerek, "Barışçıl direnişin masum bir kurbanı olan Türkan bebek, kimlik mücadelesinin sembolü haline gelmiştir. Onun ölümü, Bulgaristan Türklerinin karşılaştığı zulmün ne denli acımasız olduğunu gözler önüne seriyor" ifadelerini kullandı.

Ulutürk, "Bu dönemde Türk toplumu, tüm baskılara rağmen kimliklerini ve kültürlerini koruma kararlılığını gösterdi. Barışçıl eylemler, protestolar ve direnişler, toplulukların birlik içinde hareket etmesinin en güçlü örneklerinden biriydi. Ancak bu çabalar şiddetle bastırılmaya çalışıldı; insanlar Belene Kampı gibi korkunç şartlara sahip kamplarda tutuldu," diye ekledi.

Ulutürk, bu olayların unutulmaması gerektiğini vurguladı: "1984’te yaşananlar, kimlik üzerindeki baskının toplumsal yaralar açabileceğini gösteriyor. Bugün, o dönemin mağdurlarını anmak, onların mücadelelerine saygı duruşunda bulunmak ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı diri tutmak zorundayız."

Rafet Ulutürk, Bulgaristan Türklerinin mücadelesinin, insan onuru ve kimlik için verilen bir direniş olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Kimlik, yalnızca bireysel bir hak değil, aynı zamanda bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için temel bir unsurdur. Bulgaristan Türklerinin 1984’teki mücadelesi, bu gerçeği insanlık tarihine kazımıştır. Bu olaylar, özgürlük, eşitlik ve insan hakları yolunda bize rehberlik etmeye devam edecektir."