Testis kanserinin nadir görülmesine rağmen, 15-35 yaş arasında ürolojik kanserler arasında en sık görülen kanser olması nedeniyle önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu vurgulayan VM Medical Park Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov, “Erken tanı ile testis kanseri daha erken evrede tespit edilebilmekte, bu sayede uygulanacak tedavi daha az toksik ve hayat kurtarıcı olmaktadır” dedi.

Testislerin erkeklerde skrotum denilen torbanın içerisinde bulunan sperm hücrelerini üreten ve testosteron adlı erkeklik hormonunu salgılayan vücudun genital organı olduğunu söyleyen Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov “Testisler, büyüklükleri kişiden kişiye değişen yapılardır. Ortalama her biri 20-30 gram ağırlığındadır. Uzunluğu 4-5 cm, kalınlığı ise 2-2,5 cm kadardır” diye konuştu. 

100 BİN ERKEKTE 6-11 KİŞİDE GÖRÜLÜYOR

Genel toplumda yaygınlık olarak testis kanserinin her 100 bin erkekte 6-11 oranında görüldüğüne dikkat çeken Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov, “Erkek kanserleri arasında görülme oranı yüzde 1-1,5 civarındadır” ifadelerini kullandı. 

15-35 YAŞ ARASI ERKEKLERİ DAHA FAZLA ETKİLİYOR

Testis kanserinin sık görülmemesine rağmen, 15-35 yaş arası erkekleri etkilemesi ve son 30 yılda tüm dünyada görülme sıklığının artması nedeniyle önem arz etiğini belirten Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov “Son yıllardaki bu artışın aksine, testis kanserinde erken tanı yöntemleri bağlı ölüm oranlarında ciddi düşüş görülmektedir” açıklamasında bulundu. 

BU RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT! 

Testis kanserinin özel risk faktörlerini Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov, şu şekilde sıraladı: 

TEK TARAFLI AĞRISIZ SERT KİTLE NEDENİYLE BAŞVURUYORLAR

Genellikle hastaların tek taraflı ağrısız sert kitle ile doktora başvurduğuna dikkat çeken Op. Dr. Jabrayılov, “Aksi ispat edilinceye kadar ağrısız skrotal sertlik, iltihabi bir durum öyküsü olmadıkça testis tümörü olarak kabul edilip ona göre hareket edilmelidir” dedi.

Op. Dr. Jabrayılov, testis kanserinin tanısının nasıl konulduğunu şöyle açıkladı: 

“Fizik muayenede testiste kitle saptanan olguda, yapılacak ilk radyolojik değerlendirme ultrasondur. Fizik muayene, ultrason ve kanda tümör markerleri ile yüzde 90 tanı konulur. Kesin tanı için tüm vücut tomografisi, bazen MR, PET-CT, kemik sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemlerine de ihtiyaç olabilir.” 

ERKEN TANI VE UYGUN TEDAVİ İLE YÜKSEK BAŞARI SAĞLANABİLİR

Testis kanserinde erken tanının hayati önemde olduğunun altını çizen vurgulayan Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov, şu bilgileri paylaştı:

“Testiste ele gelen bir kitle saptandığı takdirde, tetkiklerle aksi ispat edilmediği sürece, bu kitlenin bir tümör olduğu kabul edilip, tedaviye bu şekilde başlanmaktadır. Vakit geçirmeden hastalıklı testisin alınması ve gerekli patolojik incelemenin yapılıp, tanının kesinleştirilmesi gereksettiğinin önemini vurgulayan Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov, “Tüm testlerin ve patolojik incelemenin sonucuna göre hastalığın hangi evrede olduğu ve hücre yapısına göre değişiklik gösteren alt tipleri tanımlanmaktadır. Elde edilen sonuç doğrultusunda kemoterapi veya radyoterapi gibi ek bir tedaviye ihtiyaç duyulup duyulmadığı belirlenmektedir. Ameliyat sonrası tümörün evresine ve tipine göre iyi bir takip yapılmalıdır. Diğer kanser tiplerinde de olduğu gibi; erken tanı ve kısa sürede yapılan uygun tedavi ile başarı şansı çok yüksektir.” 

ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA ENGEL DEĞİL

Testis kanseri olan hastaların çocuk sahibi olabileceğini söyleyen Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov , “Tanı konulduktan sonra ileri tedavi ihtiyaç olunca problem yaşanmaması amacıyla sperm dondurma yöntemlerini öneriyoruz. Genellikle kemoterapi sonrası en az 2 yıl doğal yolla çocuk sahibi olunması önerilmez” dedi.

KENDİ KENDİNE TESTİS MUAYENESİ ÖNERİSİ

Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov, testis kanserinin nadir görülmesine rağmen, 15-35 yaş arasında en sık görülen kanser olması nedeniyle önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu belirtti.

Kendi kendine testis muayenesinin testisteki kitlenin erken fark edilmesini sağlayan, uygulanması son derece basit bir yöntem olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Hıkmat Jabrayılov, “Erken tanı ile testis kanseri daha erken evrede tespit edilebilmekte, bu sayede uygulanacak tedavi daha az toksik ve hayat kurtarıcı olmaktadır. Bu konuda halkın bilinçli olması önem arz etmektedir. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır” diyerek sözlerini sonlandırdı.