Uçak kazalarının ardından en önemli bilgileri sağlayan ve havacılık güvenliğine katkı sağlayan cihazlar arasında yer alan "kara kutular", aslında parlak turuncu veya kırmızı renklerdedir. Bu durum, cihazların bulunabilirliğini artırmak amacıyla yapılan bilinçli bir tercihtir.

Kara kutu, teknik olarak "Uçuş Veri Kaydedici (FDR)" ve " Kokpit Ses Kaydedici (CVR)" olmak üzere iki ana bileşenden oluşur. FDR, uçağın teknik parametrelerini (hız, yükseklik, motor durumu gibi) kaydederken, CVR ise kokpitte geçen sesleri (mürettebatın konuşmaları, uyarı sesleri vb.) kaydeder. Bu veriler, kaza veya olay sonrasında uçağın ne olduğunu ve ne olmadığını anlamak için kritik öneme sahiptir.

Kara kutuların adının neden "kara" olduğu sıklıkla merak edilen bir konudur. Aslında, bu ad, cihazların ilk üretildiği zamanlarda kullanılan renkleri yansıtmaz. Fransızca "boîte noire" terimi, bu cihazların adını oluşturur ve eski modelleri siyah renkteydi. Ancak zamanla, kaza sonrası bu cihazların en kolay bulunabilmesi ve tanınabilmesi için parlak renklere dönüşüm yapılmıştır. Günümüzde genellikle turuncu veya kırmızı renkte üretilirler.

Parlak turuncu veya kırmızı renkler, kara kutuların deniz altında da kullanılan diğer kaydedici cihazlar gibi kolayca görünür olmasını sağlar. Deniz altında sualtı araştırmalarında da benzer renkler tercih edilir çünkü bu renkler, su altında derinliklerde dahi görünürlüğü artırır. Kazaların ardından hızlı bir şekilde bulunabilen kara kutular, olayın nedenlerini aydınlatarak havacılık güvenliğine önemli katkılar sağlar.

Uçak kazalarının soruşturulması sürecinde kara kutuların sağladığı veriler, kazaların nedenlerini ortaya çıkarmak, güvenlik önlemlerini geliştirmek ve havacılık endüstrisinde yaşanan sorunlara çözüm bulmak için kritik önem taşır. Bu nedenle, kara kutuların gözle görünür ve kolayca tanınabilir olması, kazaların ardından yapılan soruşturmaların etkinliğini artırır ve benzer olayların tekrarlanmasını önler.