Destici’nin BBP Genel Başkanı Seçildiği Kongrenin İptali İçin Açılan ve Reddedilen Dava İstinaftan Döndü
Destici’nin BBP Genel Başkanı Seçildiği Kongrenin İptali İçin Açılan ve Reddedilen Dava İstinaftan Döndü
Destici’nin BBP Genel Başkanı Seçildiği Kongrenin İptali İçin Açılan ve Reddedilen Dava İstinaftan Döndü
Haşim Yanar ’ın Mustafa Destici ’ye karşı aday olduğu Büyük Birlik Partisi’nde en son yapılan Kurultay’ın iptaline ilişkin açılan davayı inceleyen ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ, 25. HUKUK DAİRESİ KARARI BOZDU!
Büyük Birlik Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Av. Muammer Çolak ’ın kongrenin iptaline ilişkin açtığı dava, Ankara 19.Asliye Hukuk Mahkemesince reddedilmiş olsa da, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, 25.Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını davacı lehine bozdu.
İstinaf başvurusunda;
Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/06/2021 gün ve 2020/635 Esas, 2021/526 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin 4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verildi.
İddiaya göre;
Davacı Özetle;
Müvekkilinin, Büyük Birlik Partisi Kurucular Kurulu Üyesi olduğunu, Parti Genel Başkanı, Genel Başkan Yardımcıları, MKYK Üyeleri ve Konya İl Başkanının Adalet ve Kalkınma Partisi listelerinde milletvekili adaylıklarının kesinleştiği tarihte, Büyük Birlik Partisinde seçimle kazanılmış siyasi parti görevlerinin sona erdiğini, anılan kişilerin Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı, Genel Başkan Yardımcılığı, MKYK Üyelikleri ve İl Başkanlığı sıfatını kullanmalarının, bu sıfatlarla parti organlarında toplantılara katılmalarının ve oy kullanmalarının Siyasi Partiler Kanunu’na ve seçim mevzuatına aykırı olduğunu,
Siyasi Partiler Kanununun 93. maddesine aykırı olarak yeterli delegenin imzasına havi Genel Başkanlık adaylığı başvurusu olan Haşim YANAR'ın kongre salonuna alınmadığını, Kanunlar, parti tüzük ve parti programı çerçevesinde toplumu ve Devleti ilgilendiren konularla kamu faaliyetleri konularında karar alınmasına dair teklifleri karara bağlamak için bu tekliflerin büyük kongrede hazır bulunan üyelerin üçte biri tarafından yapılmış olmasının şart olduğunu, bu tekliflerin, büyük kongrece seçilecek bir komisyonda görüşüldükten sonra, komisyon raporuyla birlikte incelenip karara bağlanacağına dair hükme aykırı olarak tüzük değişikliği yapıldığını, değişikliklerin görüşmeye açılmadığını, müvekkilin lehte/aleyhte söz almak istemişse de söz verilmediğini ileri sürerek adı geçenlerin tüzüğe aykırı hareket ederek delege listelerini ilan etmediklerini, katılan delege sayısından fazla parti üyesi olmayan kişilere görevlendirme yapılarak delegeler üzerinde baskı kurulduğunu, kongre divan seçiminin gizli oyla yapılmasına ilişkin imzalı önerge verilmesine rağmen oylamanın açık oyla yapıldığını, Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olarak tüzük değişikliği yapıldığını, kendisine söz hakkı tanınmadığını, açıklanan tüm bu hallerin tam kanunsuzluk hali olduğunu ve davalı partinin 18/10/2020 tarihinde yapılan 11. Olağan Büyük Kongresinin tüm sonuçlarıyla birlikte iptalini gerektirdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.”
Ne olmuştu;
18 Ekim 2020 yılında BBP Genel Başkan Adayı Haşim YANAR kurultayın hemen ardından şu açıklamayı yapmıştı;
“Bilindiği üzere;
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanlığına adaylığımı açıklayacağımın anlaşılması ile birlikte ,sırf adaylığımı engellemek amacıyla, tamamı haksız gerekçelerle hakkımda ihraç kararı verilmişti.
Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, BBP Merkez Disiplin Kurulunun ihraç kararını lehimize sonuçlanmış, hakkımdaki haksız, hukuksuz “ihraç kararı iptal edilerek, yeniden adaylık yolum açılmıştı.
O günlerde “Parti Üst Kurul” delegelerinin en az %76’sı Genel Başkanın değişmesi gerektiğine inanıyor, Haşim YANAR’ı destekliyordu.
Adaylığımın engellenmesi ile ilgili hesapları tutmayan parti yönetimince, bu defa son iki ayda başta, Ankara, İstanbul, Şanlıurfa olmak üzere en az on ilde kongre yaparak, yer yer eş, dost ve akrabadan oluşan yeni bir sadakat listesi oluşturuldu.
Genel Başkan adayı olmak için gerekli imzadan fazlasını hem de noter yolu ile topladığımız halde ben ve arkadaşlarım salona alınmadık.
Salona girmek istediğimizde, yaklaşık 840 delegenin olduğu salonun çevresini kuşatmış sayısı üç bin’i bulan “polis ordusunun” mukavemeti ile karşılaştık.
Neden alınmadığımızı sorduğumuzda Genel Merkez’in talimatıdır cevabı ile karşılaştık.(Hepsinin video kayıtları var)
Çoğu yağmur altında olmak üzere 8 saat arkadaşlarımla birlikte dışarıda bekletildik.
Salona girmeye teşebbüs ettiğimiz her defasında, polis arkadaşlarımızca abluka altına alındık.Kardeşin kardeşle karşı karşıya getirildiği utanç verici bir durumla karşı karşıya bırakıldık.
Parti tüzüğündeki “üye tam sayısının onda birinin yazılı istemi halinde divan başkanı gizli oyla seçilir.”maddesine istinaden Selahattin ŞENLİLER beyin 170 delegenin imzası ile divan seçiminin gizli oylamayla yapılması hususundaki teklifi yok sayılarak kongre iptal sebebi sayılabilecek tam bir hukuksuzlukla karşı karşıya bırakıldık.(video kayıtları vardır)
Divan ve Tüzük Değişikliği oylamaları çoğu “sözde görevli” gençlerin doldurduğu delege mahfilinde yaptırıldı.(video kayıtları vardır)
“Hukuksuz seçilen divan” diğer Genel Başkan Adayı Mustafa DESTİCİ’nin çoğu günler önce toplanan adaylık teklifi ile ilgili imzalarını işleme koyarken, bizim noterden aldığımız imzaları yok saymak istedi.
Buna rağmen arkadaşlarımızın ısrarlı mücadelesi sonucunda 8 saat aradan sonra 207'si noterden olmak üzere toplam 247 delegenin imzası 207 sayılarak, salona girebilmemizin yolu açıldı.
Salona girdiğimde bana ve başta Muhsin YAZICIOĞLU’NUN ağabeyi, Yusuf YAZICIOĞLU ağabey olmak üzere yanımdaki arkadaşlara yer verilmek istenmedi. (video kayıtları vardır)
Kurultay'da diğer ADAY’a önce 1 saat 15 dakika ve sonra 18 dakika konuşma hakkı kullandırılırken, bana sadece 15 dakika konuşma hakkı verildi.
Toplam delegenin oyunu alabileceğimiz yaklaşık %50’si kadarının seçim kaybetme kaygısı ile yapılan baskın il kongreleri ile liste dışı bırakılmasına ve salonda yaşanan onca baskı, hile ve entrikaya rağmen delegenin %30’unun yani 252’sinin oyunu alabildik.
“İhanetin Kalbine Saplanacağız”
Alperen Ocaklarımız tarafından salona gelmesi sağlanan gençlerimize, Muhsin Başkanımızın ağabeyi Yusuf YAZICIOĞLU ağabeyinde içinde bulunduğu gruba karşı “İhanetin Kalbine Saplanacağız” diye tezahüratlar yaptırıldı.
Böylelikle bu gençler ömür boyu utanacakları ve pişmanlık duyacakları bir işe sürüklenmiştir. (Kayıtları vardır)
Oy kullanmak üzere eşi ile birlikte salona gelen birçok delege oy kullanmadan salonu terk etmiştir.
Bütün bu yaşananlardan hareketle görülen odur ki; bu “KURULTAY” siyasi, hukuki ve maalesef ahlaki meşruiyetten yoksundur.
Bu kurultayda açıkça Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve Parti Tüzüğün çiğnenmiş, kanunsuz olarak oluşturulan Divanın uygulamaları ile delege iradesi sakatlanmıştır.
Parti yönetimi her türlü meşruiyet alanını tıkamakla partinin gerçek sahiplerini başka arayışlara kontrollü ve bilinçli olarak iteklemiştir.
18 Ekim 2020 tarihinde yapılan kurultayın insani, ahlaki ve hukuki meşruiyeti kalmamıştır.
Kamuoyumuza ve Camiamıza Saygı ile arz olunur..”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.