Aksaray Kırşehir Eczacı Odası Başkanı Fatih Özçiftçi: Üç Eczaneden Biri Kapanma Riski İle Karşı Karşıya
Aksaray Kırşehir Eczacı Odası Başkanı Fatih Özçiftçi: Üç Eczaneden Biri Kapanma Riski İle Karşı Karşıya
Aksaray Kırşehir Eczacı Odası Başkanı Fatih Özçiftçi, "Üç eczaneden biri kapanma riski ile karşı karşıya. Kira maliyetleri çok arttı.
Bunun yanında elektrik doğal gaz asgari ücret bu tür girdilerin ciddi şekilde artması maalesef eczacılarımızı gerçekten zor durumda bırakıyor. İnşallah hiçbir eczacımız bu durumla karşılaşmaz" dedi.
Fatih Özçiftçi eczacıların ekonomik kriz nedeniyle yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Özçiftçi, "Biz, ilaçtaki zammın vatandaşın ilaca ulaşımını engellemesini istemiyoruz. İlaç ucuz olmalı, ulaşılabilir olmalı. Zamdan öte, ilaç fiyat kararnamesi kesinlikle değiştirilmeli" diye konuştu.
"İLAÇTAKİ FİYAT BEKLENTİSİ ARTTI"
İthal ilaçlar nedeniyle dolar kurundan etkilendiklerini belirten Fatih Özçiftçi, şunları söyledi:
"Bunun birkaç nedeni var. Yılda bir kez şubat ayında, euro kur fiyatlarına göre ilaç fiyatları belirleniyor. Aslında bakarsanız her yıl euro güncel fiyatlarından dolayı firmaların piyasaya az ilaç vermesinden, arzdaki sıkıntıdan dolayı bu problemleri yaşardık ama bu sene bunu kat kat fazla yaşadık. Bunun sebebi de içinde bulunduğumuz enflasyonun getirdiği, euro kurunun yanında ambalaj ve şişe fiyatlarının artması. Ayrıca asgari ücretin belli oranda yükselmesi, doğal gaz, elektrik yakıt masrafının çok çok artması da ilaçtaki fiyat beklentisini çok çok artırdı. Bu yüzden ilaç firmalarının yaşattığı arzdan dolayı gerçekten biz de sıkıntı yaşadık.
"SON 30 YILIN ZAMMI GELDİ İLAÇLARA"
Şubat ayında, belki de son 30 yılın zammı olarak ilaca yüzde 37 oranında zam geldi. Bu zam da maalesef belirtmiş olduğum gider kalemlerinin fazla artması nedeniyle ilaçtaki tedarik sorununu çözmedi. Şu anda haziran ayındayız, şubat ayına altı ay daha var, yine maalesef ilaca ulaşımda sorun yaşıyoruz. İlaç firmaları, yüzde 75 oranında tekrar zam yaptığını devlete ilettiler. Biz ilaçtaki zammın vatandaşın ilaca ulaşımını engellemesini istemiyoruz. İlaç ucuz olmalı, ulaşılabilir olmalı. Zamdan öte, ilaç fiyat kararnamesi kesinlikle değiştirilmeli. 2009 yılından beri ilaç fiyat kararnamesinde hiçbir değişiklik yapılmadı. Senede bir yapılan euro kur incelemesi tekrar gözden geçirilmeli. Gelecek zam oranı, seneye dört-beş kez şeklinde yayılmalı. Biz de bu zorlukları yaşamamalıyız, hastaların ilaca erişimini kolaylaştırmalıyız.
"KENDİ İLACIMIZI ÜRETMELİYİZ"
Her grupta yaşadığımız sıkıntılar var. Yerli ilaç gruplarında dahi sıkıntılar yaşamıştık, şişe ve ambalaj maliyetlerinin artmasından. Ama şu an daha çok ithal kaynaklı ilaçlarda sıkıntımız var. Bunun da sebebini maliyetler, euro kuru, yurt dışında pahalı olmasından dolayı ülkemize az gelmesi olarak söylüyor firmalar, bu şekilde iletiyorlar. Buradan da aslında çıkartacağımız dersler var. Kendi ilacımızı üretmeliyiz. Milli ve yerli ilaca daha fazla önem vermeliyiz.”
"İLACA GELEN ZAM VATANDAŞI DOĞRUDAN ETKİLİYOR"
Türkiye’de ‘eşdeğer uygulaması’ yapıldığını hatırlatan Fatih Özçiftçi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlaca gelen zam, vatandaşı doğrudan etkiliyor. İlaca zam geldikçe, ülkemizde ‘eşdeğer uygulaması’ var, en ucuz ilacın yüzde 5’ine kadar devlet karşılıyor, daha fazlası vatandaşın cebinden çıkıyor. Elaca zam geldikçe tabii vatandaşın cebinden çıkan para artıyor; bu nedenle doğrudan yansıması var. Vatandaşın bize tepkisi oluyor, çünkü bir reçete kaleminde eczacının tahsil ettiği bir reçete katılım payı var. İki; muayene katılım payı var. Üç; ilaç katılım payı var. Dört; ilaç farkları var. Birden fazla ilaç kalemi var. Reçete katılım payı ve muayene katılım payı bizim tamamen aracı olduğumuz bir ücret. Biz, vatandaştan, hastadan alıyoruz, devlete iletiyoruz. Bu nedenle buradaki fiyatlar birikmiş oluyor. Vatandaş da bunu ödemek istemiyor ya da zorlanıyor; bu durumda ciddi zorluk yaşıyoruz. İkinci yaşadığımız zorluklardan bir tanesi de bizim Sosyal Güvenlik Kurumu’na bir aracı durumumuz var. İlaç firmalarından aldığımız ıskontonun, bizim üzerimizden Sosyal Güvenlik Kurumu’na yansıtılması gerekiyor. Bu, yüzde 40’lara varan, bazı ilaçlarda yüz lirada 40 lira dahi olabiliyor. Şimdi firmalar, zam alamayınca ya da ilaçların fiyatlarının değerini bulamayınca devlete yapması gereken 40 liralık iskontoyu ya tamamen yapmıyor ya da eksik oranda veriyorlar; bu da vatandaşa yansıyor. Yani 40 liradan ne kadar az verilirse bu vatandaştan tahsil ediliyor maalesef."
"ENJEKTÖR MALİYETLERİ YÜKSELDİ"
Hastaların, sürekli kullanmaları gereken bazı sarf maddelerinde de zorlandığına dikkat çeken Özçiftçi, "Enjektör maliyetleri 1 liranın üzerine çıktı. Sosyal Güvenlik Kurumu sadece 17 kuruş ödüyor, bu bir maliyet. Stripler, diyabet hastalarının kullandığı iğne uçları, hasta bezleri, bunlar maalesef son dönemde çok zam aldı. Yüzde 300’e yakın fiyat artışları oldu. Bunların ulaşımında bir sıkıntı yok ama eczacılarımız bunlardan fark almak zorunda kalıyor. Bu da vatandaşa yansıyor tabii ki" dedi.
"ÜÇ ECZANEDEN BİRİ KAPANMA RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA"
Eczacıların maliyetler nedeniyle kepenk kapatma seviyesine geldiğini söyleyen Fatih Özçiftçi, şöyle konuştu:
"Aslında bunlar, genel itibariyle bahsettiğim konular ile alakalı gider maliyetlerinin çok artmasından kaynaklı tüm Türkiye’de de şehrimizde de haber olan bir konu var. Üç eczaneden biri kapanma riski ile karşı karşıya. Kira maliyetleri çok arttı. Bunun yanında elektrik, doğal gaz, asgari ücret, bu tür girdilerin ciddi şekilde artması maalesef eczacılarımızı gerçekten zor durumda bırakıyor. İnşallah hiçbir eczacımız bu durumla karşılaşmaz. Net bir sayı vermem mümkün değil, ama bir gelir olarak eczacılarımız ciddi zor durumda. 2021 yılının ekim ayında bir kutu ilaç, vatandaşımızın çok fazla kullandığı bir ağrı kesici 13 liraydı. O günün benzin fiyatıyla karşılaştırırsak 1,7 litre benzin ediyordu. Bugün o ilaç 18 lira oldu. Maalesef 0,6 litre benzin alabiliyoruz, bir kutu aynı ilacı sattığımızda.
"İLAÇ FİYAT KARARNAMESİ KESİNLİKLE DEĞİŞMELİ"
Daha önce de sürekli söyledik; ilaç fiyat kararnamesi kesinlikle değişmeli. 2009 yılından beri bu konu hakkında herhangi bir şekilde değişiklik olmadı. Bu konu acilen düzeltilmeli. İkincisi; pandemiyle birlikte tüketimi çok fazla artan gıda takviyeleri var. Gıda takviyeleri hiçbir şekilde kontrolsüz kullanılmamalı. ‘Bitkisel’ denilip, ‘zararsız’ denilip kullanılan bir algı var. Kesinlikle böyle değil. Hekim tarafından tavsiye edilip eczacılar tarafından verilmeli. Bu, çok önemli bir konu. Bir diğer konu, üniversitelerde çok fazla eczacı fakültesi var. Eczacı olmayan, öğretmen olmayan fakültelerimiz var ne yazık ki. Bunların hepsi birbiri ile bağlantılı konular. Bu konuların düzeltilmesi bizler için çok faydalı olacaktır."
Haber : KEMAL ONUR ATALAY
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.