İYİ PARTİLİ POYRAZ’DAN ALP EMEÇ’İN TUTUKLANMASINA TEPKİ

İYİ PARTİLİ POYRAZ’DAN ALP EMEÇ’İN TUTUKLANMASINA TEPKİ

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Tarih bölümü öğrencisi ve İYİ Parti Gençlik Kolları üyesi Alp Emeç'in tutuklanmasına, “Adalet, adalet, adalet. Hukukun kodları ile oynadığınız zaman iktidarınız bir süre daha devam eder ama, ‘Adalet’ yeri doldurulamaz bir şekilde terk eder o ülkeyi. Yargı kararıdır, elbette saygı duyacağız. Ama adaleti sağlamak için verilen kararın, hem hukuka, hem adalete, hem de vicdana uygun olması gerekliliği ne olacak?” sözleriyle tepki gösterdi. İYİ Parti Gençlik Kolları üyesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih bölümü öğrencisi Alp Emeç, gazeteci Sedef Kabaş'ın tutuklanmasına sebep olan “Öküz saraya çıkmakla kral olmaz ama saray ahır olur” sözlerini sosyal medya hesabından paylaştığı için dün tutuklanarak Silivri Cezaevine gönderildi. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, yaptığı yazılı açıklama ile tepki gösterdi. Poyraz’ın yazılı açıklaması şöyle: “HUKUKUN KODLARI İLE OYNADIĞINIZ ZAMAN İKTİDARINIZ BİR SÜRE DAHA DEVAM EDER AMA, ‘ADALET’ TERK EDER O ÜLKEYİ” “Adalet, adalet, adalet. Hukukun kodları ile oynadığınız zaman iktidarınız bir süre daha devam eder ama, ‘Adalet’ yeri doldurulamaz bir şekilde terk eder o ülkeyi. Adalet terk ettiği zaman, umutlar da eşyalarını toplamaya başlar. Umutlar eşyalarını topladığı zaman, geriye sadece, güvensizlik ve ümitsizlik kalır. İşte tam olarak bizlere yaşatılan Türkiye budur. Alp Emeç 20 yaşında, tam burslu olarak üniversite eğitimini tamamlamaya çalışan bir yandan da ülkesi için endişelenen bir genç kardeşimiz. Dün akşam tutuklandı. Neden mi tutuklandı? Yaptığı ve sonrasında sildiği bir sosyal medya paylaşımı yüzünden tutuklandı. Tutuklamaya sevk eden bir savcı ve tutuklama kararı veren bir de hakim. Adaleti sağlamak için hukuk fakültesinden mezun olmuş iki hukukçu, kodları ile oynanmış hukuk sistemimizin isimsiz iki yeni kurbanı daha. Bu isimsiz kurbanlar, 20 yaşında bir gencin hayatını, verdikleri kararlar ile karartıyorlar. Yargı kararıdır, elbette saygı duyacağız. Ama adaleti sağlamak için verilen kararın, hem hukuka, hem adalete, hem de vicdana uygun olması gerekliliği ne olacak? Bu esas unsurları barındırmadığı zaman mahkeme kararı kendini nasıl hukuk dünyasında ve vicdanlarda meşrulaştıracak? İşte şimdi tam da bu ülkenin; sorumluluk sahibi hukukçularına, Türk Milleti adına karar veren yargıçlarına, kalemini namusu bilen gazetecilerine, ülkeye hizmet etmek için yola çıkmış siyasetçilere, vatandaşlık, sorumluluk ve bilincine sahip her bir vatandaşımıza görev düşmektedir. Hukuka, vicdana, adalete, millet olarak adalet duygumuza açıkça aykırı olarak tesis edilen Alp Emeç’in tutuklanması kararını, titizlikle takip etmek görevimizi yerine getirmek zamanıdır.”