"Prompterizm de ne oluyormuş?" diyebilirsiniz. Anlatayım size: Bir yerde konuşma yapacağınız zaman, bilgisayara bağlı olan ve yazıların kaydığı bir ekran konur önünüze. Bu ekranın adı prompterdir.
Herkes sizin doğaçlama olarak halka seslendiğinizi düşünür. Dolayısıyla da size hayran kalır herkes.
Prompter, konuşmacıyı çok etkiler. O kadar etkiler ki konuşmacı kimliğini ve karakterini bile kaybeder.
Prompterde "Hepimiz Ermeniyiz" yazıyorsa Ermeni olur çıkarsınız, hatta Ermenilerden 1915 olayları için özür bile dilersiniz. Sonra bir gün prompterde "Papa Ermeni soykırımı diyerek ayıp etti." diye yazar ve siz papayı kınarsınız.
Prompter bazen risk alır ve "Baldıran zehri içmek pahasına da olsa Kürt sorununu kabul etmek lazım" yazar. Siz de ister istemez "Kürtlere özgürlük" diye bağırmaya başlarsınız. Sonra bir gün gelir, prompterde "Kürt sorunu yoktur." yazar ve siz aniden Türk milliyetçisi olursunuz.
Prompter ilginçtir... Alevileri görünce Hacı Bektaş-ı Veli'den şiirler yazar... Şii bir despottan bahsederken despotu bırakıp şii düşmanı kesilir... Kutlu doğum programında özü hatırlar prompter: "Alevilik ve sünnilik bizim dinimiz değil, hepimiz Müslümanız." yazar ve bir anda Müslüman olursunuz.
Hakikaten ilginçtir prompter... "Her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına al." der sana ve söversin milliyetçilere... Bazen de "Tarihe damga vurmuş bu aziz millete mensup olmaktan gurur duyuyorum. Allah'a hamd olsun." dedirtir sana, ama o milletin Türk milleti olduğunu hiç söyletmez.
Prompterizm böyle bir felsefi sistemdir. Çok çelişkili bir sistem diyebilirsiniz. Bence de öyle; lakin çelişkinin kaynağı prompterin kendisi mi, promptere yazıları yükleyen teknik personel mi, yazıları yazan danişmendler mi yoksa promptere mahkum olmuş olan konuşmacı mıdır, bilmem.
Prompter konuşmacıyı her durumda kurtarır. Konuşmacı müthiş nutuklar atar. Ama bazen prompter Yozgat Çamlık Milli Parkı'nın milli park oluşunu unutup size "Çamlığı milli park yapacağız." gafını yaptırabilir.
Ben bu prompteristleri sevmedim. Olduğu gibi, bildiği kadar, doğruları konuşan adamları özledim doğrusu ...
Ahmet Yaman