Buğdayı eken çiftçiye, un fabrikasına, fırıncıya göre ucuz.
Dar gelirliye göre ise pahalı.
Bir orta yolu arayan yöneticiler 4 TL de karar kılmışlar. Buğdayı, unu, ekmeği üretene de, ekmeği satın alıp ailesinin karnını doyurana da Allah kolaylık versin. Herkes ekmeğinin derdinde.
Ekmeğin bir üretim hikayesi var.
Ülkemizde en önemli gıda maddesi olan ekmek; un, tuz ve mayanın su ile karıştırılarak yoğrulmasıyla yapılan hamurun belli şartlarda fermantasyona bırakılması ve yine belli şartlarda fırında pişirilmesiyle elde edilen bir gıda maddesi olarak tanımlanıyor.
Ekmek soframıza gelinceye kadar uzun bir yol katediyor.
Öncelikle buğdayın ekileceği tarlalar sürülerek hazır hale getirilir.
Buğday tohumları tarlaya ekilir.
Buğdayların verimli olması için ilaçlama ve gübreleme yapılır. Gerekirse sulanır.
Olgunlaşan buğdaylar hasat edilir. Yollarda biçerdöverler ile karşılaşmıssınızdır.
Toplanan buğdaylar değirmenlere taşınır.
Değirmenlerde buğdaylar un haline getirilir.
Fırında ekmek haline gelinceye kadar da oldukca zahmetli bir iş var.
Elde edilen undan hamur yapılır.
Malzemelerin ölçme ve tartma yoluyla hazırlanması gereklidir.
Karıştırarak hamuru yoğurma,
mayalanma işlemlerini yapma,
yumruklama işlemlerini yapma,
ekmek hamurunu tartarak bölme, ekmek için yuvarlama yapilar.
Bir süre dinlendirilir.
Şekil vererek kalıba koyulur.
Kabartma işlemleri icin beklenir.
Pişirmek için fırına verilir. mis gibi ekmek kokusu burnunuza gelmiş olmalı.
Piştikten sonra soğumaya bırakılır. Genellikle 25 adeti bir araya getirilip kasalanır. Satış noktalarına, marketlere nakledilir.
Marketlerde uygun koşullarda saklanır. Sizlere satılır ve soframıza gelir. Israf edilmesi durumunda nasil büyük bir emek boşa gidiyor bir düşünün.
Köy ununa sahip olanlar, köy kökenliler ekmeklerini yapacak, ailelerinin karnını sağlıklı geleneksel ekmekle doyuracaklar. Şehirliler ve köy bağını koparanlar ise beyaz fırın ekmegine mahkum.
Tek çözüm var. Tarım ülkesi olduğumuzu hatırlayacağız, toprağın, çiftçinin, tohumun, buğdayın kıymetini bileceğiz ve bolluk içince yaşayacağız veya kara kara düşüneceğiz.
Tercih sizin.
Dr. Devrim Alkaya
Turkiye Ziraatçılar Derneği
Denizli İl Temsilcisi