Sosyal ve ekonomik ve kültürel açıdan ortak tarihi ile bir bütünü temsil eden halklar topluğu olan bir millet ile yurt edinilmiş topraklar, üzerinde bulunduğu yeryüzü parçasının tüm öğeleri; yeraltı ve yerüstü kaynakları ile birlikte, kara ve karada bulunan karasuları (deniz, akarsu, göl, vs.) hava sahası ile bir bütünün adıdır.
Bu tanım ile Vatanımızın bir parçası göllerimiz, doğal yeraltı ve yerüstü kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız…
Küresel ısınma, yüzyılımızın en önemli sorunlarından biri olarak kabul edilmektedir. Hemen hemen tüm bilimsel çevreler ve medya kuruluşlarında, Dünya’nın giderek ısındığı konusunda ortak bir görüş söz konusudur.
Dünya sıcaklığının 21. yüzyılda 1,5 °C ile 5,0 °C arasında artacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’de ise 2030 yılı dolaylarında yaz ve kış sıcaklıklarının 2,0 °C-3,0 °C civarında, kış yağışlarının ise %10’a kadar artacağı, yazın yağışların azalacağı ve toprak nemi bakımından kuraklığın artacağı bildirilmektedir.
Vatanımız, küresel ısınmanın özellikle su kaynaklarının zayıflaması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi öngörülen olumsuz yönlerinden etkilenmektedir.
Yürütülen bilinçli veya bilinçsiz yanlış politikalar ile küresel ısınmanın da etkileri ile çaresizlik içerisinde doğal bir kader değildir Çölleşme… Vatanımızı kaderine terk etmek gibi bir lüksümüz yok, bizden sonra gelecek olan nesillerimize bizden önce bize bırakılan tüm öğelere sahip çıkmak zorundayız…
HÜKÜMETİNE DEĞİL!
VATANINA SAHİP ÇIK TÜRKİYEM!
ÇIKAR GRUPLARININ DEĞİL!
MAZLUM, MAHRUM HALKININ
YANINDA OL, TÜRKİYEM!
Destanlar yazabilen bir milletin şuuru yüksek, aydınlık geleceğini korumaya adanmış yüreklere ve birlikte hareket edebilme yetisine daima ihtiyacı vardır!
Zor koşullarda harekete geçmek hususunda zorlanan bir millet olsak da, harekete geçtikten sonra durdurulması zor olan bir millet olduğumuzu tüm dünya bildiği için sığındıkları hala korku, algı, ekonomik dayatma vb. gibi yöntemler ile hareket eden düşmanlarımız dün, bugün ve yarın çalışmalarına devam edecektir.
Baskı ve yıldırma altında uyutmaya ve aldatmaya devam etme çabaları maalesef etkilerini kaybettiklerimiz arasında bulunan ve en mühimi olan zaman ve genç nesillerimizin umudu ile kalmamakla birlikte üzerinde yaşadığımız vatan topraklarının her bir unsuru da bir-bir elimizden kayıp gitmektedir.
Üzerimize çöken kara cehalet ve atalet bulutlarını dağıtmak ve Milli Mücadele Ruhu ile baştan aşağı büyük bir değişime katkı sağlamak adına daha çok çalışmalı her mecrada, her koşulda tüm kurum ve kuruluşları ile ortak hareket etmeliyiz.
Toplumsal farkındalık, mücadele ve kalkındırma ile ilgili projelerle, kapsamlı uygulamalı eğitimler ve eylemlerle tüm gücümüz ile her yerde ve daima olmak zorundayız.
Adil ve etkili bir birliktelik ile halka uzanan, gönüllerde birleşen yoğun bir gayret içerisinde olmak yılmadan çalışmak zorundayız.
Bu bizim insanlık vazifemiz, insanlığa borcumuz…
Bu bilinç ve şuur ile hareket etmek vicdani bir yükümlülüğümüzdür!
Saygılarımla,