Kimilerinin duygusal alanda yaşadığı bir olay neticesinde sanki 3-4 şiddetinde hissettiği bir depremi, 8-9 şiddetinde hissediyor olmak her ne kadar aşılması çok zor olan bir duygu olsa da bu durumundan kurtuluş ancak sizi hayata bağlayan inanç sistemimiz ile mümkün olabiliyor. İnanmak öyle güçlü bir duygu ki tüm zorlukların üstesinden gelebilecek tek duygu.  Diğer tüm duygular bu duygu etrafında adeta inanç sistemimizi güçlendiren halkalar gibidirler.  İnanç sistemimizi hangi duygu ile beslersek bizi o konuda baskın kılacaktır. İyi duygularla beslersek iyi,  kötü duygularla beslersek kötü... İyi yöndeki duygularımızı besleyen tüm pozitif duygulara inancımızın merkezi olan gönlümüzü açarsak içten dışa gerçekleşen bir değişim gerçekleşir ki,  dünyada ve tüm evrende ve dahi yaratılmış olan her varlıkta yaşanmasını dilediğimiz sonsuz huzur ve mutluluk hissi arayışımıza yönelen tüm kapıları açmış büyük değişime hazır hale gelmiş oluruz.  Ölüm yok olmak demek değildi bilselerdi bu kati suretle böyle dünyada yaşanılan ve kötülükten beslenen duygular ve sonuçları bir bir iyiliğe dönüşüverirdi.  Bu dünyanın dengesi değil,  bizlerin seçimi. İyilik ve kötülük bir denge halinde olamaz. Neticede her ikisinin savaşı mutlak suretle iyiliğin galibiyeti ile sonuçlanacağı için bu dünyada ve evrende kaosu besleyen, hırs ve kibir ile sonsuzluğu arzulayan benlikler bu mutlak sonucun bu dünyada sürmesini dileyenler bilselerdi ne büyük bir yanılgı içindeler.  Bu aldatmaca ve yanılgı halinde derin uykuda gaflet içerisinde boğulan benlikler hakikati bilseler en çok kendilerine cahil ve zalim kimseler olduklarını bilirlerdi... Güneş Altuner