"22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915 tarihleri arasındaki Osmanlı- Rus savaşı sırasında Sarıkamış'ta bulunan Allahuekber Dağları'nda, yurdumuzun dört bir yanından gelen sayısı 90 bin kahraman askerimiz, vatanları uğruna canlarını hiç düşünmeden feda etmişlerdir. Şehit sayımız kaynaklarda farklı verilmektedir. Dondurucu soğuk altında, her türlü zorluğa aldırmadan ve sonunu düşünmeden kol kola şehadete yürüyerek Türk Milletinin en acı destanlarından birini yazan Kahraman Şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerken, bugün bir kez daha minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhları şad olsun"
Kars valiligi sitesinde şehit sayımız Sarıkamış'ta 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit verildi yazılıdır. Sayısı kaç olursa olsun binlerce askerimiz şehit oldu.
Yıl 1914...Yer Sarıkamış....
1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars'ı Ruslardan geri almak için harekata katılan 60 bin asker donarak öldü.
Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle, Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak vurmayı ve Kars'ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti.
Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde ısı sıfırın altında 30 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı.
Sarıkamış'ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey "Sarıkamış" adlı kitabında şöyle anlatıyor:
"Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi. zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik".
Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili Dük Aleksandroviç Pietroviç Sarıkamış'ta gördüklerine anılarında şöyle yer vermiş:
"İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman. Mavzerleriyle nişan almışlar, tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar... İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki, kainattan hırslarını almak istiyor gibiler. Öylesine kaskatı kesilmişler... Ve sağ başta Binbaşı Nihat. Dimdik ayakta, başı açık, saçları beyaza boyanmış, gözleri karşıda...Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel, Allah'larına teslim olmuşlardı."
Allahuekber dağları, 37 bin şehit verilerek aşıldı ve Sarıkamış kuşatıldı. Sarıkamış kuşatma harekatı aşırı soğuk ve açlık yüzünden, hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915'de sona erdi.
Osmanlı Ordusu bu dağlarda, 60 bini donma sonucu tam 78 bin şehit verdi. Rus birlikleri de bu savaşlarda 32 bin askerini kaybetti.
Sarıkamıs şehitleri ile bugün yeniden donduk. Anadolu halkı o günleri hiç unutmadı. Ağıtlar yaktı. Bedirhan GÖKÇE'nin ağıdı ile yazıyı bitireyim.
"Hele söyle kurban olduğum hele söyle,
Efim efim donarken gecenin ayazında.
Nefesin buhar olup çıkarken son defa,
Çıkmamış bıyıklarından buz sarkarken yiğidim,
Elin mi önce dondu, yoksa ayakların mı?
Kim düştü önce toprağa sen mi arkadaşın mı?
Doksan bin can düşerken bir bir yere
Yükselirken sessiz çığlıklar tekbirlerle birlikte.
Kim düştü önce aklına anan mı..
Hele söyle kurban olduğum..
Yoksa yoksa balan mı?
Şimdi ne zaman aklıma düşsen
Gözümden yüreğime gözyaşlarım buz tutmuş..
Ne zaman seni ansam.
İçim yanar, dışım donar.
İçim dışım çığ tutar.
Sarıkamış yalandır, borandır Sarıkamış,
Sarıkamış ayazdır, destandır Sarıkamış,
Sarıkamış evlattır tam doksan bin.
Evladı buz kesmiş, evladı toprak olmuş,
Tam doksan bin anadır Sarıkamış.
Doksan bin anadır Sarıkamış.
Yaradır Sarıkamış,
Borandır Sarıkamış,
Destandır Sarıkamış..."
Aziz ruhları şad olsun. O günler geri gelmesin.
Doç.Dr. Devrim Alkaya
İnş.Yük.Müh. & Kamu Yöneticisi