,, ,
Gülper Yılmaz
Köşe Yazarı
Gülper Yılmaz
 

ABD’nin Küresel Güç Stratejisi ve Küresel Risklerin Hızla Daralması

ABD’nin başta NASA, DARPA gibi kamusal AR-GE altyapısına dayalı teknolojik üstünlüğünü simgeleyen bazı şirketler ve ürünlerin yanısıra askeri üstünlüğü üzerine tesis etmek istediği “küresel vergilendirme” nin yarattığı türbülansın azalarak TEMMUZ 2025’e kadar devam etmesi beklenmektedir.  ÇHC tarafının yalanlamasına rağmen ABD’nin ÇHC ile pazarlıklarının “MOSSAD - Yahudi Sermayesi” aracılığıyla sürdürüldüğü, hatta bazı adımların atıldığını, teyit eden bulgular mevcuttur. Dolayısıyla, küresel risklerin İran - Pakistan - Türkiye kuşağına doğru daralmaya başladığı algısı güçlenmiştir. Trump’ın göreve başladığı tarihten bu yana ABD Ordusuna asker alımlarında artışlar gözlenmiştir. Ayrıca TRUMP’ın ABD Silahlı gücünün doğrudan kullanımından daha çok Evanjelik - Anglo Sakson istihbarat örgütleri tarafından finanse edilen vekil güçleri kullanma yönündeki deneyimler çeşitlenerek ivmelenmiştir. Soğuk Savaş döneminde kurulan El Kaide’nin IŞİD gibi kolları Afrika ve Ortadoğu’da dönüşüme uğramış, Direniş Cephesi adı altında çeşitli ülkelerde “dönüşüm için komplo ve provokasyon” yapmaktadırlar. Başarılı olan bu gruplara ABD’ye sadık kalma koşuluyla Suriye gibi bazı ülkelerde siyasal iktidar yolları da açılmıştır. Müslüman Kardeşler, Hizbullah - PKK - Kürt Siyasi Hareketi ve Pakistan merkezli Leşker-i Tayyibe örgütlerinin İran - Türkiye - Pakistan hattında yeni sıcak çatışmalar için finanse edildiği yönünde güçlü emareler bulunmaktadır. Hindistan ile Pakistan arasındaki gerginlik, 22 NİSAN 2025’te, Hindistan yönetimindeki Keşmir bölgesinde 26 kişinin ölümüyle sonuçlanan ölümcül saldırının ardından hızla tırmandı. Saldırının Son sorumluluğunu üstlenen örgüt The Resistance Front (TRF) olarak bilinmektedir. TRF, Birleşmiş Milletler tarafından da terör örgütü olarak kabul edilen Pakistan merkezli Lashkar-e-Taiba (LeT) örgütünün bir kolu olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla ABD’nin gelecekle ilgili hazırlıklarının barışçıl olmayacağı açıktır. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Moskova ve Kiev müzakerelere girmezse Washington'ın Ukrayna ihtilafına barışçıl bir çözüm bulma çabalarından vazgeçebileceğini söylemesini de bu kapsamda değerlendirebiliriz. ABD - Rusya Federasyonu arasındaki görüşmelerde ele alınan konulardan birisi de “BMGK Dışında kalan ülkelerin nükleer silahlardan arındırılması” dır. Böylece ABD hakimiyetindeki küresel sistemde diğer dört ülkenin “alt kutup” haline gelmesi ve nüfuz bölgelerindeki hakimiyetleri güçlendirilmiş olacaktır. S&P kredi derecelendirme kuruluşu da Türkiye’nin kredi notunu iç politik risklere dikkat çekerek değiştirmedi. TCMB ve IMKB’nin aldığı önlemler Türkiye’nin daha stabil olduğu algısını güçlendirmektedir. ABD’nin verdiği ev ödevlerine dört elle sarılan iktidar ve muhalefetimiz küresel krizlerden pozitif olarak ayrışmanın keyfini çıkarıyor. Sonuçta alternatif bir çözüm yolu bulamayan cahil halkın katlanmaktan başka çaresi yoktur ve bu durumda her türlü siyasi akımı satın alabilecek ABD güdümlü kapitokratların kazançlarını katlaması normaldir.
Ekleme Tarihi: 28 April 2025 - Monday

ABD’nin Küresel Güç Stratejisi ve Küresel Risklerin Hızla Daralması

ABD’nin başta NASA, DARPA gibi kamusal AR-GE altyapısına dayalı teknolojik üstünlüğünü simgeleyen bazı şirketler ve ürünlerin yanısıra askeri üstünlüğü üzerine tesis etmek istediği “küresel vergilendirme” nin yarattığı türbülansın azalarak TEMMUZ 2025’e kadar devam etmesi beklenmektedir. 

ÇHC tarafının yalanlamasına rağmen ABD’nin ÇHC ile pazarlıklarının “MOSSAD - Yahudi Sermayesi” aracılığıyla sürdürüldüğü, hatta bazı adımların atıldığını, teyit eden bulgular mevcuttur. Dolayısıyla, küresel risklerin İran - Pakistan - Türkiye kuşağına doğru daralmaya başladığı algısı güçlenmiştir.

Trump’ın göreve başladığı tarihten bu yana ABD Ordusuna asker alımlarında artışlar gözlenmiştir. Ayrıca TRUMP’ın ABD Silahlı gücünün doğrudan kullanımından daha çok Evanjelik - Anglo Sakson istihbarat örgütleri tarafından finanse edilen vekil güçleri kullanma yönündeki deneyimler çeşitlenerek ivmelenmiştir. Soğuk Savaş döneminde kurulan El Kaide’nin IŞİD gibi kolları Afrika ve Ortadoğu’da dönüşüme uğramış, Direniş Cephesi adı altında çeşitli ülkelerde “dönüşüm için komplo ve provokasyon” yapmaktadırlar. Başarılı olan bu gruplara ABD’ye sadık kalma koşuluyla Suriye gibi bazı ülkelerde siyasal iktidar yolları da açılmıştır.

Müslüman Kardeşler, Hizbullah - PKK - Kürt Siyasi Hareketi ve Pakistan merkezli Leşker-i Tayyibe örgütlerinin İran - Türkiye - Pakistan hattında yeni sıcak çatışmalar için finanse edildiği yönünde güçlü emareler bulunmaktadır.

Hindistan ile Pakistan arasındaki gerginlik, 22 NİSAN 2025’te, Hindistan yönetimindeki Keşmir bölgesinde 26 kişinin ölümüyle sonuçlanan ölümcül saldırının ardından hızla tırmandı. Saldırının Son sorumluluğunu üstlenen örgüt The Resistance Front (TRF) olarak bilinmektedir. TRF, Birleşmiş Milletler tarafından da terör örgütü olarak kabul edilen Pakistan merkezli Lashkar-e-Taiba (LeT) örgütünün bir kolu olarak kabul edilmektedir.

Dolayısıyla ABD’nin gelecekle ilgili hazırlıklarının barışçıl olmayacağı açıktır. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Moskova ve Kiev müzakerelere girmezse Washington'ın Ukrayna ihtilafına barışçıl bir çözüm bulma çabalarından vazgeçebileceğini söylemesini de bu kapsamda değerlendirebiliriz.

ABD - Rusya Federasyonu arasındaki görüşmelerde ele alınan konulardan birisi de “BMGK Dışında kalan ülkelerin nükleer silahlardan arındırılması” dır. Böylece ABD hakimiyetindeki küresel sistemde diğer dört ülkenin “alt kutup” haline gelmesi ve nüfuz bölgelerindeki hakimiyetleri güçlendirilmiş olacaktır.

S&P kredi derecelendirme kuruluşu da Türkiye’nin kredi notunu iç politik risklere dikkat çekerek değiştirmedi.

TCMB ve IMKB’nin aldığı önlemler Türkiye’nin daha stabil olduğu algısını güçlendirmektedir.

ABD’nin verdiği ev ödevlerine dört elle sarılan iktidar ve muhalefetimiz küresel krizlerden pozitif olarak ayrışmanın keyfini çıkarıyor. Sonuçta alternatif bir çözüm yolu bulamayan cahil halkın katlanmaktan başka çaresi yoktur ve bu durumda her türlü siyasi akımı satın alabilecek ABD güdümlü kapitokratların kazançlarını katlaması normaldir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.