,, ,
Güneş Altuner
Köşe Yazarı
Güneş Altuner
 

Denge

Bilim dünyasında uzun zamandır konuşulup tartışılan ve şimdilerde ise aynı isimle özel platformda yayınlanan bir dizi sayesinde popülerlik kazanan ‘ Üç Cisim Problemi’ bir başka bakış açısı ile değerlendirelim.  Üç Cisim Problemi Liu Cixin tarafından 2006 yılında yazılmış olan bilimkurgu romanıdır. Dünyanın Geçmişi üçlemesinin ilk kitabıdır.  Öncesinde anlaşılabilir şekilde iki cisim problemini kısaca izah edelim İki cisim probleminde, örneğin ayın dünya çevresindeki veya dünyanın güneş çevresindeki yörüngesi gibi herhangi bir zamanda tam olarak nerede olacaklarını tahmin eden bir çözümü Newton’un kütle çekim yasası ile hesaplayabiliyoruz. Kütle çekime bağlı değişkenlikler denklem düzleminde çözümlenebiliyor. Ancak gerçek dünya, ikiden fazla bileşene sahip sistemlerden oluştuğu için diğer hareketlerin gözlemlenmesi ve formüle edilmesi değişkenlerin varyasyonlarının özgün olması yani, hareket denklemlerimize Dünya ile Güneş arasındaki boşlukta kaybolan bir uzay aracı veya Ay gibi üçüncü bir cisim eklediğimizde çözümü genel anlamda çok zor.  İşte bu problem de üç cisim problemi daha da genel haliyle n-cisim problemi olarak bilinmektedir. Bu sorun nedeniyle, Güneş Sistemindeki gezegenler için dahi, yörüngelerinin her zaman bugün olduğu şekilde kalmaması ve gerçek anlamda tahmin edilemeyecek yollara sapması ihtimali mevcut. Tabi bunun doğuracağı etkiler kaoslar/düzensizlikler – sapmalar sonucu gelişebilecek teoriler sayısız ihtimaller kapsamında bir bilinmezlik ifade ediyor. Bu işin bilimsel ve incelenmesi muhtemelen çok daha uzun yıllar alabilecek bir yanı… İzninizle üç cisim problemine bir başka bakış açısıyla ve boyutta değerlendirmek isterim. Kainat birbiri ile mutlak bir düzen halinde sistemlerden matematiksel bir düzlemde meydana gelmiştir. İki cismi ikili sistem üç cismi üçlü sistem ve var olan dörtlü beşli… n’li sistemlerde bir 'şey'lerin var olduğunu ve var oluşlarının birbirleri ile uyumlarının bütünlenerek ancak devam edebildiğini bilmekteyiz. Şayet üç cisim birbiri ile bir sistem değil kaos oluşturuyorsa ikiye doğal olarak önünde sonunda indirgenir, bu varoluşun doğal bir sonucudur. Bununla birlikte etkileşimler ve süreç zaman koşullara bağlı olarak değişir.  Sistemler içerisindeki cisimlerin/şeylerin birbirleri ile münasebetleri sürdürülebilirlikleri ile doğru orantılı olarak gelişmekte. Bir makinenin çarkları gibi, Güneş sistemi gibi, galaksiler gibi kainat gibi... Her şey birbiri ile etkileşim halinde bu etkileşimler kaosa döndüğü vakit sistem içerisindeki başka sistemler devreye girerek yine farklı bir düzen oluşturmakta ve kaosu düzenlemekte. Kara delikler, beyaz delikler gibi doğum, yaşam ve ölüm gibi...  Sosyolojik olarak da her-şey her cisim kendi koşullarında bir sistemin parçası olarak görebilirsek ve bu koşullarda var oluşumuzun temel prensibini anlayabilirsek, sizin de bahsettiğiniz gibi yüksek erdemlerle toplumun bir parçası olabilirsek adalet, vicdan ve hürriyet ile töremizi yaşayabiliriz. Kısaca denge cisimlerin oluşturduğu sistemlerin kendi içerisinde ve koşulların belirli bir zamana bağlı olarak mutlak olarak sağlanır... Sonsuzluk problemin çözüm aşamasında bir sonuç olarak ele alınırsa, tüm tümden gelimler daha anlam kazanıyor. Sonsuzluk bulunduğumuz bilinç düzleminde tanışmadığımız bir başka sistem ancak buna kuvvetle inananlar için varlığı tartışılmaz. Sonsuzluk kavramı ile döngüyü açıklamak mümkün.  Sonuç olarak sayısız varyasyon dahilinde bilincimiz hangisi kabul ediyorsa onu yaşıyoruz. Üç cisim probleminde de veriler buna işaret ediyor aslında. Sistemin içerisindeki birbirine etki eden şeylerin bir varoluş çabası. İlahi bir kudretin tecellisindeki ilmi bilimsel olarak açıklamak mümkün. Benzerlikleri ve farklılıkları ile doğadaki örneklerinde görmek de, bugün bazı konular tam manası ile açıklanamıyorsa maddenin 'şey'lerin üzerinde yeterince çalışılmadığı içindir. Yoksa her şeyin bir izanı, bir izahı var. Bu da ne kadar insan olabildiğimiz ile ilgili bir durum. Açık fikirler doğrultusunda fikir üreterek problemlerin çözümünü arayanlar bu çözüme mutlaka ulaşırlar. Yeter ki kâinatı okumaktan, öğrenmekten, merak etmekten vazgeçmesinler. Peki, insanlar ve toplumlar için n faktörlü problemlerin çözümlenmesinde merkez, esas alınacak konu ne olmalıdır denildiğinde nasıl bir çözüm üretebiliriz. Bozulan toplum yapısını, mutsuzluklarımızı, umutsuzluklarımızın üstesinden nasıl gelebiliriz… İnsanlarda da toplumlarda da düzen ve kaos adalet ve vicdan gibi iki kollu terazide belirli bir oranda dengeyi sağlayabilmesi adına çözüme ulaşabilir. Terazinin kollarına dengeyi bozacak üçüncü bir kol eklerseniz kefeye koyacağınız üçüncü şeyin dengeyi bozmaması adına eş etkiye sahip olması gerekir.  Yani siz adaletten, vicdandan dinden imandan bahsederken kirli ticaretten, menfaatten ve ihanetten söz edemezsiniz. Bu dengeyi bozar… Hepimizin dengesi bozuldu, bozulan dengemizin sebebi üçüncü kolu sistemden çıkarıp ana ayarlarımıza dönmemiz gereken şu günlerde bir an evvel özümüzde buluşabilmemiz dileği ile… Saygılarımla, Güneş Altuner
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2024 - Cumartesi

Denge

Bilim dünyasında uzun zamandır konuşulup tartışılan ve şimdilerde ise aynı isimle özel platformda yayınlanan bir dizi sayesinde popülerlik kazanan ‘ Üç Cisim Problemi’ bir başka bakış açısı ile değerlendirelim. 
Üç Cisim Problemi Liu Cixin tarafından 2006 yılında yazılmış olan bilimkurgu romanıdır. Dünyanın Geçmişi üçlemesinin ilk kitabıdır. 
Öncesinde anlaşılabilir şekilde iki cisim problemini kısaca izah edelim İki cisim probleminde, örneğin ayın dünya çevresindeki veya dünyanın güneş çevresindeki yörüngesi gibi herhangi bir zamanda tam olarak nerede olacaklarını tahmin eden bir çözümü Newton’un kütle çekim yasası ile hesaplayabiliyoruz. Kütle çekime bağlı değişkenlikler denklem düzleminde çözümlenebiliyor.
Ancak gerçek dünya, ikiden fazla bileşene sahip sistemlerden oluştuğu için diğer hareketlerin gözlemlenmesi ve formüle edilmesi değişkenlerin varyasyonlarının özgün olması yani, hareket denklemlerimize Dünya ile Güneş arasındaki boşlukta kaybolan bir uzay aracı veya Ay gibi üçüncü bir cisim eklediğimizde çözümü genel anlamda çok zor. 
İşte bu problem de üç cisim problemi daha da genel haliyle n-cisim problemi olarak bilinmektedir. Bu sorun nedeniyle, Güneş Sistemindeki gezegenler için dahi, yörüngelerinin her zaman bugün olduğu şekilde kalmaması ve gerçek anlamda tahmin edilemeyecek yollara sapması ihtimali mevcut. Tabi bunun doğuracağı etkiler kaoslar/düzensizlikler – sapmalar sonucu gelişebilecek teoriler sayısız ihtimaller kapsamında bir bilinmezlik ifade ediyor. Bu işin bilimsel ve incelenmesi muhtemelen çok daha uzun yıllar alabilecek bir yanı…
İzninizle üç cisim problemine bir başka bakış açısıyla ve boyutta değerlendirmek isterim. Kainat birbiri ile mutlak bir düzen halinde sistemlerden matematiksel bir düzlemde meydana gelmiştir. İki cismi ikili sistem üç cismi üçlü sistem ve var olan dörtlü beşli… n’li sistemlerde bir 'şey'lerin var olduğunu ve var oluşlarının birbirleri ile uyumlarının bütünlenerek ancak devam edebildiğini bilmekteyiz.
Şayet üç cisim birbiri ile bir sistem değil kaos oluşturuyorsa ikiye doğal olarak önünde sonunda indirgenir, bu varoluşun doğal bir sonucudur. Bununla birlikte etkileşimler ve süreç zaman koşullara bağlı olarak değişir.
 Sistemler içerisindeki cisimlerin/şeylerin birbirleri ile münasebetleri sürdürülebilirlikleri ile doğru orantılı olarak gelişmekte. Bir makinenin çarkları gibi, Güneş sistemi gibi, galaksiler gibi kainat gibi... Her şey birbiri ile etkileşim halinde bu etkileşimler kaosa döndüğü vakit sistem içerisindeki başka sistemler devreye girerek yine farklı bir düzen oluşturmakta ve kaosu düzenlemekte. Kara delikler, beyaz delikler gibi doğum, yaşam ve ölüm gibi... 
Sosyolojik olarak da her-şey her cisim kendi koşullarında bir sistemin parçası olarak görebilirsek ve bu koşullarda var oluşumuzun temel prensibini anlayabilirsek, sizin de bahsettiğiniz gibi yüksek erdemlerle toplumun bir parçası olabilirsek adalet, vicdan ve hürriyet ile töremizi yaşayabiliriz.
Kısaca denge cisimlerin oluşturduğu sistemlerin kendi içerisinde ve koşulların belirli bir zamana bağlı olarak mutlak olarak sağlanır...
Sonsuzluk problemin çözüm aşamasında bir sonuç olarak ele alınırsa, tüm tümden gelimler daha anlam kazanıyor.
Sonsuzluk bulunduğumuz bilinç düzleminde tanışmadığımız bir başka sistem ancak buna kuvvetle inananlar için varlığı tartışılmaz. Sonsuzluk kavramı ile döngüyü açıklamak mümkün. 
Sonuç olarak sayısız varyasyon dahilinde bilincimiz hangisi kabul ediyorsa onu yaşıyoruz. Üç cisim probleminde de veriler buna işaret ediyor aslında. Sistemin içerisindeki birbirine etki eden şeylerin bir varoluş çabası.
İlahi bir kudretin tecellisindeki ilmi bilimsel olarak açıklamak mümkün. Benzerlikleri ve farklılıkları ile doğadaki örneklerinde görmek de, bugün bazı konular tam manası ile açıklanamıyorsa maddenin 'şey'lerin üzerinde yeterince çalışılmadığı içindir. Yoksa her şeyin bir izanı, bir izahı var. Bu da ne kadar insan olabildiğimiz ile ilgili bir durum. Açık fikirler doğrultusunda fikir üreterek problemlerin çözümünü arayanlar bu çözüme mutlaka ulaşırlar. Yeter ki kâinatı okumaktan, öğrenmekten, merak etmekten vazgeçmesinler.
Peki, insanlar ve toplumlar için n faktörlü problemlerin çözümlenmesinde merkez, esas alınacak konu ne olmalıdır denildiğinde nasıl bir çözüm üretebiliriz. Bozulan toplum yapısını, mutsuzluklarımızı, umutsuzluklarımızın üstesinden nasıl gelebiliriz…
İnsanlarda da toplumlarda da düzen ve kaos adalet ve vicdan gibi iki kollu terazide belirli bir oranda dengeyi sağlayabilmesi adına çözüme ulaşabilir. Terazinin kollarına dengeyi bozacak üçüncü bir kol eklerseniz kefeye koyacağınız üçüncü şeyin dengeyi bozmaması adına eş etkiye sahip olması gerekir.
 Yani siz adaletten, vicdandan dinden imandan bahsederken kirli ticaretten, menfaatten ve ihanetten söz edemezsiniz. Bu dengeyi bozar… Hepimizin dengesi bozuldu, bozulan dengemizin sebebi üçüncü kolu sistemden çıkarıp ana ayarlarımıza dönmemiz gereken şu günlerde bir an evvel özümüzde buluşabilmemiz dileği ile…
Saygılarımla,
Güneş Altuner

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hilmi Özçelik
(12.05.2024 00:22 - #262)
Maaşallah
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.