Dünyamızın gözü ve kulağı Yakın Doğu’da İsrail tarafından yaşatılan zulüm ve zalimliğe (soykırım) odaklanırken, aslında sesinin fazlasıyla yankılanması gereken Rusya’nın (AKKA) ‘Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması’ndan -resmi olarak- tamamen çekilmesidir. Ve bununla birlikte, NATO tarafından da buna cevaben AKKA’nın askıya alındığı olmuştur. ABD ve müttefikleri İsrail’e yaptıklarından dolayı bırakın ses çıkarmayı destek verirlerken, Ukrayna’yı Rusya ile savaşırken yüz üstü bırakmaları ABD ve müttefiklerinin öngörülmezlikleri kadar, bunlara güvenerek savaşa girilmemesini göstermektedir. Rusya, NATO’nun genişlemesinden ve bunun kendi ‘ulusal’ çıkarları için rahatsızlığını ısrarla vurgulamasına rağmen, NATO’nun sınırları Akdeniz’den başlamak üzere dikey bir hatla Barents Denizine kadar uzandı. Aslında, bu NATO ile Rusya’nın ‘Kuzey Buz Denizi’ne kadar uzanan bir mücadelenin ‘yeni cephesini’ oluşturmaktadır! Öyleyse, ABD öncülüğündeki NATO ve (AB) Avrupa Birliği’nin, Ukrayna’yı Rusya’ya yem etmeleri, hatta kullanarak ortada bırakmalarını nasıl izah edecekler? Her yazımda olduğu gibi yine ve tekrardan söylüyorum; NATO, AB, ABD ve İngiltere nasıl ki, ‘Yugoslavya’yı parçaladılar bilinçli bir şekilde, şimdi de Ukrayna’yı parçalamaktalar, sadece yöntemler farklı! Rusya - Ukrayna savaşı, ikinci yılına doğru evrilirken (iki-üç ay sonra) AB ve ülkelerinin bazı yöneticileri, sözcüleri ve liderlerinin Ukrayna yönetiminin Rusya’nın müzakerelerde öne sürdüklerini kabul etmesi gerekir, bu Ukrayna’nın geleceği için yararlı olur demeleri, mevcut Ukrayna yönetimini öfkelendirse bile, ‘Batı’nın gerçek yüzünü dünyaya göstermek açısından ibretliktir. Rusya’nın AKKA’dan çekilmesi dünyamızın nükleer ile yüzleşmesini hızlandırmakla beraber, bunun asıl sorumlusunun ABD olduğu gerçeğini değiştirmez. Hakeza, NATO’nun bitmek bilmez genişlemesi ve bunlara ilaveten bunun daha da ilerleyeceğini vurgulaması okyanusun ötesinde yaşayan ABD için her şeyin rahatlığıdır. Çünkü ABD’nin kendi kıtasındaki ve ülkesindeki güvenliğini, başka kıtalarda ve ülkelerde olmasını istemediği apaçık ortadadır.          Sonuç olarak, ABD ve müttefiklerinin Rusya’ya karşı Ukrayna üzerinden bir cephe açtığını görmekteyiz. Ne var ki, ‘kaz’ın ayağı öyle değil’ deyimini bizlere hatırlatmaktadır, ABD’nin silah ve savaş lobisi ne kadar mühimmat ve farklı envanterler var ise Ukrayna’ya yolladı ve bunu savaş sahasında kullandılar, paralarına para kattılar! Bu bizlere Irak’a işgal projesi çerçevesinde girilen ‘Birinci Körfez Savaşı ve İkinci Körfez Savaşı’ ve o dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’in yalan attıklarını söylemesi, ayrıca Afganistan işgali, Suriye işgali ve daha nicelerinin hafızalarımızda yer edinmesidir.     NATO’nun Ukrayna’yı üye yapmayacağı malumun ilanı gibiydi, ancak mevcut Ukrayna yönetimi ısrarla bunda diretti ve neticesinde bugün topraklarının beşte biri Rusya’nın elindedir. Bundan sonrasını ise 2022 Şubat ayından (savaşın başlaması) bu yana yazdığımız analizler doğrultusunda gitmesi büyük olasılıktır. Nedir bu? ‘Batı’ yani; ABD, AB, NATO ve İngiltere, Ukrayna’nın var olan toprakları üzerinde planlı antlaşmalar gerçekleştirecek, bu savaşın uzamasının fayda-maliyeti hesaplanarak sonlandırılması istenecektir. Ukrayna’ya AB ile aday ülke statüsü perspektifiyle müzakereler başlatılacaktır. Ezcümle; olan Ukrayna’da topraklarından göçüp gidenler ve savaşın iki tarafındaki (Rusya-Ukrayna) can kayıpları olmuştur. ABD ve müttefikleri kazançlarını fazlasıyla artırmıştır! Akademisyen Güney Ferhat BATI