,, ,
Güney Ferhat Batı
Köşe Yazarı
Güney Ferhat Batı
 

Diplomasi ve Uluslararası Antalya Forumu

Diplomasi bir sanattır, bu sanatın ana argümanı ‘’dış politika’’ ve yapıcılarıdır. Dış politika yapıcıları devletler, devletlerin diplomatik misyonları ve onları destekleyerek besleyen uluslararası ve bölgesel örgütlerdir. Bunların haricinde, dünya devletlerinin bir araya toplandığı özel zirveler veya forumlardır. Münih Güvenlik Zirvesi, Doha’da düzenlenen zirveler ve ülkemizde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu bunlardan birkaçı. Muhakkak ki, dünyamızın farklı kıtalarında ‘diplomasi’ uhdesini besleyen ve gerçekleştirilmesini sağlayan zirvelerin mevcut olduğudur. Lakin bunu sürekli kılmak ve ‘uluslararası’ platformlarda ön plana çıkaracak şekilde geleneksel hale getirilmesi önem teşkil etmektedir. İşte bunlardan birisinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından gerçekleştirilen, Devlet ve Hükümet Başkanları, Bakanlar, diplomatlar, iş insanları, akademisyenler ile düşünce kuruluşları, gençlik ve medya temsilcileriyle geniş kapsamlı görüş alışverişinde bulunmak üzere bir araya gelmesiyle oluşan ve ülkemizin marka yüzü olmaya devamlılık sağlayan (ADF) Antalya Diplomasi Forumu’dur.   Pekâlâ, 2024 ADF’nin ana teması ve alt temaları nelerdir?  “Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak” ana temasıyla düzenlenecek olan ‘’ADF 2024’’, içinden geçmekte olduğumuz bu çalkantılı dönemden barışçıl bir çıkış arayışında ortak düşünme zemini sunmayı amaçlamaktadır. Süregelen savaşlar, terörizm, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı, Yapay Zekânın getirdiği öngörülemeyen riskler, iklim değişikliği, doğal afetler ve pandemiler, genişleyen sosyoekonomik uçurum vb. unsurlar, karşı karşıya bulunduğumuz küresel sınamalarının sadece bir kısmıdır. Kurallara dayalı uluslararası düzene duyulan güvenin aşınması da devletlerin faaliyet gösterdiği ortamın öngörülebilirliğini zayıflatan diğer bir endişe verici eğilimdir. Dünya çalkantılı bir dönemden geçerken, söz konusu sınamalar küresel siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında yapısal değişikliklerin yolunu açabilecektir. Dahası, dünya nüfusunun üçte biri 2024 yılında sandıklara giderken, seçimlerin acil yanıt gerektiren uluslararası meselelere etkisi, ayrıca Yapay Zeka yoluyla dezenformasyon faaliyetleri ve yalan haberler gibi endişeler gündeme gelebilecektir.     ADF’de uluslararası alanda birçok üst düzey yetkilinin konuşmaları oldu ve olacaktır (devam etmektedir). Ne var ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin etrafında sürmekte olan bölgesel gelişmelere bakıldığında, aslında bunların da uluslararası siyasetin ana gündemleri olduğudur. Nedir bunlar? Rusya-Ukrayna savaşı ile İsrail-Filistin savaşı olarak sıralanabilir, ilginçtir veya tesadüf değildir(!), birisi Türkiye’nin tam kuzeyinde yani Karadeniz’de (jeopolitiği), diğeri de biraz güneyinde Yakın Doğu’da (jeopolitiği). ADF’de Rusya Dışişleri Bakanı Sayın Sergey Lavrov’un konuşmalarında şunları söylemesi manidar olduğu kadar, uluslararası sistemin geldiği nokta açısından da gerçeklerdir: ‘’İsrail’de görüyoruz. Gazze’nin tamamı sivil ama İsrail’e göre üç yaşından itibaren Filistinli herkes radikal terörist. Şu anda en önemli şey çatışmayı durdurabilmektir. Ve devamında da, ABD’nin Rusya’yı cezalandırmak istediğini belirten Lavrov, biz uzun yıllar batılı meslektaşlarımızı uyardık. NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin sonuçları olacağını söyledik. Batı’nın Rusya’yı güvenlik konusunda kandırmaya çalıştığını söyleyen Lavrov, bizim için (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) AGİT, güvenilir bir makam olmaktan çıktı.’’ dedi.     Sonuç olarak, ADF’nin daha yoğunlukla başta yazdığımız gibi, Rusya- Ukrayna savaşı ile İsrail-Filistin savaşı bağlamında ağırlıklı konuşmaların, analizlerin ve değerlendirmelerin olduğu, olacağı bir forum olması olağandır, 2024 özelinde. Ancak, dünyanın sınamalardan geçtiği, bu sınamaların gerek uluslararası siyaset, gerekse dünyanın ekonomik boyutunun geldiği süreç göz önüne alındığında gezegenimizin sürdürülebilir olması için ‘’dünya devletlerinin’’ ve bunları yöneten liderlerin şapkalarını önlerine koymasının zamanı geldi ve geçti bile, geçiyor! Uluslararası siyasette fırsatlardan ziyade, meydan okumaların ve tehditlerin artış gösterdiğini görebilmek mümkündür. Nereden mi? Farklı kıtalarda gerçekleşen ve devam etmekte olan ‘bölgesel (mikro ölçekli, ancak makro boyuta evirilmeye giden!) savaşların’ artışından.            ADF’de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Dr. Hakan Fidan’ın şu değerlendirmeleri dikkat çekicidir, bir o kadar önem arz etmektedir, uluslararası boyutlarıyla: ‘’Bugün devletlerarası ilişkilerin çok ötesine geçmiş diplomasi trafiğiyle karşı karşıyayız. Değişmeyen husus diplomasiye duyulan ihtiyaçtır. Pek çok alan diplomasinin asli konusu haline gelmiştir. Bu yıl ki, ADF’nin başlığını krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak için belirledik. Bildiğimiz üzere mevcut uluslararası düzen, adalet ve eşitlik vaat etmiyor. Uluslararası sistemin zayıfladığı aşikârdır. Adalet üzerine kurulu olmayan hiçbir düzen kalıcı olamaz. Adalet için sesini yükselten ülkeler var. Türkiye Cumhuriyeti, sorunların çözümüne her daim yapıcı katkı sağlamakta, krizler karşısında ilkeli tutum sergilemektedir.’’dedi.
Ekleme Tarihi: 02 Mart 2024 - Cumartesi

Diplomasi ve Uluslararası Antalya Forumu

Diplomasi bir sanattır, bu sanatın ana argümanı ‘’dış politika’’ ve yapıcılarıdır. Dış politika yapıcıları devletler, devletlerin diplomatik misyonları ve onları destekleyerek besleyen uluslararası ve bölgesel örgütlerdir. Bunların haricinde, dünya devletlerinin bir araya toplandığı özel zirveler veya forumlardır. Münih Güvenlik Zirvesi, Doha’da düzenlenen zirveler ve ülkemizde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu bunlardan birkaçı. Muhakkak ki, dünyamızın farklı kıtalarında ‘diplomasi’ uhdesini besleyen ve gerçekleştirilmesini sağlayan zirvelerin mevcut olduğudur. Lakin bunu sürekli kılmak ve ‘uluslararası’ platformlarda ön plana çıkaracak şekilde geleneksel hale getirilmesi önem teşkil etmektedir. İşte bunlardan birisinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından gerçekleştirilen, Devlet ve Hükümet Başkanları, Bakanlar, diplomatlar, iş insanları, akademisyenler ile düşünce kuruluşları, gençlik ve medya temsilcileriyle geniş kapsamlı görüş alışverişinde bulunmak üzere bir araya gelmesiyle oluşan ve ülkemizin marka yüzü olmaya devamlılık sağlayan (ADF) Antalya Diplomasi Forumu’dur.

 

Pekâlâ, 2024 ADF’nin ana teması ve alt temaları nelerdir?  “Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak” ana temasıyla düzenlenecek olan ‘’ADF 2024’’, içinden geçmekte olduğumuz bu çalkantılı dönemden barışçıl bir çıkış arayışında ortak düşünme zemini sunmayı amaçlamaktadır. Süregelen savaşlar, terörizm, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı, Yapay Zekânın getirdiği öngörülemeyen riskler, iklim değişikliği, doğal afetler ve pandemiler, genişleyen sosyoekonomik uçurum vb. unsurlar, karşı karşıya bulunduğumuz küresel sınamalarının sadece bir kısmıdır. Kurallara dayalı uluslararası düzene duyulan güvenin aşınması da devletlerin faaliyet gösterdiği ortamın öngörülebilirliğini zayıflatan diğer bir endişe verici eğilimdir. Dünya çalkantılı bir dönemden geçerken, söz konusu sınamalar küresel siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında yapısal değişikliklerin yolunu açabilecektir. Dahası, dünya nüfusunun üçte biri 2024 yılında sandıklara giderken, seçimlerin acil yanıt gerektiren uluslararası meselelere etkisi, ayrıca Yapay Zeka yoluyla dezenformasyon faaliyetleri ve yalan haberler gibi endişeler gündeme gelebilecektir.

 

 

ADF’de uluslararası alanda birçok üst düzey yetkilinin konuşmaları oldu ve olacaktır (devam etmektedir). Ne var ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin etrafında sürmekte olan bölgesel gelişmelere bakıldığında, aslında bunların da uluslararası siyasetin ana gündemleri olduğudur. Nedir bunlar? Rusya-Ukrayna savaşı ile İsrail-Filistin savaşı olarak sıralanabilir, ilginçtir veya tesadüf değildir(!), birisi Türkiye’nin tam kuzeyinde yani Karadeniz’de (jeopolitiği), diğeri de biraz güneyinde Yakın Doğu’da (jeopolitiği). ADF’de Rusya Dışişleri Bakanı Sayın Sergey Lavrov’un konuşmalarında şunları söylemesi manidar olduğu kadar, uluslararası sistemin geldiği nokta açısından da gerçeklerdir: ‘’İsrail’de görüyoruz. Gazze’nin tamamı sivil ama İsrail’e göre üç yaşından itibaren Filistinli herkes radikal terörist. Şu anda en önemli şey çatışmayı durdurabilmektir. Ve devamında da, ABD’nin Rusya’yı cezalandırmak istediğini belirten Lavrov, biz uzun yıllar batılı meslektaşlarımızı uyardık. NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin sonuçları olacağını söyledik. Batı’nın Rusya’yı güvenlik konusunda kandırmaya çalıştığını söyleyen Lavrov, bizim için (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) AGİT, güvenilir bir makam olmaktan çıktı.’’ dedi.

 

 

Sonuç olarak, ADF’nin daha yoğunlukla başta yazdığımız gibi, Rusya- Ukrayna savaşı ile İsrail-Filistin savaşı bağlamında ağırlıklı konuşmaların, analizlerin ve değerlendirmelerin olduğu, olacağı bir forum olması olağandır, 2024 özelinde. Ancak, dünyanın sınamalardan geçtiği, bu sınamaların gerek uluslararası siyaset, gerekse dünyanın ekonomik boyutunun geldiği süreç göz önüne alındığında gezegenimizin sürdürülebilir olması için ‘’dünya devletlerinin’’ ve bunları yöneten liderlerin şapkalarını önlerine koymasının zamanı geldi ve geçti bile, geçiyor! Uluslararası siyasette fırsatlardan ziyade, meydan okumaların ve tehditlerin artış gösterdiğini görebilmek mümkündür. Nereden mi? Farklı kıtalarda gerçekleşen ve devam etmekte olan ‘bölgesel (mikro ölçekli, ancak makro boyuta evirilmeye giden!) savaşların’ artışından.       

 

 

ADF’de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Dr. Hakan Fidan’ın şu değerlendirmeleri dikkat çekicidir, bir o kadar önem arz etmektedir, uluslararası boyutlarıyla: ‘’Bugün devletlerarası ilişkilerin çok ötesine geçmiş diplomasi trafiğiyle karşı karşıyayız. Değişmeyen husus diplomasiye duyulan ihtiyaçtır. Pek çok alan diplomasinin asli konusu haline gelmiştir. Bu yıl ki, ADF’nin başlığını krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak için belirledik. Bildiğimiz üzere mevcut uluslararası düzen, adalet ve eşitlik vaat etmiyor. Uluslararası sistemin zayıfladığı aşikârdır. Adalet üzerine kurulu olmayan hiçbir düzen kalıcı olamaz. Adalet için sesini yükselten ülkeler var. Türkiye Cumhuriyeti, sorunların çözümüne her daim yapıcı katkı sağlamakta, krizler karşısında ilkeli tutum sergilemektedir.’’dedi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.