21. yüzyılın ilk çeyreğiyle -yani içinde bulunduğumuz zaman zarfında- Karadeniz jeopolitiğinin hızla önem kazandığını, bunun jeopolitik anlamda Karadeniz hinterlandında yer alan tüm ülkeler tarafından da fark edilerek buna göre siyasi, askeri ve ekonomik politikalarına sirayet ettiğini belirtmek gerekir. ABD ile NATO’nun şu ana kadar -her girdikleri yerde olduğu gibi- kaos yaratmak adına girmediği ve uluslararası antlaşmalar gereği giremediği Karadeniz’e ilerleyen zamanlarda nasıl bir politika ileri sürerek gireceğini zaman gösterecektir. Ne var ki, bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve stratejik kurumlarının Karadeniz üzerinde hassasiyetle durduğudur. Karadeniz jeopolitiği üzerinde neden bu kadar ABD ile NATO’nun özenle durduğunu görebilmek için, NATO’nun Almanya’daki en büyük üssünün artık ikinci konuma geleceğinden yola çıkarak. Zira NATO ile ABD ve müttefikleri Avrupa, Kıta Avrupa’sının en büyük NATO üssünü Romanya’nın Karadeniz kıyı şeridindeki yere taşıma isteklerinden. Romanya’da yapılmakta olan NATO üssünün maliyeti devasa olmakla beraber, -bahsedilen rakamlar dört-beş milyar dolar olduğu- NATO ile ABD’nin Karadeniz’e egemen politikalarını angaje etmek içinde.
Karadeniz jeopolitiğinde neler olmuyor ki! Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş ve şu andaki mevcut gidişata girizgâh yapmadan önce Karadeniz’deki diğer birkaç gelişmelerden de bahsetmek gerekir, keza Karadeniz jeopolitiğinin veçhelerini anlamak adına. Geride bıraktığımız günlerde ABD’nin Karadeniz jeopolitiğinde ve özellikle Doğu Karadeniz’de Gürcistan ile gerçekleştireceği büyük askeri tatbikat, aslında Rusya kadar bizleri yani Türkiye’yi de fazlasıyla ilgilendirmekteydi, zira ABD’nin Gürcistan ile yapacağı askeri tatbikat tam olarak Rusya’nın dibinde ve Doğu Karadeniz’de ülkemiz kıyılarına da fazlasıyla yakın olacaktı. Rusya’nın Gürcistan’a baskıları netice verdi, iptal edildi. Son yıllarda özellikle AB’nin Karadeniz hinterlandında olan ülkelere üyelik müzakereleri tesadüf müdür, değildir! Moldova, Ukrayna, Gürcistan ve Azerbaycan’ı gözünüzün önüne getirin ve AB jeopolitik genişlemesinin NATO genişlemesi olduğunu bildiğimiz içinde ABD ve NATO eliyle önce AB adaylık vaatleriyle Karadeniz’e girilmek istendiği apaçıktır.
Karadeniz jeopolitiği üzerine, uluslararası siyasetin fazlasıyla durmasının asıl belirleyeni muhakkak ki, Rusya-Ukrayna arasında yaşanmakta ve devam eden sıcak çatışmadır. 2022 Şubat ayından bu yana Rusya-Ukrayna savaşının cephelerinde farklı fraksiyonlar gelişmekte ve farklı parametrelerle ilerlemektedir. Son olarak bu hafta Ukrayna’nın Rusya’nın toprakları içerisindeki Kursk’a düzenlediği operasyon ve binler ile sayılabilen askeri kuvvet bulundurması Rusya-Ukrayna savaşının fraksiyonlarını göstermek açısından da önemlidir. Keza, Ukrayna’nın üst düzey yetkililerinden gelen bilgiler doğrultusunda, amaç Rusya’yı istikrarsızlaştırmak ve Ukrayna topraklarındaki bu sıcak çatışmanın Rusya topraklarına taşınmasıdır. Bu aslında, Rusya-Ukrayna savaşındaki cephenin Rusların aleyhine işlemesi kadar, savunma hattının direncini de ölçümleme konusunda da uluslararası güvenlik ve savunma konusunda çalışan birçok uzmanlar için doneler taşıyacaktır. Ukrayna’nın Kursk’ta Rus topraklarına girmesi harp teknolojisi kadar, asıl moral ve motivasyon açısından da ‘’Psikolojik Harp’’ teknikleri içerisinde olduğunu unutmamak gerekir. Zira şunu bilmek gerekir Ukrayna’yı arka taraftan değil, resmen NATO’nun askeri kanadı kadar, tüm kuvvet mensupları desteklemektedir. Ve bunun neticesinde de Soğuk Savaş dönemindeki kodlarından beslenen NATO’da en iyi ‘’Psikolojik Harp Tekniklerini’’ Ukrayna ve askeri kuvvetlerine öğretmekle kalmayıp, şimdi de Rus topraklarında uygulamaktadır.
Sonuç olarak, Karadeniz jeopolitiğinin stratejik önemini anlayabilmek ve bunu görebilmek için Karadeniz’de son yirmi yıl içerisindeki siyasi, ekonomik, askeri ve sosyolojik olayların, gelişmelerin ve okumaların parametreleri irdelenmelidir. Karadeniz, Asya ile Avrupa’nın bağlantı noktasında, dünyanın en önemli iç denizlerinden biri, aynı şekilde dünyanın en stratejik Çanakkale ve İstanbul Boğazları üzerinden açılabilmektedir. Hal böyleyken ve burada dünyanın ‘’denge politikası’’ açısından da Rusya bulunurken, ister istemez Karadeniz jeopolitiği tüm veçheleriyle fazlasıyla önem arz etmektedir. Hakeza, Rusya için Karadeniz hayati önemde olduğu kadar, ulusal güvenliği içinde öyledir. Türkiye için Karadeniz vazgeçilmez olduğu kadar, en çok ve uzun kıyıdaş ülke konumunda olması, her türlü karar ve tasarrufunda da belirleyici güçlerden biri olarak önem taşıyanıdır.
Karadeniz jeopolitiğini yazdığım bu analiz makalesinde biraz önce ajanslara Rusya-Ukrayna savaşında Ruslar tarafından ele geçirilen Zaporijya Nükleer Santralinde yangın çıktığı ve Ukrayna güçlerinin topçu saldırılarıyla gerçekleştiği, bunun aksine Ukrayna tarafı ise Rusya’nın saldırıları nedeniyle yangın çıktığı birkaç ünitenin zarar gördüğü belirtilmektedir. Sadece buradan bile Rusya-Ukrayna savaşının parametrelerinden nükleer santralin sıcak çatışma ortasında kalması Karadeniz jeopolitiği kadar kıyıdaş ve çevre ülkelerin nasıl bir tehlikenin boyutuyla karşı karşıya kaldığı, kalacağını göstermek açısından yeterlidir. Rusya-Ukrayna savaşının kazananı kim olur, olacak derseniz Karadeniz jeopolitiğindeki gelişmelere bakmanızda fayda vardır.
Öğretim Görevlisi Güney Ferhat BATI, Akademisyen – Yazar,