,, ,
Güney Ferhat Batı
Köşe Yazarı
Güney Ferhat Batı
 

Rauf Raif Denktaş’ın Tasavvuru: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Kıbrıs Türk’ünün 1950’li yıllar ile başlayan davasının ve mücadelesinin lideri olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Raif Denktaş’ı ebediyete intikalinin (13 Ocak 2012) 12’nci yıl dönümünde sevgi, saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Kıbrıslı kardeşlerimizin bağımsızlık mücadelesini yazmaya çalışırsak sayfalar yetmeyeceği gibi, anlatmaya başlarsak günler, haftalar ve ayları bulur. Bundan dolayıdır ki, günün anlam ve önemine binaen bir şeyleri yazmak isterim. Ve ilkin Kıbrıs Türk’ünün 20’nci yüzyıldan günümüz 21’inci yüzyıla kadar uzanan ‘bağımsızlık’ ve ‘uluslararası’ mücadelesine değinmek lazımdır.     Denktaş, Kıbrıs Türklerinin davasında ömrünün sonuna kadar mücadelesini sürdüren ender bir kişiliktir. Hatta uluslararası alanda ülkesinin ve milletinin bağımsızlık ve haklı davasında dünyanın birçok liderleri ve ülke halkları tarafından saygın ve takdir edilen biriydi. Bilgi, birikimi, deneyimi ve entelektüel dehası onu Kıbrıs konusunda özellikle uluslararası zirvelerde öne çıkarırdı. Özellikle Denktaş’ın 1983 yılında BM’de (Birleşmiş Milletler) gerçekleştirdiği konuşmasını izlemenizi öneririm. Orada nasıl da tüm dünya ülkelerine, BM’nin kurumlarına/organlarına ve ABD’de nasıl ifadeler kullandığını dikkatle inceleyiniz ve irdeleyiniz.     Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından, Kıbrıs Türklerine sistematik olarak gerçekleşen zulüm ve kıyım büyük güçlerce (ABD, İngiltere, Fransa ve diğerleri) izlendi, tarafsızlık bir yana Yunanistan ile Rum Yönetimi’nin tezleri destek gördü. Keza, Rumların Lefkoşa’da İngiliz diplomatik misyonuna saldırmasıyla, ancak gerçeklerle yüzleştiler ve geç davranıldı. Bu doğrultuda, 1974 Kıbrıs Harekâtı zaruriydi, olması gerekendi. Kıbrıs çıkarması ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ‘’stratejik üst aklı’’ tarafından gerçekleşmiştir. Denktaş, ‘Toros’ kod adıyla Kıbrıs davasında Türk Mukavemet Teşkilat’ının (TMT) öncülerinden biriydi. TMT’nin temelleri Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı tarafından kurularak, Türkiye’nin farklı şehirlerinde eğitimler verilmiş, belli başlı lider kadrolar ve ekipler oluşturulmuştur. TMT varlığını sürdürmekte, sürdürmelidir de zaten!     Sonuç olarak, Denktaş’ın tasavvuru olan Kıbrıslı Türklerin vatan toprağında KKTC kurulmuştur. Ne var ki, Türkiye’deki siyasetçilerin bir kısmı onu ve öne sürdüğü argümanları anlamamış veya anlamamakta direnmiştir. Ancak, şu anda bile ülkemizin yönetiminde ve muhalefette yer alanlar da dâhil olmak üzere, Denktaş’ın haklılığını geçte olsa gerçeklerle yüzleşerek görmüşlerdir. Şöyle ki, Türkiye’nin güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunun nihai yeri Doğu Akdeniz ve özellikle Kıbrıs’tır. Suriye’nin ve Irak’ın parçalanan hali düşünüldüğünde tek bir yer kalıyor geriye, Kıbrıs! İşte KKTC’nin jeopolitik ve jeostratejik önemini 20’nci yüzyılda görebilen ‘fütürist’ görüşe sahip biriydi; Denktaş. Günümüzde KKTC’nin varlığı o kadar önemlidir ki, sadece vereceğim bu örnekten anlaşılmalıdır; Kıbrıs Türk’ünün bulunmadığı varsayımında, Kıbrıs’tan ateşlenen füzelerin ülkenizin başkentini tehdit etmesi dakikaları bulur. Bir devletin başkenti tehdit altındaysa ‘’ulusal güvenliği’ de tehlike içerisinde demektir. Sadece bu açıdan bakmak bile, Türkiye Cumhuriyeti için KKTC’nin vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. Şu anda bile Yakın Doğu’da cereyan eden çatışma dinamikleri hepsi Kıbrıs etrafında ve çok yakınındaki gelişme göstermektedir. Ezcümle; Denktaş ve arkadaşları olmak üzere, Türkiye ve Kıbrıs’taki (mücahitleri) tüm şehitlerimiz rahmet ile anıyoruz.     
Ekleme Tarihi: 13 Ocak 2024 - Cumartesi

Rauf Raif Denktaş’ın Tasavvuru: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Kıbrıs Türk’ünün 1950’li yıllar ile başlayan davasının ve mücadelesinin lideri olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Raif Denktaş’ı ebediyete intikalinin (13 Ocak 2012) 12’nci yıl dönümünde sevgi, saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Kıbrıslı kardeşlerimizin bağımsızlık mücadelesini yazmaya çalışırsak sayfalar yetmeyeceği gibi, anlatmaya başlarsak günler, haftalar ve ayları bulur. Bundan dolayıdır ki, günün anlam ve önemine binaen bir şeyleri yazmak isterim. Ve ilkin Kıbrıs Türk’ünün 20’nci yüzyıldan günümüz 21’inci yüzyıla kadar uzanan ‘bağımsızlık’ ve ‘uluslararası’ mücadelesine değinmek lazımdır.

 

 

Denktaş, Kıbrıs Türklerinin davasında ömrünün sonuna kadar mücadelesini sürdüren ender bir kişiliktir. Hatta uluslararası alanda ülkesinin ve milletinin bağımsızlık ve haklı davasında dünyanın birçok liderleri ve ülke halkları tarafından saygın ve takdir edilen biriydi. Bilgi, birikimi, deneyimi ve entelektüel dehası onu Kıbrıs konusunda özellikle uluslararası zirvelerde öne çıkarırdı. Özellikle Denktaş’ın 1983 yılında BM’de (Birleşmiş Milletler) gerçekleştirdiği konuşmasını izlemenizi öneririm. Orada nasıl da tüm dünya ülkelerine, BM’nin kurumlarına/organlarına ve ABD’de nasıl ifadeler kullandığını dikkatle inceleyiniz ve irdeleyiniz.

 

 

Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından, Kıbrıs Türklerine sistematik olarak gerçekleşen zulüm ve kıyım büyük güçlerce (ABD, İngiltere, Fransa ve diğerleri) izlendi, tarafsızlık bir yana Yunanistan ile Rum Yönetimi’nin tezleri destek gördü. Keza, Rumların Lefkoşa’da İngiliz diplomatik misyonuna saldırmasıyla, ancak gerçeklerle yüzleştiler ve geç davranıldı. Bu doğrultuda, 1974 Kıbrıs Harekâtı zaruriydi, olması gerekendi. Kıbrıs çıkarması ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ‘’stratejik üst aklı’’ tarafından gerçekleşmiştir. Denktaş, ‘Toros’ kod adıyla Kıbrıs davasında Türk Mukavemet Teşkilat’ının (TMT) öncülerinden biriydi. TMT’nin temelleri Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı tarafından kurularak, Türkiye’nin farklı şehirlerinde eğitimler verilmiş, belli başlı lider kadrolar ve ekipler oluşturulmuştur. TMT varlığını sürdürmekte, sürdürmelidir de zaten!

 

 

Sonuç olarak, Denktaş’ın tasavvuru olan Kıbrıslı Türklerin vatan toprağında KKTC kurulmuştur. Ne var ki, Türkiye’deki siyasetçilerin bir kısmı onu ve öne sürdüğü argümanları anlamamış veya anlamamakta direnmiştir. Ancak, şu anda bile ülkemizin yönetiminde ve muhalefette yer alanlar da dâhil olmak üzere, Denktaş’ın haklılığını geçte olsa gerçeklerle yüzleşerek görmüşlerdir. Şöyle ki, Türkiye’nin güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunun nihai yeri Doğu Akdeniz ve özellikle Kıbrıs’tır. Suriye’nin ve Irak’ın parçalanan hali düşünüldüğünde tek bir yer kalıyor geriye, Kıbrıs! İşte KKTC’nin jeopolitik ve jeostratejik önemini 20’nci yüzyılda görebilen ‘fütürist’ görüşe sahip biriydi; Denktaş. Günümüzde KKTC’nin varlığı o kadar önemlidir ki, sadece vereceğim bu örnekten anlaşılmalıdır; Kıbrıs Türk’ünün bulunmadığı varsayımında, Kıbrıs’tan ateşlenen füzelerin ülkenizin başkentini tehdit etmesi dakikaları bulur. Bir devletin başkenti tehdit altındaysa ‘’ulusal güvenliği’ de tehlike içerisinde demektir. Sadece bu açıdan bakmak bile, Türkiye Cumhuriyeti için KKTC’nin vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. Şu anda bile Yakın Doğu’da cereyan eden çatışma dinamikleri hepsi Kıbrıs etrafında ve çok yakınındaki gelişme göstermektedir. Ezcümle; Denktaş ve arkadaşları olmak üzere, Türkiye ve Kıbrıs’taki (mücahitleri) tüm şehitlerimiz rahmet ile anıyoruz.   

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.