,, ,
Güney Ferhat Batı
Köşe Yazarı
Güney Ferhat Batı
 

Bölgesel Çatışma’nın Üçüncü Yılı: Rusya-Ukrayna Dinamikleri

Bölgesel çatışmaların 21’inci yüzyıla girmemizle beraber hız kazandığını ve bunun dünyanın birçok yerinde oluştuğunu görmek mümkündür. Hindistan ile Çin ve Pakistan, hatta Afganistan dörtgeninde ‘Jammu ve Keşmir’, İsrail ile Filistin (Hamas) arasındaki ‘Gazze’, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ‘Karabağ ve diğerleri’, son olarak Latin Amerika’da Venezuela ile Brezilya arasında yaşanan ‘Guayana’, aslında bölgesel çatışmaların çoğunluğu ‘Dondurulmuş Çatışma’lar olarak da görülebilir. Nihayetinde bunun zamanla çoğaldığını ve farklı kıtalarda tezahür ettiğini de. Peki, Rusya-Ukrayna savaşının bölgesel çatışma dinamiklerini sadece savaşın başladığı ‘Şubat 2022’ üzerinden analiz etmek ve değerlendirmek yeterli midir? Kesinlikle değildir! Keza, Rusya-Ukrayna arasındaki bölgesel çatışmanın birçok parametreleri vardır. Bunlardan ilkin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) içerisinde ve birkaç yüzyıl öncesinde de Rus İmparatorluğu bünyesinde bulunan Ukrayna(lılar) ile Ruslar arasındaki aynı ırk (Slav) ve özden gelmeleri, ayrıca birlik, beraberlik ve bütünlük içerisinde yaşam bulmalarıdır aynı coğrafyada.   ABD öncülüğündeki NATO’nun kısmen Rusya ile savaşta olduğu söylense bile, bu savaşın bir tarafı NATO’dur (ABD ve Avrupalı müttefikleri) diğer tarafı Rusya’dır. Zira bu savaşın başından günümüze kadar, NATO Genel Sekreteri’nin açıklamaları ABD yönetiminin söylemleri ve bu savaşa olan bakış açısıyla bire bir örtüşüyor. Pekâlâ, örtüşmeyen kimler, ABD’nin bazı Avrupalı müttefikleridir! Siz bakmayın ara sıra Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya ve diğerlerinin Rusya’ya gözdağı vermelerine, bu bölgesel çatışmanın Avrupa’ya ve ülkelerine verdikleri zararı üç yıllık süreçte fazlasıyla gördüler. Fakat ne ABD’ye ne de İngiltere’ye seslerini yükselterek bunun müsebbibi sizlersiniz diyemezler, zira elleri mahkûm şekildeler. Çünkü NATO’nun şemsiyesi altında ABD’nin buyruğu altında oldular. Ne zaman bir ‘Avrupa Ordusu’ndan bahsedildiğinde Fransa’nın içerisi bir el (ABD!) tarafından karıştırılıyor, sokaklar ve şehirler yangın yerine dönüşmektedir (son sekiz yıla bakınız Fransa’da yaşananlara). Almanya zaten tümden İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD ile NATO’ya bağımlı, bağlı durumdadır. Avrupa’nın bu fotoğraf karesine bakıldığında aslında kıtanın doğusundaki bölgesel çatışmanın nirengi noktası Ukrayna değildir, doğrudan Rusya’nın olduğu gerçeği yatmaktadır.      Üçüncü yılına girecek olan Avrupa kıtasındaki Rusya-Ukrayna savaşı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk defa böyle bir bölgesel çatışmayla yüzleşmek zorunda kaldı. Peki, sadece Avrupa mı? Bence değil bu savaşın Kafkasya ve Karadeniz’e uzak olmadığını, hatta Balkanları da ilgilendiren birçok parametreleri mevcuttur. Bundan sonra neler olur? Ukrayna, Macaristan vetosuna rağmen, Avrupa Birliği’nden (AB) parayı kopardı. Pekâlâ, para yani yardım bu savaşın belirleyeni olacak mı? Olsaydı ABD bu kadar yardım gönderdi Ukrayna’ya, olurdu zaten. Neticede, kaybedilen Doğu Ukrayna hala Rusya’nın elinde ve buna Karadeniz üstünlüğü (Kerç Boğazı ve Azak Denizi) dâhildir, yani Rusya kıyı şeridini genişletti. Bu gerçek göz ardı edilemez, NATO’nun Rusya’nın topraklarında ve Karadeniz kıyılarında gözü var iken, Rusya, Ukrayna’nın topraklarını ve deniz kıyılarını aldı. Ve psikolojik üstünlük Rusya’da, ayrıca bu savaşın iki sıçrama yeri vardır; biri doğuda Kafkasya (Gürcistan, NATO ve AB faktörleri) biri de batıda Balkanlar (Moldova, NATO ve AB faktörleri). Bakalım, göreceğiz Rusya-Ukrayna savaşı üçüncü yılında bölgesel çatışmaları çoğaltır mı veya azaltır mı?     Sonuç olarak, Rusya, sonbahar veya en geç 2025’de Doğu Avrupa veyahut Baltıklar olmak üzere, yeni bir savaş cephesi açacaktır. Keza, Rusya bunu yapmazsa, İngiltere’nin bu jeopolitikte bir cephe açmak için çaba sarf ettiği ortadadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin “Karadeniz” dizginlerini elinde sımsıkı tutması elzemdir. Keza, ABD’nin NATO üzerinden Karadeniz jeopolitiğine girmek istediği malumun ilanıdır. Karadeniz, Türkiye’nin uluslararası antlaşmaları gereği en doğal karar verme hakkını içeren bir “iç deniz” olduğu unutulmamalıdır. Türkiye için Karadeniz çok şey demektir! Karadeniz’in jeopolitik ve stratejik önemi de Rusya-Ukrayna savaşının en belirleyeni olacağı kuşku götürmez. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Bulgaristan’a gerçekleştirdiği ziyarette şu cümleleri kullanması ‘Türk Dış Politikası’ adına değerlidir ve anlamlıdır: ‘’Karadeniz’in güvenliği ve istikrarı ülkelerimiz için hayati önem taşımakta, Montrö sözleşmesinin uygulayıcısı olarak, Karadeniz’in sükûneti ve muhafazası ve bunu tehlikeye sokacak girişimlerin engellenmesi temel önceliklerimiz arasındadır.’’ Bu arada Rusya-Ukrayna savaşının gidişatını realist (gerçekçi) bir perspektiften bakmak ve görmek isteyenler yakın bir zamanda Ukrayna Genelkurmay Başkanın mevcut Ukrayna yönetimi tarafından görevden alınmasına, bunun da Ukrayna’nın en üst askeri yetkili olduğunun da bilinmesi!  
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2024 - Cuma

Bölgesel Çatışma’nın Üçüncü Yılı: Rusya-Ukrayna Dinamikleri

Bölgesel çatışmaların 21’inci yüzyıla girmemizle beraber hız kazandığını ve bunun dünyanın birçok yerinde oluştuğunu görmek mümkündür. Hindistan ile Çin ve Pakistan, hatta Afganistan dörtgeninde ‘Jammu ve Keşmir’, İsrail ile Filistin (Hamas) arasındaki ‘Gazze’, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ‘Karabağ ve diğerleri’, son olarak Latin Amerika’da Venezuela ile Brezilya arasında yaşanan ‘Guayana’, aslında bölgesel çatışmaların çoğunluğu ‘Dondurulmuş Çatışma’lar olarak da görülebilir. Nihayetinde bunun zamanla çoğaldığını ve farklı kıtalarda tezahür ettiğini de. Peki, Rusya-Ukrayna savaşının bölgesel çatışma dinamiklerini sadece savaşın başladığı ‘Şubat 2022’ üzerinden analiz etmek ve değerlendirmek yeterli midir? Kesinlikle değildir! Keza, Rusya-Ukrayna arasındaki bölgesel çatışmanın birçok parametreleri vardır. Bunlardan ilkin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) içerisinde ve birkaç yüzyıl öncesinde de Rus İmparatorluğu bünyesinde bulunan Ukrayna(lılar) ile Ruslar arasındaki aynı ırk (Slav) ve özden gelmeleri, ayrıca birlik, beraberlik ve bütünlük içerisinde yaşam bulmalarıdır aynı coğrafyada.

 

ABD öncülüğündeki NATO’nun kısmen Rusya ile savaşta olduğu söylense bile, bu savaşın bir tarafı NATO’dur (ABD ve Avrupalı müttefikleri) diğer tarafı Rusya’dır. Zira bu savaşın başından günümüze kadar, NATO Genel Sekreteri’nin açıklamaları ABD yönetiminin söylemleri ve bu savaşa olan bakış açısıyla bire bir örtüşüyor. Pekâlâ, örtüşmeyen kimler, ABD’nin bazı Avrupalı müttefikleridir! Siz bakmayın ara sıra Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya ve diğerlerinin Rusya’ya gözdağı vermelerine, bu bölgesel çatışmanın Avrupa’ya ve ülkelerine verdikleri zararı üç yıllık süreçte fazlasıyla gördüler. Fakat ne ABD’ye ne de İngiltere’ye seslerini yükselterek bunun müsebbibi sizlersiniz diyemezler, zira elleri mahkûm şekildeler. Çünkü NATO’nun şemsiyesi altında ABD’nin buyruğu altında oldular. Ne zaman bir ‘Avrupa Ordusu’ndan bahsedildiğinde Fransa’nın içerisi bir el (ABD!) tarafından karıştırılıyor, sokaklar ve şehirler yangın yerine dönüşmektedir (son sekiz yıla bakınız Fransa’da yaşananlara). Almanya zaten tümden İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD ile NATO’ya bağımlı, bağlı durumdadır. Avrupa’nın bu fotoğraf karesine bakıldığında aslında kıtanın doğusundaki bölgesel çatışmanın nirengi noktası Ukrayna değildir, doğrudan Rusya’nın olduğu gerçeği yatmaktadır. 

 

 

Üçüncü yılına girecek olan Avrupa kıtasındaki Rusya-Ukrayna savaşı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk defa böyle bir bölgesel çatışmayla yüzleşmek zorunda kaldı. Peki, sadece Avrupa mı? Bence değil bu savaşın Kafkasya ve Karadeniz’e uzak olmadığını, hatta Balkanları da ilgilendiren birçok parametreleri mevcuttur. Bundan sonra neler olur? Ukrayna, Macaristan vetosuna rağmen, Avrupa Birliği’nden (AB) parayı kopardı. Pekâlâ, para yani yardım bu savaşın belirleyeni olacak mı? Olsaydı ABD bu kadar yardım gönderdi Ukrayna’ya, olurdu zaten. Neticede, kaybedilen Doğu Ukrayna hala Rusya’nın elinde ve buna Karadeniz üstünlüğü (Kerç Boğazı ve Azak Denizi) dâhildir, yani Rusya kıyı şeridini genişletti. Bu gerçek göz ardı edilemez, NATO’nun Rusya’nın topraklarında ve Karadeniz kıyılarında gözü var iken, Rusya, Ukrayna’nın topraklarını ve deniz kıyılarını aldı. Ve psikolojik üstünlük Rusya’da, ayrıca bu savaşın iki sıçrama yeri vardır; biri doğuda Kafkasya (Gürcistan, NATO ve AB faktörleri) biri de batıda Balkanlar (Moldova, NATO ve AB faktörleri). Bakalım, göreceğiz Rusya-Ukrayna savaşı üçüncü yılında bölgesel çatışmaları çoğaltır mı veya azaltır mı?

 

 

Sonuç olarak, Rusya, sonbahar veya en geç 2025’de Doğu Avrupa veyahut Baltıklar olmak üzere, yeni bir savaş cephesi açacaktır. Keza, Rusya bunu yapmazsa, İngiltere’nin bu jeopolitikte bir cephe açmak için çaba sarf ettiği ortadadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin “Karadeniz” dizginlerini elinde sımsıkı tutması elzemdir. Keza, ABD’nin NATO üzerinden Karadeniz jeopolitiğine girmek istediği malumun ilanıdır. Karadeniz, Türkiye’nin uluslararası antlaşmaları gereği en doğal karar verme hakkını içeren bir “iç deniz” olduğu unutulmamalıdır. Türkiye için Karadeniz çok şey demektir! Karadeniz’in jeopolitik ve stratejik önemi de Rusya-Ukrayna savaşının en belirleyeni olacağı kuşku götürmez. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Bulgaristan’a gerçekleştirdiği ziyarette şu cümleleri kullanması ‘Türk Dış Politikası’ adına değerlidir ve anlamlıdır: ‘’Karadeniz’in güvenliği ve istikrarı ülkelerimiz için hayati önem taşımakta, Montrö sözleşmesinin uygulayıcısı olarak, Karadeniz’in sükûneti ve muhafazası ve bunu tehlikeye sokacak girişimlerin engellenmesi temel önceliklerimiz arasındadır.’’ Bu arada Rusya-Ukrayna savaşının gidişatını realist (gerçekçi) bir perspektiften bakmak ve görmek isteyenler yakın bir zamanda Ukrayna Genelkurmay Başkanın mevcut Ukrayna yönetimi tarafından görevden alınmasına, bunun da Ukrayna’nın en üst askeri yetkili olduğunun da bilinmesi!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.