Sosyal örgütlenmeler ve siyaset bu sebeple ayrı ayrı hareket etmeye ve herkes kendi alanında sözünü ortaya koymaya başladı, bu da halk ile yöneticiler arasındaki uçurumu bir kat daha arttırdı.
Halkın siyasi liderlere olan inancı kalmadı, tüm yönetimi işgal eden zihniyet halkı bir kenara iterek kendi menfaatleri doğrultusunda deyim yerindeyse kendi heybesini doldurmaya çalıştı.
Aydınlarımız çaresizce yıllarca halka yöneticilerin iç yüzünü anlatmaya devam etti, yöneticiler de bildiklerini okumaya...
Oysa sosyal örgütlenmeler ile siyaset iç içe bir amaç uğruna toparlanıp birlikte hareket edebilseler idi, sosyal alanda başarılı olan güçlü, donanımlı, ahlaklı, halk tarafından benimsenen ve kabul gören kişiler desteklenir ve seçilirdi...
Siyasi kadrolar tamamiyle çürüklerden arındırılmalı ve bunu sağlayacak olan sosyal örgütlerin liderleri siyasetten uzak kalmadan taşın altına elini koymak sureti ile bilfiil işin içerisinde olmalıdırlar.
Siyaset kirli, siyaset çıkar odaklı diye diye yönetimi onların eline bıraktık... Söz sahibi olamadık isek aydınlar olarak, sosyal örgütlenmeler olarak bizler bir ve beraber hareket etmediğimiz içindi...
Yel değirmenleri ile tek başınıza mücadele edemezsiniz... Ya da arkanızı dönerek çarpıtılmış düzeni yok sayamazsınız, bu karanlık ve sisli gölge elbet yeşertmeye çalıştığınız tohumların üzerini de kaplayacak...
O halde bu karanlık bulutları hep birlikte üzerimizden def edeceksek bunu dert edinen özellikle aydınlarımızın meydanda olması bir göreve icabet konusudur...
Kendisini bu görevden alı gören hiç kimse ne aydın olduğunu ne de bu derdin edebiyatını yapmasın artık... Görülüyor ki bunca zaman ayrı gayrı yürütülen işlerin hiçbiri bir fayda sağlamadı...
Siyasilerin sizlere, sizlerin de siyasiler ile işbirliğine ihtiyacı var tıpkı bu ülkenin gerçek vatanperver, samimi ve ihlaslı bireylerine ihtiyacı olduğu gibi...
Her alanda hep birlikte hareket edelim, aksi halde tek bir çöp gibi kırılmaya, yok olmaya mahkumuz...
Devlet geleneğimiz özümüz töremiz der ki; birlikten dirlik dirlik ten kuvvet doğar... Unutmayalım, unutturmayalım...
Saygılarımla,
Güneş Altuner