Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan emeklilerin gözünün içine baka baka emekli maaşını 10.000 lira yaptıklarını açıkladı ve 2024 yılını emekliler yılı ilan etti.
Sanırsam akıl tutulması yaşadı 100.000 sandı 10'u. İstanbul'da da evi olan Devlet Başkanımızın ev kiralarından haberi olmadığı belli.
Her emeklinin evi evleri var sanıyor galiba. Kendi oturduğu evinin mahallesindeki kira fiyatlarını araştırsa 15-20 binden başladığını görürdü.
Emeklilerin bu saatten sonra Tayyip Erdoğan'a olan bağlılıklarında ne gibi değişiklik olur, kendi bilir; seçimde sandıkta nasıl karşılık bulur yine kendisini ve partisini ilgilendiren bir konu.
Lakin, 2024 emekli yılı ilan ediyorum demek çok ağır oldu. Emekliler sanırım kendilerini aptal yerine konmuş hissetti. Görüştüğüm ne kadar emekli varsa istisnasız hepsi ateş püskürüyor kendilerine yapılan muameleye.
Daha önce emekli dendiğinde oğlunun kızının evine yardım eden, torunlarına da para dağıtan, ihtiyaçlarını karşılayan şirin yaşlılar gelirdi insanların aklına. Son senelerde Tayyip Erdoğan idaresinin piyasadaki fahiş fiyat artışlarını engellememesi yüzünden ve üstüne üstlük emekli maaşına komik yükseltmeler yapılmasıyla, evladının torununun destekçisi durumunda olan emekliler artık yavrusunun eline bakar, ondan para ister hale düşürüldü.
Bu mu başarı?
Bu mu emekli yılı?
Buna mı müstehaktı hayatı boyunca çalışan, gençliğini tüketen insanlar?
Salgın hastalıklar, yaşın verdiği sağlık fonksiyonlarının azalması, ölüm vakaalarının artması, dün beraber olduğun sohbet ettiğin akranının bugün camiden cenazesinin kalkışı yeterince bozmadı mı yaşlıların moralini?
Bir de ekonomik olarak boğdurdunuz fahiş fiyat arttıranlara ve boğdunuz devlet olarak verdiğiniz hizmetlere fahiş zamlar yaparak bu yaşlıları.
Yetmedi bir de alay ediyorsunuz 2024 emekli yılı olacak diyerek!
Yazık, çok yazık. Hiç böyle hayal etmemiştik sizi sayın Devlet Başkanımız.
Bana öyle geliyor ki ölsek çözülecek bütün sorunlarınız. Batırdığınız ekonomi ayağa kalkacak şahlanacak. Kim bilir bu sayede ısrarla tutturduğunuz kanal İstanbul'a da başlarsınız.
Muhalif bir yazar olarak yazmıyorum, daha geçen seçime kadar sizi destekleyen, tekrar Devlet Başkanı olmanız için gayret sarfeden, yazılarıyla size katkı sağlayan bir taraftarınız olarak söylüyorum bütün bunları.
Vatanın bekası dedik, devleti parçalamak isteyenlerin de içinde bulunduğu grubun iş başına gelmesini engellemesi için dedik, sürekli ama sürekli her seçim size ve partiniz akp'ye destek verdik.
Haaa neden akp dedin diyor bazı arkadaşlar. İzah edeyim efendim. AK kelimesi temizliğin, adaletin, saflığın simgesi. Maalesef partiniz uzun zamandır adaletten uzaklaştı, rant ve yolsuzluk söylentileriyle AK'lığına da kir bulaştı.
Bazı şahsiyetsiz karakterden yoksun ahlaksızların kastettiği manada akp demiyorum tabii ki, umarım yukarıdaki izahımdan anlamışsınızdır AK dememekteki maksadımı.
Hak etmiyorsunuz artık AK olmayı.
Parası olan, yan gelirleri, güzel maaşı olanlar için ne güzel değil mi hayat?
Türkiye dört mevsim, üşüdünmü atla git akdenize, uzan sıcacık kumlara sere serpe, yüz ılık suda gönlünce.
Bunaldın mı sıcaktan bin uçağa Erciyese, Palandöken'e, Uludağ'a; kar topu oyna, kay, karın içinde yuvarlan.
Çok güzel gerçekten ülkemiz, lakin artık emekli dar gelirli evinden, şehrinden dışarı çıkaramıyor başını. Yaşadığımız şehirde bile gezmeye gidemiyoruz. Çünkü, acıkıyoruz ve büfeler börekçiler bile çok pahalı; bir kahve yudumlayamıyoruz dışarıda 30-40 lira en düşük fiyatlı yerde.
Çoğu kez dışarı çıkmak zorunda kaldığımızda evde hazırladığımız çocukların beslenme çantası gibi çıkınımızla, termosumuza doldurduğumuz çayımız kahvemizle gezmeye gidiyoruz.
Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz, bir evi, ek geliri olmayan emekliler hangi dünyada?
Tok açın halinden anlamaz sözünü daha iyi anladık son yıllarda veee özellikle sizin sayenizde.
Kalbimiz kırık, gönlümüz buruk, acı çekiyoruz, ızdırap ile geriye kalan ömrümüzün tamamlanmasını bekliyoruz.
İbrahim Tamer