,, ,
İbrahim Tamer
Köşe Yazarı
İbrahim Tamer
 

Yamuk Prenses ve hain cüceler (Part2)

Bir varmış bir yokmuş, deve tellal pire berber iken… Küçük bir kasabada doğan yamuk velet peşine bir sürü taraftar takmış; krallık dışındaki ülkelerde okullar açmış, işyerleri kurmuş; kasaları parayla dolmuş, doldukça kudurmuş… Eskiden semirmek için gelene gidene ağam, paşam diyen bizim yamuk için sokaktaki çocuklar bile oyun oynarken “yağ satarım, bal satarım ustam ölmüş ben satarım” tekerlemesi yerine “yamuk yamuk, var mı sende pamuk” demeye başlamışlar.   Yamuk ise kendisiyle alakalı olumlu, olumsuz her şeyden mutlu oluyor, adının bir çığ gibi büyümesinden egosunu tatmin ediyormuş. Kendisinin gerçekten büyük adam olduğunu sanana kadar. Sonra başlamış kendisine hakaret edenlerle, önüne taş koyanlarla mücadele etmeye. Artık karşılaştığı sorunları halletmek için bir telefonu, bir selamı yeter hale gelmeye başlamış bizim yamuk prensesin. Cüceleri çoğaldıktan ve etkili, yetkili görevlere gelmeye başladıktan sonra yamuk, yastığa başını koyduğunda devasa hayaller kurmaya başlamış. Bir gün kendini vezir olarak hayal ediyor, bir başka gün padişah, bir sonraki gün uluslararası barış elçisi. Ne hayaller kurmuyordu ki… En sonunda bir gün kızını da aldı yanına darbe çığırtkanlığı yapmaya başladı.   Artık ülkede herkesin aleni, gizli gündemi “ne zaman darbe olacak?” sorusuydu. Ha bugün ha yarın derken kim tahmin edebilirdi ki yeşillendirilen fındık dallarının darbecilerin bir tarafında çiçek açacağı… Çoğu insan uyanamadı, devletin at arabalarına yapılan baskınlarla yurt dışına mazlumlara gönderilen yardımların bile deşifre edilmeye çalışılmasını. Birileri şunun için dedi, birileri bunun için. Herkes kendi sevdiği tuttuğu takımın başkanı, sözcüsü ne dediyse ona inandı. Büyük oyunu çok az kişi anladı. Haristi, zalimdi, insafsızdı yamuk prenses. Emrindeki hain cüceler ise zaten dış besleme hainlerdi. Saf taraftarları ise körü körüne biat etmişlerdi prensese, “bunu böyle yaptıysa mutlaka bir bildiği vardır. Biz kimiz mubarek insanları eleştirme hadsizliği yapalım” dediler ve hiç ama hiç bir yapılan ihaneti ihanet olarak kabullenmediler. Hazin bir hikayeydi yamuk prensesin arkasına ihlas ile, samimi duygularla takılanların sonu. Artık, toplumdan dışlandıklarının farkındaydılar ve devletleri dışında yaşayan milletlerin ekaliyet duygusunu hissediyorlardı adeta. Böyle mi olmalıydı sonları. Kendilerine ve yamuk prenseslerine haksızlık yapıldığına inanıyorlardı ve bir gün tekrar şaşalı günlerine geri döneceklerinin hayalini kuruyorlardı. Yamukları devletin başına geçecek, her şey güzel olacaktı. Halbuki, “her şey güzel olacak” deyip istediklerini elde edenlerin her şeyi kötü yaptığını da görmüşlerdi ama… Güzel bir söz vardır: 7’sinde neyse 70’inde o. İnsanların karakterlerinin 6 yaşında tamamlandığı açıklandı son yıllarda uzmanlar tarafından. Buna göre demek oluyor ki 6 yaşındaki bir çocuğa bakın ve büyüdüğünde ne tip bir insan olduğunu anlayın. Halbuki çoğumuz anne baba olarak 6 yaşına kadar el bebek gül bebek, ağam paşam, prensesim kraliçem deyip yetiştiriyor, hemen her istediğini yapıyor ve egolarını şişirdikçe şişirip şımarık, bencil, kendini üstün gören tipler üretiyoruz. Çocuğumuz bir akranıyla sorun yaşadığında, dayak yediğinde sebebini soruşturmadan çocuklarımızı kolluyor, diğer çocuğun anne babasıyla tartışıyoruz; tokat atan bizim çocuğumuz ise ya aferin diyoruz yada neden vurdun yapma bir daha derken kullandığımız yumuşak, gülümseyen yüzlerimizle teşvik ediyoruz. Yamuk prensesin de çocukluğu araştırılsaydı, öğretmenlerine, eğitmenlerine, mahalle bakkalına sorulsaydı ne mal olduğu taaa o vakitten anlaşılacaktı. İhtiras sahibi, kindar, kompleksli, aşağılık duygusu olan insanlar bir makama, göreve getirilmemeli. Ancak büyük oyun kurucular, bu tip insanları pohpohlayıp yükseltirler ve kullanırlar. Çünkü, kişi aslında kendisinin kim olduğunu ve kapasitesini bilir. Bunu bildiği için de hayatı boyunca hep kendisini yükseltenin emri altına girer. Tarih İngiltere, Amerika ve Fransa’nın yaptırdığı darbeler ve işgallerle doludur. Çünkü, rızasıyla sömüremeyeceği halkları ve devletleri ancak şiddet, baskı, zor kullanarak emri altında tutabilirler. İbrahim Tamer
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2023 - Salı

Yamuk Prenses ve hain cüceler (Part2)

Bir varmış bir yokmuş, deve tellal pire berber iken…

Küçük bir kasabada doğan yamuk velet peşine bir sürü taraftar takmış; krallık dışındaki ülkelerde okullar açmış, işyerleri kurmuş; kasaları parayla dolmuş, doldukça kudurmuş…

Eskiden semirmek için gelene gidene ağam, paşam diyen bizim yamuk için sokaktaki çocuklar bile oyun oynarken “yağ satarım, bal satarım ustam ölmüş ben satarım” tekerlemesi yerine “yamuk yamuk, var mı sende pamuk” demeye başlamışlar.

 

Yamuk ise kendisiyle alakalı olumlu, olumsuz her şeyden mutlu oluyor, adının bir çığ gibi büyümesinden egosunu tatmin ediyormuş. Kendisinin gerçekten büyük adam olduğunu sanana kadar.

Sonra başlamış kendisine hakaret edenlerle, önüne taş koyanlarla mücadele etmeye. Artık karşılaştığı sorunları halletmek için bir telefonu, bir selamı yeter hale gelmeye başlamış bizim yamuk prensesin. Cüceleri çoğaldıktan ve etkili, yetkili görevlere gelmeye başladıktan sonra yamuk, yastığa başını koyduğunda devasa hayaller kurmaya başlamış. Bir gün kendini vezir olarak hayal ediyor, bir başka gün padişah, bir sonraki gün uluslararası barış elçisi. Ne hayaller kurmuyordu ki…

En sonunda bir gün kızını da aldı yanına darbe çığırtkanlığı yapmaya başladı.

 

Artık ülkede herkesin aleni, gizli gündemi “ne zaman darbe olacak?” sorusuydu.

Ha bugün ha yarın derken kim tahmin edebilirdi ki yeşillendirilen fındık dallarının darbecilerin bir tarafında çiçek açacağı…

Çoğu insan uyanamadı, devletin at arabalarına yapılan baskınlarla yurt dışına mazlumlara gönderilen yardımların bile deşifre edilmeye çalışılmasını.

Birileri şunun için dedi, birileri bunun için. Herkes kendi sevdiği tuttuğu takımın başkanı, sözcüsü ne dediyse ona inandı. Büyük oyunu çok az kişi anladı.

Haristi, zalimdi, insafsızdı yamuk prenses. Emrindeki hain cüceler ise zaten dış besleme hainlerdi. Saf taraftarları ise körü körüne biat etmişlerdi prensese, “bunu böyle yaptıysa mutlaka bir bildiği vardır. Biz kimiz mubarek insanları eleştirme hadsizliği yapalım” dediler ve hiç ama hiç bir yapılan ihaneti ihanet olarak kabullenmediler.

Hazin bir hikayeydi yamuk prensesin arkasına ihlas ile, samimi duygularla takılanların sonu. Artık, toplumdan dışlandıklarının farkındaydılar ve devletleri dışında yaşayan milletlerin ekaliyet duygusunu hissediyorlardı adeta. Böyle mi olmalıydı sonları. Kendilerine ve yamuk prenseslerine haksızlık yapıldığına inanıyorlardı ve bir gün tekrar şaşalı günlerine geri döneceklerinin hayalini kuruyorlardı. Yamukları devletin başına geçecek, her şey güzel olacaktı.

Halbuki, “her şey güzel olacak” deyip istediklerini elde edenlerin her şeyi kötü yaptığını da görmüşlerdi ama…

Güzel bir söz vardır: 7’sinde neyse 70’inde o.

İnsanların karakterlerinin 6 yaşında tamamlandığı açıklandı son yıllarda uzmanlar tarafından.

Buna göre demek oluyor ki 6 yaşındaki bir çocuğa bakın ve büyüdüğünde ne tip bir insan olduğunu anlayın.

Halbuki çoğumuz anne baba olarak 6 yaşına kadar el bebek gül bebek, ağam paşam, prensesim kraliçem deyip yetiştiriyor, hemen her istediğini yapıyor ve egolarını şişirdikçe şişirip şımarık, bencil, kendini üstün gören tipler üretiyoruz.

Çocuğumuz bir akranıyla sorun yaşadığında, dayak yediğinde sebebini soruşturmadan çocuklarımızı kolluyor, diğer çocuğun anne babasıyla tartışıyoruz; tokat atan bizim çocuğumuz ise ya aferin diyoruz yada neden vurdun yapma bir daha derken kullandığımız yumuşak, gülümseyen yüzlerimizle teşvik ediyoruz.

Yamuk prensesin de çocukluğu araştırılsaydı, öğretmenlerine, eğitmenlerine, mahalle bakkalına sorulsaydı ne mal olduğu taaa o vakitten anlaşılacaktı.

İhtiras sahibi, kindar, kompleksli, aşağılık duygusu olan insanlar bir makama, göreve getirilmemeli. Ancak büyük oyun kurucular, bu tip insanları pohpohlayıp yükseltirler ve kullanırlar. Çünkü, kişi aslında kendisinin kim olduğunu ve kapasitesini bilir. Bunu bildiği için de hayatı boyunca hep kendisini yükseltenin emri altına girer.

Tarih İngiltere, Amerika ve Fransa’nın yaptırdığı darbeler ve işgallerle doludur. Çünkü, rızasıyla sömüremeyeceği halkları ve devletleri ancak şiddet, baskı, zor kullanarak emri altında tutabilirler.

İbrahim Tamer

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.