Ülkemiz çok zor bir dönemeçten geçiyor. Bu yaşıma kadar sık sık duydum. Demek ki dolana dolana bir türlü düz yola çıkamamışız. Az çok ekonomiden anlayan birisi olarak evet o dönemeci bir türlü dönemedik. Her nedense bizim ülkemizde pahat pahalılığı bir türkü bitmek bilmiyor. Bu ülkede yaşayanlar refah düzeyi bakımından bir türlü gün yüzü bile görmedi. Öyle ki şu an savaşta olan Ukrayna’da bile enflasyon bizim ülkemizden kat ve kat daha düşük. Öyleyse kendimize sormamız lazım ‘’benim ürettiğim nereye gidiyor ve ya benim ürettiğimi kim yiyiyor’’ cevap mı siyaset ….
Siyaset benim pek çok sevdiğim bir konudur. Lakin güzel ve doğru düşüncelere sahip olmak, vatanperver olmak, sorunlara çare olmak yetmiyor. Bu değerler halktan oy almanıza yetmiyor. Oy almak için sadece ikna etmek yeterli. Doğru, yanlış fark etmez. İşte bu anlayış bizi birbirimizden ayırıyor. Sandığa atılan oy bir ilkokul mezunu tarafından mı atıldı, üniversite mezunu tarafından mı atıldı, yoksa okuma –yazma bilmeyen tarafından mı atıldı belli değil. Yeter ki partinize ayrılan bölüme evet mührünü vurmanız yeterli. Şimdi ben size neyi anlatayım. Nüfus planlamasını mı, gelir dengesizliğini mi, tarımda ve sanayide bir tarafta fazla olan bir tarafta ise açık olan istihdamı mı yoksa kadın cinayetlerini mi?
Söyle Sebastiyan nereden başlayalım?
O kadar çok sorunumuz var ki nereyi yutsan elinde kalıyor. Neyse biz bir taraftan tutalım. Aklıma gelmişken yukarıda belirttiğim sorunlara rahat on tane daha sorun yazabilirim. Hadi bir de mülteci sorununu yazayım. Neyse sorun ve dertleri tren vagonu gibi sıralayıp demirden sağlam vagonlar oluşturmayayım. O vagonların içi dert, sıkıntı dolu zaten. Yaşam enerjinizi düşürmeyeyim.
Dert şu ki büyük hayatımızda yüksek enflasyon var. Özellikle sabit gelirliler asgari ücretliler, emekliler geçinemiyorlar. En büyük kağıt paramız/banknot 200,00 TL ile 1 kilo et bile alamıyoruz. 5,00 TL ye ekmek bile alamıyoruz. Gerçek bu en büyük para ile en küçük para ile ne alabiliyorsunuz?
Burada asıl sorun devlet memuru maaşında. Yüce devletimiz en düşük memur maaşını asgari ücret düzeyine getirse hayat daha ucuz olacak. Hayat pahalılığı bu kadar ağır yükler taşıtmayacak. Yüce devletimizde memur maaşı derdinden ciddi oranda kurtulmuş olacak…Ne yani asgari ücret 17.002,00 TL iken en düşük memur maaşı 34.215 TL olması ADALET mi? Fırıncıdan ekmek alırken 17.002,00 TL alan asgari ücretli, 12.500,00 TL alan emekli, 35.215,00 TL alan devlet memuru da bir ekmek için 10,00 TL ödüyor. Memur maaşlarının düşürülmesi dezanflasyon ve hayat pahalılığı, adalet, hazineye gelir için doğru adım olacaktır. Sonuç itibarı ile hayat pahalı işçilik ucuz…..