Hak bir davanın hedefe ulaşması gayesiyle,sağlam bir iradeyle yola çıkanların;
dava ve yol arkadaşlarına karşı ahlaki,hukuki,siyasi ve insanı açılardan birtakım hayati sorumlulukları olduğu muhakkaktır.
Mücadele süreci esnasında,bu sorumluluk duygusundan mahrum ve bi-haber olan, zafiyet ve nefsi arzularına teslim olup ,dava ve yol arkadaşlarına haksızlık yapanlar;
hakkaniyet ve ahde-vefa dairesinde kalamaz ve savrulur..!
Hak daire çizgisinden uzaklaşanlarla da , kuruluş ilke ve amaçları istikamette yol yürümek artık pek mümkün olmaz.
Yol arkadaşlarının hak,hukuk ve müktesebatını muhafaza etmek yerine ,
tam aksine kardeşlik hukukunu yok etme pahasına savrulanların davası ; dünyevi ve nefsani arzuların peşinde koşmak olup, ihlas,samimiyet ve ulviyetten çok uzaktır.
Halbuki, muvaffak olmanın bir kaidesi de;
halis niyetlerle samimi, dürüst ve ilkesel örnek bir mücadele ortaya koyarak,
sevgi ve saygı temelinde birlik ve beraberliği pekiştirmek ,hedefler istikametinde güzel ve faydalı işlerde yarışmak ve başarmak olmalıdır.
İnsan ; imtihanı sebebiyle kötülüğü emredici olan nefsiyle beraber yaratılmıştır.
Dolaysıyla,hepimiz hata ve yanlış yapabilir,küçük ve büyük günahlara meyledebiliriz.!
Tâ ki, nefis;
emmare makamını yani kötülükle emredici sıfatını terkedip, ulvi bir kemalat makamına yani iyilikle emredici manevi hale yükselene dek...
"Tövbe eden,hiç günah işlememiş gibidir."
emri mucibince de;
günahlarda ve hatalarda ısrar etmemeliyiz.
Çirkin fiil ve sözleri terketme azim ve iradesini ortaya koymalıyız.
Böylesine sağlam bir iradeyi, imanımızın bir gereği ve manevi kurtuluş vesilesi olarak da telakki etmeliyiz.
Velhasılı, arzu edilmese de bizlerden sadır olan,kasti olmayan hata ,kusur, yanlış fiil ve sözleri hoşgörü çerçevesinde karşılamalı ve birliğimizi daim kılacak doğru davranış ve tutumları benimsemeliyiz.
Bu aynı zamanda birliğimizi muhafaza etmenin anahtarıdır ve de güzel ahlak ile hoşgörünün bir yansımasıdır.
Dava adamları ;
inandırıcı,dürüst, güvenilir,vefalı ,güzel ahlak sahibi,davasını yaşayan,dava hedefleri ve amaçları için çalışan,özü-sözü bir ,adil ve sağlam karakterli örnek şahsiyetlerdir ..
Bunlar,
hiçbir zaman maske ve bahanelerin arkasına gizlenmezler,hedefler istikametinde sonuç almanın çarelerini kararlılıkla ararlar...
Farklı hesap ve niyetlerle,
" MUHSİN BAŞKAN" ve diğer "ZİRVE ŞAHSİYETLERİ" refans alarak siyaset sahnesinde kendine yer bulma peşinde koşanlar , biliniz ki ; aslolan kardeşlik hak, hukuk ve müktesebatını gözeterek davayı sözde değil özde hayat felsefesi haline getirerek doya doya yaşamak ve yaşatmaktır...
Marifet ;
dağıtmak,kırmak ve karıştırmak değil, gönülleri birleştirmektir...
Dahası doğru, iyi ve güzel işlere öncü olabilmektir...
"Birlikten kuvvet doğar."
(H.Şerif)
Saygılarımla...
Murat Sancak