,, ,
Neslihan Ertekin
Köşe Yazarı
Neslihan Ertekin
 

Birikmiş Eşyalar, Bastırılmış Duygular: Alanınızı Temizleyerek Hafifleyin

Şöyle bir etrafınıza bakın. Gözünüz bir yere takıldığında sizi hafifçe rahatsız eden bir şey var mı? Belki ağzına kadar dolu bir dolap, belki de sürekli oradan oraya taşımak zorunda kaldığınız bir sehpa... Princeton Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, çevremizdeki görsel karmaşa beynimizin odaklanma becerisini doğrudan etkiliyor. Düşünsenize, beyniniz her an yeni bir uyaranla baş etmeye çalışıyor, ama sizden hâlâ üretken olmanız bekleniyor. Bu gerçekten büyük bir yük. Düzenli ve sade bir ortam sadece göze hitap etmiyor; aynı zamanda beynimize “rahat ol, güvendesin” mesajı veriyor. Bu da odaklanmayı, üretkenliği ve hatta karar verme yeteneğimizi olumlu etkiliyor. Kısacası, fiziksel ortamı düzenlemek, zihinsel düzenin de temelini oluşturuyor.   Duygusal Dağınıklık: Eşyalarla Kurduğumuz Bağlar Ama biliyoruz ki mesele sadece dağınıklık değil, değil mi? Bazı eşyalar yalnızca yer kaplamıyor, aynı zamanda duygusal alanımızı da işgal ediyor. Eski bir mektup, hatırası olan ama kırılmış bir biblo ya da yıllardır giymediğiniz bir tişört… Bu eşyaları atamamak genellikle tembellikten kaynaklanmıyor. Bazen kıtlık, kayıp ya da yalnızlık gibi daha derin duyguların izini taşıyor. Bu da bizi farkında olmadan “biriktirme” davranışına sürüklüyor. Neyse ki bu yükle baş etmek mümkün — hem de zamanla ve kendimize anlayış göstererek.   Kadınlar Neden Daha Fazla Etkileniyor? UCLA'da yapılan bir araştırma, kadınların evlerindeki eşya yoğunluğu arttıkça stres hormonu (kortizol) seviyelerinin de yükseldiğini ortaya koymuş. Erkekler aynı ortamda bu kadar etkilenmiyor gibi görünüyor olabilir ama bu, onların daha huzurlu olduğu anlamına gelmiyor. Belki de burada konuşulmayan bir şey var: Dağınıklığın ilişkiler üzerindeki etkisi. Belki de evde biriken sadece eşyalar değil; ihmal, sorumluluk ve anlaşılmama hissi de birikiyor.   Düzenin Sunduğu Görünmeyen Kazançlar Peki, dağınıklıktan kurtulmak yalnızca estetik bir rahatlama mı sağlar? Hayır. İşte düzenli bir alanın hayat kalitenizi nasıl artırabileceğine dair birkaç somut örnek: Her gün bir şeyleri aramakla kaybettiğiniz dakikalar size kalır. Ne olduğunu unuttuğunuz için ikinci kez satın aldığınız şeyler azalır. Karar yorgunluğu yaşamazsınız çünkü her şey yerli yerindedir. Kendinize olan güveniniz artar; çünkü kontrol artık sizdedir. Ve belki de en önemlisi: Gerçekten yapmak istediğiniz şeylere alan açarsınız. Temiz bir alan, sağlıklı seçimleri de beraberinde getiriyor. 2013'te yapılan bir araştırma, düzenli bir odada bulunan kişilerin daha fazla bağış yaptığı ve atıştırmalık olarak elma gibi sağlıklı seçenekleri tercih ettiğini göstermiş. Yani sadece alanınız değil, kararlarınız da değişiyor.   Nereden ve Nasıl Başlamalı? Şu an bulunduğunuz odaya şöyle bir baktınız mı? “Nereden başlayacağım ki?” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Bazen her şey bir anda üstümüze gelir gibi olur. Ama unutmayın, kimse sizden her şeyi bir anda yapmanızı beklemiyor. En çok zaman geçirdiğiniz ya da sizi en çok yoran alanla başlayın. Belki ofis masanız, belki de yatağınızın yanı. Günde sadece 15 dakikanızı ayırarak bile ciddi farklar yaratabilirsiniz. Düzen sadece fiziksel bir durum değil. Aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir zihinsel duruş ve kendinize verdiğiniz değerin bir göstergesidir. Belki bugün sadece bir çekmeceyi düzenlersiniz ama yarın bir bakmışsınız, tüm oda hafiflemiş. Ve bununla  birlikte zihninizde hafiflemiş…    
Ekleme Tarihi: 17 April 2025 - Thursday

Birikmiş Eşyalar, Bastırılmış Duygular: Alanınızı Temizleyerek Hafifleyin

Şöyle bir etrafınıza bakın. Gözünüz bir yere takıldığında sizi hafifçe rahatsız eden bir şey var mı? Belki ağzına kadar dolu bir dolap, belki de sürekli oradan oraya taşımak zorunda kaldığınız bir sehpa...
Princeton Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, çevremizdeki görsel karmaşa beynimizin odaklanma becerisini doğrudan etkiliyor. Düşünsenize, beyniniz her an yeni bir uyaranla baş etmeye çalışıyor, ama sizden hâlâ üretken olmanız bekleniyor. Bu gerçekten büyük bir yük.

Düzenli ve sade bir ortam sadece göze hitap etmiyor; aynı zamanda beynimize “rahat ol, güvendesin” mesajı veriyor. Bu da odaklanmayı, üretkenliği ve hatta karar verme yeteneğimizi olumlu etkiliyor. Kısacası, fiziksel ortamı düzenlemek, zihinsel düzenin de temelini oluşturuyor.

 

Duygusal Dağınıklık: Eşyalarla Kurduğumuz Bağlar

Ama biliyoruz ki mesele sadece dağınıklık değil, değil mi? Bazı eşyalar yalnızca yer kaplamıyor, aynı zamanda duygusal alanımızı da işgal ediyor. Eski bir mektup, hatırası olan ama kırılmış bir biblo ya da yıllardır giymediğiniz bir tişört…
Bu eşyaları atamamak genellikle tembellikten kaynaklanmıyor. Bazen kıtlık, kayıp ya da yalnızlık gibi daha derin duyguların izini taşıyor. Bu da bizi farkında olmadan “biriktirme” davranışına sürüklüyor. Neyse ki bu yükle baş etmek mümkün — hem de zamanla ve kendimize anlayış göstererek.

 

Kadınlar Neden Daha Fazla Etkileniyor?

UCLA'da yapılan bir araştırma, kadınların evlerindeki eşya yoğunluğu arttıkça stres hormonu (kortizol) seviyelerinin de yükseldiğini ortaya koymuş. Erkekler aynı ortamda bu kadar etkilenmiyor gibi görünüyor olabilir ama bu, onların daha huzurlu olduğu anlamına gelmiyor.
Belki de burada konuşulmayan bir şey var: Dağınıklığın ilişkiler üzerindeki etkisi. Belki de evde biriken sadece eşyalar değil; ihmal, sorumluluk ve anlaşılmama hissi de birikiyor.

 

Düzenin Sunduğu Görünmeyen Kazançlar

Peki, dağınıklıktan kurtulmak yalnızca estetik bir rahatlama mı sağlar? Hayır. İşte düzenli bir alanın hayat kalitenizi nasıl artırabileceğine dair birkaç somut örnek:

  • Her gün bir şeyleri aramakla kaybettiğiniz dakikalar size kalır.
  • Ne olduğunu unuttuğunuz için ikinci kez satın aldığınız şeyler azalır.
  • Karar yorgunluğu yaşamazsınız çünkü her şey yerli yerindedir.
  • Kendinize olan güveniniz artar; çünkü kontrol artık sizdedir.
  • Ve belki de en önemlisi: Gerçekten yapmak istediğiniz şeylere alan açarsınız.

Temiz bir alan, sağlıklı seçimleri de beraberinde getiriyor. 2013'te yapılan bir araştırma, düzenli bir odada bulunan kişilerin daha fazla bağış yaptığı ve atıştırmalık olarak elma gibi sağlıklı seçenekleri tercih ettiğini göstermiş. Yani sadece alanınız değil, kararlarınız da değişiyor.

 

Nereden ve Nasıl Başlamalı?

Şu an bulunduğunuz odaya şöyle bir baktınız mı? “Nereden başlayacağım ki?” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Bazen her şey bir anda üstümüze gelir gibi olur. Ama unutmayın, kimse sizden her şeyi bir anda yapmanızı beklemiyor.

En çok zaman geçirdiğiniz ya da sizi en çok yoran alanla başlayın. Belki ofis masanız, belki de yatağınızın yanı. Günde sadece 15 dakikanızı ayırarak bile ciddi farklar yaratabilirsiniz.

Düzen sadece fiziksel bir durum değil. Aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir zihinsel duruş ve kendinize verdiğiniz değerin bir göstergesidir. Belki bugün sadece bir çekmeceyi düzenlersiniz ama yarın bir bakmışsınız, tüm oda hafiflemiş. Ve bununla  birlikte zihninizde hafiflemiş…


 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.