Dava; mânâya dalıp, manzarayı kaleme almak değilmiş,
Dava; manaya daldıktan sonra dünyaya nefesi Rahmayi hal ile yaymak imiş,
Hak dava üzere esas yiğitlik, nefs ile mücadeleden geçip, mânâ denizin dibinden bir avuç kum tanesi ile gönüllüler inşa edebilmekmiş.
Teraziyi hassas, niyetleri hâlis, kalbi sabit, ameli salih tutabilmekmiş...
Ehli dünya sahipleri arasında, banane diyememek, her gönülde yanan vuslat ateşini görebilmekmiş...
Toplumun gidişatından mesul görüp, düzeltebilmek adına gayretli, azimli ve sabırlı olmak demekmiş...
Aşk aşk dedikleri manada sarhoşluk değil, dünyada vuslata hasret ateşiyle bastığın yeri yakmadan yeşerebilmekmiş,..
Dünya dünya dedikleri yaban eller diyarı, aşkı ispata bir sebep mekân imiş.
Aşk leyla olmak değil, mecnun kalmak değil,
Aşk senden içeri kendin bulmak, ibadette taat ve huşu ile miracı gönle indirmek, yeryüzünü mescid, kabeyi minber kılmak suretiyle daim hak ile beraber hakikate razı her dem vuslata erebilmekmiş...
Ey kalplerimizi halden hale çeviren Rahman ve Rahim olan Allah'ım kalbimizi dinin üzere sabit kıl, türlü imtihanlarla sınadığın biz aciz kullarına merhametinle muamele eyle, bizleri sana dosdoğru varan yolundan ayırma, bir an olsun nefsimiz ile başbaşa bırakma, bizleri ve bizden sonra gelecek nesillerimizi sana hakkıyla iman eden,ibadet eden salih,saliha, ehil, müttakilerin önde gelenlerinden Nuru Pak Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahualeyhivessellemin şefaatine nail olarak müjdelediğin kullarından eyle...
Saygılarımla,
Güneş Altuner