,, ,
Ahmet Yaman
Köşe Yazarı
Ahmet Yaman
 

Görünmeyen Dış Ticaret Açığı/Fazlası

Ülkeler hangi yönetim sistemiyle yönetilirse yönetilsin ayakta kalmasını sağlayan temel unsur ülkenin ticaret ağıdır. Ticaret iki yönlü gelişir: İç ticaret ve dış ticaret.   Biz ilkokuldayken bize hep şu söylenirdi: “Türkiye kendine yetebilen sayılı ülkelerdendir.” Yani Türkiye kendi iç ticaretiyle kendi varlığını sürdürebilen bir ülkeydi. Zaman içerisinde nüfusun ve ihtiyaçların artması, teknolojik gelişmeler ve uyum çabası Türkiyenin dışa bağımlı bir ülke olmasına yol açtı.   İhracatın ithalatı karşılamadığı bir ülke haline geldi ülkemiz. Yıllardır bütün hükümetler dış ticaret açığının kapatılması için vaatler ve önerilerle milletin huzuruna çıktılar, ama ne hikmetse o açık günden güne büyüdü. Bunun sebebi dışarıya satacak ürünümüzün az olması ya da stratejik ürün üretmeyişimiz.   Yıllardır resmi olarak dış ticaret açığı hesap edilir ve açıklanır. Bu işin görünen kısmıdır. Günümüzde buna bir de görünmeyen dış ticaret açığı/fazlası eklendi aslında, ama kimse bunun farkında bile değil.   Bir ülkede ihraç edilen ürün de ithal edilen ürün de bellidir. Bunun dışında ülkeden kaçak olarak çıkarılan ürünler ve ülkeye kaçak olarak giren ürünler vardır. Benim kast ettiğim konu bunların da dışında bir konu.   Teknolojik gelişmeler, internetin yaygınlaşması, sosyal medya ve internet alışverişi artık hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği. Her gerçeğin de bireysel ve toplumsal olarak ekonomik bir tarafı da vardır.   Birkaç örnekle olayı masaya yatıralım: Youtube bir video platformu ve bu platformda seyrettiğiniz her videoda reklamlarla karşılaşıyorsunuz ya da reklam görmek istemiyorsanız o platforma üye olmak için para ödüyorsunuz. Karşımıza çıkan reklamlar ülkemizdeki firmaların reklamları, yani kaynağı dışarıda olan bu platforma ülkemizdeki firmalar reklam ücreti ödüyor. İnstagram, Facebook gibi sosyal medya ortamları ise hem reklamlarla bizden para alıyor hem de ürünlerinizi öne çıkarmak adına bizden para alıyor. Amazon, Aliexpres gibi birçok yabancı kaynaklı firma ise bize dışarıdan doğrudan ürün satıyor. Bu kısmen de olsa gümrüğe tabi olduğu için kayıt altında sayılır.   Yukarıda saydığımız alanların hepsinde ülkemizden para çıkıyor, yani görünmeyen dış ticaret açığı oluşturabilir. Ne kadar para transferi yapıldığını dahi bilmiyoruz belki de. Belki de iç piyasada paranın azalması ya da dövizin azalması da bir noktada burayla alakalıdır.   Devletimizin görünmeyen bu ticari açık karşısında bir önlemi var mıdır bilmiyorum. Ama devletin haberi olmadan ticari kaygılarla gönüllü gibi çalışan bir ekip var. Bu ekip, her fırsatta Z Kuşağı olarak adlandırılan gençlik. Neredeyse büyükler tarafından faydasız insan olarak nitelendirilen bu ekip Youtube içerikleri hazırlayıp ülkeye döviz kazandırıyor, İnstagram, Tiktok, Kwai gibi platformlarda içerik üreticisi olarak çalışıp ülkeye döviz kazandırıyor. Amazon gibi küresel ticaret ağları içerisinde ticaret yapıp ülkeye döviz kazandırıyor. Bu gençlik, belki ülkeyi yönetenlerin sadece adını duyduğu kripto para borsalarında alım satım yapıp ülkeye döviz getiriyor. Türkiyenin, kripto paranın en çok alınıp satıldığı ülkelerden birisi olması da bundan kaynaklanmaktadır, fakat bu durum iyi yönetilmediği için zarara uğrayan birçok insanımız da vardır. Bu alanlardaki döviz akışını dikkate aldığımız zaman belki de görünmeyen bir ticari fazla oluştuğunu ya ad oluşabileceğini fark edebiliriz.   Peki iyi yönetildiği zaman ticari fazla oluşturabilecek bu dinamik ekip için biz ne yaptık? Sadece şunu yaptık: Z Kuşağı diyerek onları ötekileştirdik. Dış dünyayla bağları olmayan insanlar olarak ilan ettik. Evet, doğru. O gençlerin evin dışıyla alakaları az gibi görünebilir, fakat emin olun ülkemizin dışında kalan dünyayla iletişimleri devleti yönetenlerden daha fazla. Güçlü ve güzel bir koordinasyonla bu gençler Türkiye’yi bir yılda ayağa kaldırabilir. Son yılların beyin göçü fırtınası da onların bu beklentilerinin karşılanmamasından kaynaklanmaktadır.
Ekleme Tarihi: 04 Şubat 2023 - Cumartesi

Görünmeyen Dış Ticaret Açığı/Fazlası

Ülkeler hangi yönetim sistemiyle yönetilirse yönetilsin ayakta kalmasını sağlayan temel unsur ülkenin ticaret ağıdır. Ticaret iki yönlü gelişir: İç ticaret ve dış ticaret.

 

Biz ilkokuldayken bize hep şu söylenirdi: “Türkiye kendine yetebilen sayılı ülkelerdendir.” Yani Türkiye kendi iç ticaretiyle kendi varlığını sürdürebilen bir ülkeydi. Zaman içerisinde nüfusun ve ihtiyaçların artması, teknolojik gelişmeler ve uyum çabası Türkiyenin dışa bağımlı bir ülke olmasına yol açtı.

 

İhracatın ithalatı karşılamadığı bir ülke haline geldi ülkemiz. Yıllardır bütün hükümetler dış ticaret açığının kapatılması için vaatler ve önerilerle milletin huzuruna çıktılar, ama ne hikmetse o açık günden güne büyüdü. Bunun sebebi dışarıya satacak ürünümüzün az olması ya da stratejik ürün üretmeyişimiz.

 

Yıllardır resmi olarak dış ticaret açığı hesap edilir ve açıklanır. Bu işin görünen kısmıdır. Günümüzde buna bir de görünmeyen dış ticaret açığı/fazlası eklendi aslında, ama kimse bunun farkında bile değil.

 

Bir ülkede ihraç edilen ürün de ithal edilen ürün de bellidir. Bunun dışında ülkeden kaçak olarak çıkarılan ürünler ve ülkeye kaçak olarak giren ürünler vardır. Benim kast ettiğim konu bunların da dışında bir konu.

 

Teknolojik gelişmeler, internetin yaygınlaşması, sosyal medya ve internet alışverişi artık hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği. Her gerçeğin de bireysel ve toplumsal olarak ekonomik bir tarafı da vardır.

 

Birkaç örnekle olayı masaya yatıralım: Youtube bir video platformu ve bu platformda seyrettiğiniz her videoda reklamlarla karşılaşıyorsunuz ya da reklam görmek istemiyorsanız o platforma üye olmak için para ödüyorsunuz. Karşımıza çıkan reklamlar ülkemizdeki firmaların reklamları, yani kaynağı dışarıda olan bu platforma ülkemizdeki firmalar reklam ücreti ödüyor. İnstagram, Facebook gibi sosyal medya ortamları ise hem reklamlarla bizden para alıyor hem de ürünlerinizi öne çıkarmak adına bizden para alıyor. Amazon, Aliexpres gibi birçok yabancı kaynaklı firma ise bize dışarıdan doğrudan ürün satıyor. Bu kısmen de olsa gümrüğe tabi olduğu için kayıt altında sayılır.

 

Yukarıda saydığımız alanların hepsinde ülkemizden para çıkıyor, yani görünmeyen dış ticaret açığı oluşturabilir. Ne kadar para transferi yapıldığını dahi bilmiyoruz belki de. Belki de iç piyasada paranın azalması ya da dövizin azalması da bir noktada burayla alakalıdır.

 

Devletimizin görünmeyen bu ticari açık karşısında bir önlemi var mıdır bilmiyorum. Ama devletin haberi olmadan ticari kaygılarla gönüllü gibi çalışan bir ekip var. Bu ekip, her fırsatta Z Kuşağı olarak adlandırılan gençlik. Neredeyse büyükler tarafından faydasız insan olarak nitelendirilen bu ekip Youtube içerikleri hazırlayıp ülkeye döviz kazandırıyor, İnstagram, Tiktok, Kwai gibi platformlarda içerik üreticisi olarak çalışıp ülkeye döviz kazandırıyor. Amazon gibi küresel ticaret ağları içerisinde ticaret yapıp ülkeye döviz kazandırıyor. Bu gençlik, belki ülkeyi yönetenlerin sadece adını duyduğu kripto para borsalarında alım satım yapıp ülkeye döviz getiriyor. Türkiyenin, kripto paranın en çok alınıp satıldığı ülkelerden birisi olması da bundan kaynaklanmaktadır, fakat bu durum iyi yönetilmediği için zarara uğrayan birçok insanımız da vardır. Bu alanlardaki döviz akışını dikkate aldığımız zaman belki de görünmeyen bir ticari fazla oluştuğunu ya ad oluşabileceğini fark edebiliriz.

 

Peki iyi yönetildiği zaman ticari fazla oluşturabilecek bu dinamik ekip için biz ne yaptık? Sadece şunu yaptık: Z Kuşağı diyerek onları ötekileştirdik. Dış dünyayla bağları olmayan insanlar olarak ilan ettik. Evet, doğru. O gençlerin evin dışıyla alakaları az gibi görünebilir, fakat emin olun ülkemizin dışında kalan dünyayla iletişimleri devleti yönetenlerden daha fazla. Güçlü ve güzel bir koordinasyonla bu gençler Türkiye’yi bir yılda ayağa kaldırabilir. Son yılların beyin göçü fırtınası da onların bu beklentilerinin karşılanmamasından kaynaklanmaktadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.