,, ,
Orhan Çağatay
Köşe Yazarı
Orhan Çağatay
 

Beton Üstüne Beton - Milli Görüş

28 Şubat sürecinde başlayan bir "betonlama" harekâtı yaşandı. Bu süreç, sadece tek bir siyasi görüş üzerinde değil, ne yazık ki tüm siyasi partiler üzerinde uygulandı ve devam ediyor. Ancak bu yazıda yalnızca Milli Görüş'ü ele alacağız, zira diğer partilerle ilgili incelemeler başka bir yazıya sığabilir. Özellikle Erbakan Hoca sonrası ikinci betonlama dönemi daha da artarak devam etti. İlk olarak Saadet Partisi'nde Erbakan sonrası neler yaşandığına bakalım. Saadet Partisi içerisinde bir tefrika başladı; herkes lider olma hayali ve gafletine düşerek asıl gayeyi unuttu, böylece kopuşlar başladı. Toplumda karşılığı olan teşkilat mensuplarıyla yollar ayrıldı. Toplumda karşılığı olan teşkilat mensupları, donanımlı, sokağa çıktığında insanlara dokunabilen, Milli Görüş'ü temsil edebilen kişilerdir. Milli Görüş'ü temsil eden insanlardan kısaca bahsedecek olursak; bu insanlar, Milli Görüş’ün temel esaslarını bilen, çözüm üreten, sürekli iktidarın yanlışlarını halka hatırlatan bir yönetim kadrosu oluştururlar. Ancak iktidarın yanlışlarını toplum zaten biliyor; toplumun beklentisi, çözüm üreten bir siyaset. Ne yazık ki bu yapılmadı ve üzerine, Madımak mağduru bir genel başkan adayı ile yola devam edildi. Zaten iktidar tarafından marjinal gösterilen bir partiyken, Temel Bey ile yola devam edildiğinde CHP ile ittifaktan başka bir seçenek kalmadı. Aksi halde "Madımak Oteli'nde siz de yanarsınız." tehdidiyle karşı karşıya kalınıyordu. Bir de Yeniden Refah Partisi var. Soru işaretleriyle dolu bir çıkmaz sokak gibi. Erbakan Hoca'nın bir sözü vardı, meseleyi daha iyi anlayabilmek adına onu hatırlayalım: “Ben mi diye diye İsrail’in karakolunda nöbet tutarsınız da anlamazsınız.” Şimdi devam edelim; Fatih Erbakan, Erbakan Vakfı'nı kuruyor. A takımında kimler var? Erbakan Hoca’nın dizinin dibinde yetişen, toplumda sevilen, teşkilat işlerinde usta isimler. Saadet Partisi'nden dışlanan bu isimler, Milli Görüş camiasında önemli işler yapmış insanlardır. İşte o isimler: Bahattin Sungur, Cengiz Zor, Erkan İlyas Helvacı, Cemil Çolak, Zafer Emanetoğlu, Mithat Ertem ve daha birçok isim. Bu insanlar, kendi alanlarında uzman, teşkilat ve dava adamlarıdır. Kendi cebinden çıkan nafaka ile vakıf çalışmalarını yürüttüler ve kısa bir sürede Yeniden Refah Partisi’ni kurarak bilinmeyen bir ismi ön plana çıkardılar. Yeniden Refah Partisi ve Fatih Erbakan, çözüm odaklı bir siyasetle toplumun karşısına çıktı; müthiş projeler ürettiler. Siyasette nezaket gibi söylemler geliştirdiler, kibar ve sakin bir üslupla konuşmalar yaptılar. Teşkilatta büyük bir beklenti ve güven oluştu. Ancak, ne yazık ki AK Parti'nin oyununu bozacakları noktada geri adım attılar. "Biz batmakta olan Titanic gemisine binmeyeceğiz." dediler. Güzel bir söylemdi, ancak sonra hasat zamanı geldi ve teşkilattaki insanları dışlamakla başladılar. Önce en tepeden, sonra il başkanlarından, ardından ilçe başkanlarından ayrılıklar yaşandı ve AK Parti ile dirsek teması kuruldu. Sonrasında ise hüsran geldi. Önce milletvekili seçimlerinde, ardından belediye seçimlerinde AK Parti'den gelen trollerle yola çıkarsanız, dava insanlarını yok sayarsanız, sonu bu olur. Elde var bir hiç. Madem Saadet Partisi CHP ile, Yeniden Refah Partisi de AK Parti ile yürüyecekti, neden parti kurdunuz? Neden teşkilat mensuplarının cebindeki üç kuruşu harcadınız? Bu kafa ile mi anti-emperyalist olacaksınız? Dış güçlere gerek yok; sizin ferasetsiz ve istişare etmeden "biz biliriz" kafasıyla ancak milletin hakkına girersiniz. Harcı kendiniz kardınız ve üstünüze beton döktünüz. Döktünüz bari ara sıra su atın da beton yanmasın. Saadet Partisi lider istemiyor, istişarede çıkan isimler bypass ediliyor. Yeniden Refah Partisi ise yüzde 65 tek başına iktidar olacağını söylüyor, ancak üstteki yöneticiler bu durumu yok sayıyor. Madem bildiğiniz gibi yapacaksınız, o zaman teşkilata sormayın, bildiğiniz gibi devam edin, kumda oynayın. Anlaşılan o ki, hepiniz nöbet tutuyorsunuz. Beton ekonomisini eleştiren ve kendilerini Milli Görüşçü olarak adlandıran partiler, en çok betonu siz kullandınız. Uyanın gaflet uykusundan, insanlık felakete gidiyor.
Ekleme Tarihi: 12 Eylül 2024 - Perşembe

Beton Üstüne Beton - Milli Görüş

28 Şubat sürecinde başlayan bir "betonlama" harekâtı yaşandı. Bu süreç, sadece tek bir siyasi görüş üzerinde değil, ne yazık ki tüm siyasi partiler üzerinde uygulandı ve devam ediyor. Ancak bu yazıda yalnızca Milli Görüş'ü ele alacağız, zira diğer partilerle ilgili incelemeler başka bir yazıya sığabilir.

Özellikle Erbakan Hoca sonrası ikinci betonlama dönemi daha da artarak devam etti. İlk olarak Saadet Partisi'nde Erbakan sonrası neler yaşandığına bakalım. Saadet Partisi içerisinde bir tefrika başladı; herkes lider olma hayali ve gafletine düşerek asıl gayeyi unuttu, böylece kopuşlar başladı. Toplumda karşılığı olan teşkilat mensuplarıyla yollar ayrıldı.

Toplumda karşılığı olan teşkilat mensupları, donanımlı, sokağa çıktığında insanlara dokunabilen, Milli Görüş'ü temsil edebilen kişilerdir. Milli Görüş'ü temsil eden insanlardan kısaca bahsedecek olursak; bu insanlar, Milli Görüş’ün temel esaslarını bilen, çözüm üreten, sürekli iktidarın yanlışlarını halka hatırlatan bir yönetim kadrosu oluştururlar. Ancak iktidarın yanlışlarını toplum zaten biliyor; toplumun beklentisi, çözüm üreten bir siyaset. Ne yazık ki bu yapılmadı ve üzerine, Madımak mağduru bir genel başkan adayı ile yola devam edildi.

Zaten iktidar tarafından marjinal gösterilen bir partiyken, Temel Bey ile yola devam edildiğinde CHP ile ittifaktan başka bir seçenek kalmadı. Aksi halde "Madımak Oteli'nde siz de yanarsınız." tehdidiyle karşı karşıya kalınıyordu.

Bir de Yeniden Refah Partisi var. Soru işaretleriyle dolu bir çıkmaz sokak gibi. Erbakan Hoca'nın bir sözü vardı, meseleyi daha iyi anlayabilmek adına onu hatırlayalım: “Ben mi diye diye İsrail’in karakolunda nöbet tutarsınız da anlamazsınız.”

Şimdi devam edelim; Fatih Erbakan, Erbakan Vakfı'nı kuruyor. A takımında kimler var? Erbakan Hoca’nın dizinin dibinde yetişen, toplumda sevilen, teşkilat işlerinde usta isimler. Saadet Partisi'nden dışlanan bu isimler, Milli Görüş camiasında önemli işler yapmış insanlardır. İşte o isimler: Bahattin Sungur, Cengiz Zor, Erkan İlyas Helvacı, Cemil Çolak, Zafer Emanetoğlu, Mithat Ertem ve daha birçok isim. Bu insanlar, kendi alanlarında uzman, teşkilat ve dava adamlarıdır. Kendi cebinden çıkan nafaka ile vakıf çalışmalarını yürüttüler ve kısa bir sürede Yeniden Refah Partisi’ni kurarak bilinmeyen bir ismi ön plana çıkardılar.

Yeniden Refah Partisi ve Fatih Erbakan, çözüm odaklı bir siyasetle toplumun karşısına çıktı; müthiş projeler ürettiler. Siyasette nezaket gibi söylemler geliştirdiler, kibar ve sakin bir üslupla konuşmalar yaptılar. Teşkilatta büyük bir beklenti ve güven oluştu. Ancak, ne yazık ki AK Parti'nin oyununu bozacakları noktada geri adım attılar. "Biz batmakta olan Titanic gemisine binmeyeceğiz." dediler. Güzel bir söylemdi, ancak sonra hasat zamanı geldi ve teşkilattaki insanları dışlamakla başladılar. Önce en tepeden, sonra il başkanlarından, ardından ilçe başkanlarından ayrılıklar yaşandı ve AK Parti ile dirsek teması kuruldu.

Sonrasında ise hüsran geldi. Önce milletvekili seçimlerinde, ardından belediye seçimlerinde AK Parti'den gelen trollerle yola çıkarsanız, dava insanlarını yok sayarsanız, sonu bu olur. Elde var bir hiç.

Madem Saadet Partisi CHP ile, Yeniden Refah Partisi de AK Parti ile yürüyecekti, neden parti kurdunuz? Neden teşkilat mensuplarının cebindeki üç kuruşu harcadınız? Bu kafa ile mi anti-emperyalist olacaksınız? Dış güçlere gerek yok; sizin ferasetsiz ve istişare etmeden "biz biliriz" kafasıyla ancak milletin hakkına girersiniz. Harcı kendiniz kardınız ve üstünüze beton döktünüz. Döktünüz bari ara sıra su atın da beton yanmasın.

Saadet Partisi lider istemiyor, istişarede çıkan isimler bypass ediliyor. Yeniden Refah Partisi ise yüzde 65 tek başına iktidar olacağını söylüyor, ancak üstteki yöneticiler bu durumu yok sayıyor. Madem bildiğiniz gibi yapacaksınız, o zaman teşkilata sormayın, bildiğiniz gibi devam edin, kumda oynayın. Anlaşılan o ki, hepiniz nöbet tutuyorsunuz.

Beton ekonomisini eleştiren ve kendilerini Milli Görüşçü olarak adlandıran partiler, en çok betonu siz kullandınız. Uyanın gaflet uykusundan, insanlık felakete gidiyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Cemal Topçu
(16.09.2024 22:08 - #269)
Harika tespit .
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Cemal Topçu
(16.09.2024 22:08 - #270)
Harika tespit .
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.