Son günlerde İsrail'in Hizbullah liderini öldürmesi, Orta Doğu'daki jeopolitik dengeleri bir kez daha alt üst etti. Bu olay, sadece bölgedeki güç dinamiklerini değil, aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik ve siyasi konjonktürünü de derinden etkileme potansiyeline sahip. Türkiye, hem coğrafi konumu hem de tarihsel bağları nedeniyle bu tür gelişmelere karşı oldukça hassas bir noktada bulunuyor.
Jeopolitik Riskler ve Türkiye'nin Ekonomisi açısından değerlendirirsek ;
İsrail-Hizbullah çatışması, bölgedeki istikrarsızlıkları artırabilir. Türkiye, Suriye'deki iç savaş, Irak'taki çatışmalar ve İran'ın bölgedeki etkisi gibi birçok jeopolitik riskle zaten başa çıkmaya çalışıyor. Bu tür gelişmeler, Türkiye'nin dış ticaretini, yatırım iklimini ve genel ekonomik büyümesini olumsuz etkileyebilir. Özellikle enerji fiyatlarının yükselmesi, Türkiye'nin enerji ithalatı bağımlılığı göz önüne alındığında, enflasyon üzerinde baskı yaratabilir.
Peki Yatırımcı Güveni ve Piyasa Tepkileri Neler olabilir ?
Hizbullah liderinin öldürülmesi, bölgedeki güvenlik endişelerini artırarak yatırımcıların risk algısını olumsuz yönde etkileyebilir. Türkiye, son yıllarda ekonomik istikrarı sağlamak için çeşitli reformlar gerçekleştirmiş olsa da, dış politikadaki belirsizlikler ve bölgesel çatışmalar, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenini sarsabilir. Bu durum, borsa endekslerinde dalgalanmalara ve döviz kurlarında artışa yol açabilir.
Siyasi Yansımalar ve İç Politika açısından baktığımızda ;
Bu tür uluslararası gelişmeler, Türkiye'nin iç politikasında da yankı bulabilir. Hükümetin dış politikası üzerindeki baskılar artabilir ve muhalefet, hükümeti daha proaktif bir dış politika izlemeye zorlayabilir. Ayrıca, Türkiye'nin Orta Doğu'daki rolü ve ilişkileri, bu tür olaylarla birlikte yeniden gözden geçirilebilir. Türkiye'nin, hem Arap dünyası hem de İsrail ile olan ilişkilerini dengelemesi gerekecek.
Sözün özü ;
İsrail'in Hizbullah liderini öldürmesi, sadece bölgedeki güç dengelerini değil, aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik ve siyasi konjonktürünü de etkileyecek bir gelişme. Türkiye, bu tür olaylara karşı dikkatli bir strateji geliştirmeli ve hem iç hem de dış politikada dengeyi sağlamalıdır. Ekonomik istikrarı korumak ve yatırımcı güvenini artırmak için, bölgesel gelişmeleri yakından takip etmek ve proaktif adımlar atmak hayati önem taşıyor. Bu süreçte, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerdeki duruşu ve stratejik kararları, gelecekteki ekonomik gidişatını belirleyecektir.
Sibel Arslan
Ekonomist /Mali Analist