Akşener, İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu:
Akşener, İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu:
Akşener, İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu:
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener , AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal 'ın açıklamalarına ilişkin, "Bu sözleri, cahillikle açıklamaya kalkmak, cahillik kavramının içini boşaltmak olur. Bu düpedüz patolojik bir cumhuriyet nefretine kılıf bulma gayretidir ve tepeden tırnağa art niyetlidir." ifadelerini kullandı.
Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, İYİ Parti'nin kuruluşunun 5. yıl dönümünü kutlayarak başladı.
Kuruluşlarının üzerinden geçen 5 yıllık süre içerisinde iftiralara maruz kaldıklarını, karşılarına her türlü engelin çıkartıldığını savunan Akşener, ancak bütün bunların milletle buluşmalarına engel olmadığını belirtti.
Akşener, "Büyük ekonomi gurusu bay kriz ve üstün yetenekli ekonomi ekibinin 'yeni ekonomi modeli' diyerek pazarladıkları ucube model yüzünden ekonomimiz can çekişiyor. Ülkemizi yap boz tahtasına çeviren, milletimizi de kobay olarak gören bu akılsız, şuursuz ve kuralsız ekonomi yönetimi her hafta yeni bir zihni sinir deneyi Türkiye'ye dayatıyor. Bu deneyler zincirinin son halkasının adı belli oldu, 'Merkez Bankası olmayan bir ülke deneyi.' Hayırlı uğurlu olsun." diye konuştu.
Faizlerin düşüşünün, sadece kağıt üzerinde kaldığını çünkü artık piyasaların bile Merkez Bankası kararlarını satın almadığını ileri süren Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şirketlerin hiçbiri Merkez Bankasının açıkladığı rakamlar üzerinden ticari krediye ulaşamıyor. Yani bay krizin maharetli yönetimi sayesinde artık üfürme rakamlarla yapılan algı yönetiminin oyuncağı haline gelmiş bir Merkez Bankamız var. Piyasanın bile itibar etmediği bir Merkez Bankası aslında yok hükmündedir. Bu kadar basit. Maalesef geldiğimiz noktada bay krizin, sözüm ona faizle olan savaşının bedelini ekonominin ağır gerçekleriyle karşılaşan cefakar milletimiz ödüyor. Bay krizin keyfi uğruna 85 milyonun geleceğiyle oynanıyor. Siz, Sayın Erdoğan'ın faize karşıyım pozlarına bakmayın. Bu dünyada faizcilerin en çok sevdiği kişi Erdoğan'dır. "
- "Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince ne olur?"
Akşener, 2022 yılı bütçesinde 240 milyar lira faiz ödemesi öngörüldüğünü ancak faiz giderlerinin 330 milyar lira olduğunu, arada 90 milyar lira fark bulunduğunu söyledi.
"90 milyar lirayla neler yapılmazdı ki?" sorusunu yönelten Akşener, gençlerin yurt sorununun çözülebileceğini, çiftçiye gübre desteği verilebileceğini, esnafa nakit desteği sağlanabileceğini, düşük emekli maaşlarının tamamının asgari ücret seviyesine çıkarılabileceğini anlattı. Akşener, "Peki bay kriz bütün bunlar yerine ne yaptı? 90 milyar lirayı götürdü faize ödedi. Peki neden? Tamamen iş bilmezliği yüzünden." dedi.
Akşener, 2023 için de 290 milyar lira faiz ödemesi öngörüldüğünü ancak getirilen bütçedeki faiz ödemesinin 565 milyar lira olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Aradaki fark bu kez 275 milyar lira. Yaklaşık 15 milyar dolar. Beceriksizlikleri yüzünden faize ödeyecekleri paraya bakın. Düşünsenize 15 milyar dolarla, milletin hangi dertlerine derman olunurdu? Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince ne olur? Diğerleri de yanlış devam eder. Ekonominin bu altın çocuklarının 2024 için öngördükleri faiz ödemesiyse 320 milyar liraydı. Şu anki tahminleri ne kadar biliyor musunuz? Tam 698 milyar lira. Tabii o da tutarsa. Üstelik bütün bu rakamlara 1970 model kur korumalı mevduat uygulaması da dahil değil. Bir de çiftçiye ödenen destek rakamlarına bakınca sizce kim faizci? Bir bu rakamlara, bir de pandemide millete verilen nakit desteğine bakınca sizce kim faizci? Milletimiz kan ağlarken, faiz lobilerinin bayram ettiği bu tabloya bakınca sizce kim faizci? Milletimiz enflasyon altında ezilirken, bankaların, 2022'nin daha ilk 8 ayında, geçen yıla göre 5 kat yüksek kar açıklamasına bakınca sizce kim faizci? Faiz baronu bay kriz inat ettikçe olan piyasalara, üreticilere, milletimize oluyor. Lafla, talimatla, Merkez Bankası yönetmekte ısrar ettikçe, ekonominin gerçekleri bedel ödetiyor. Peki bu bedeli kim ödüyor? Tabii ki milletçe biz ödüyoruz."
- "Sanki bir devlet görevlisi değil de kast ajansı"
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır'da düzenlediği miting öncesinde, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü'nün, ilçe müdürleriyle yaptığı bir toplantıda, öğretmenlere miting alanında kalabalık yapmaları için talimat verdiğinin ortaya çıktığını savundu.
Akşener, "Şu utanmazlığa bir bakar mısınız? Sanki İl Milli Eğitim Müdürü değil de AK Parti İl Başkanı. Sanki bir devlet görevlisi değil de kast ajansı. İşte size iktidarın nazarında mitingler için dolgu malzemesine indirgenmiş devlet memurlarımız. Yuh olsun, yazıklar olsun." dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, devlet görevlilerinin, siyasetçinin ikbal bekçisi olamayacağını, öğretmenlik mesleğinin onurunu asla zedeleyemeyeceğini vurguladı.
İktidarın, ısrarla itibarsızlaştırmaya çalıştığı bir diğer meslek grubunun doktorlar olduğunu iddia eden Akşener, daha sonra Doktor Halit Urgan'ı, yaşadıkları sorunları anlatması için kürsüye davet eti.
-"(Keşke Yunan kazansaydı) diyen ucube zihniyet..."
Sandık yaklaştıkça AK Parti'yi, bir panik hali almaya başladığını öne süren Akşener, "Yani bu arkadaşları artık sandık sıkıştırmaya başladı. İktidarlarının sonuna yaklaştıklarını artık onlar da enselerinde hissetmeye başladılar. Her hafta yaptıkları abuk sabuk çıkışlarla, imza attıkları yepyeni rezaletlerle artık siyasetin çivisini çıkardılar." görüşünü savundu.
Akşener, "Hadi biz zaten her haftanın olağan şüphelisiyiz de... Çiftçiler, kadınlar, gençler derken geçen haftanın talihli nefret objesi de Kürtler oldu. Tuttu bu ülkenin eşit ve şerefli vatandaşları olan Kürtleri, PKK'lı ilan etti. Bu memleketin temel değerlerine, kurucu iradesine ve cumhuriyetimize dair her şeye bastıramadıkları bir düşmanlık hissediyorlar. Fıtratları böyle." ifadelerini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal 'ın, "Maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatımızı, alfabemizi, dilimizi, hasılı, bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçeyle, bir düşünce üretemeyiz. Sadece konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz." açıklamasında bulunduğunu belirten Akşener, şöyle devam etti:
"Şu rezalete bakar mısınız? Tarihi, fesli meczuplardan öğrenmiş, bir sözde entelektüelin, hezeyan dolu şu analizine bakar mısınız? Bu fevkalade aydın arkadaşımız, çığır açıcı düşüncelerini, Türkçe dilinde üretemiyormuş. Sadece konuşabiliyormuş ve bundan da çok muzdaripmiş. İşte size, 'keşke Yunan kazansaydı' diyen ucube bir zihniyetin ortaya çıkışı. Milli mücadelede destan yazan Kahramanmaraşlıların şanına ve Arslan Bey'in aziz hatırasına dil uzatan bu arkadaşa buradan hatırlatmak istiyorum: Biz ezelden beri Türkçe konuşuyoruz. Türkçe, Göktürklerden Selçuklu'ya, Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar binlerce yıllık kadim tarihimizi, birbirine bağlayan harçtır. Eğer ki bugün Türkiye Müslüman ülkeler arasında en yüksek okuma yazma oranına sahip olabilmişse bunu cumhuriyetin eğitim reformlarına borçludur.
Cumhuriyetin, edebiyata, düşünce dünyamıza, bilime ve eğitime katkılarını; cumhuriyetin ne büyük bir şahlanış olduğunu bu aziz milletin oyuyla seçilmiş olan bir vekile anlatmak zorunda olduğum için gerçekten utanç duyuyorum. Bu Türkçe ile düşünce üretilmezmiş. Bu sözleri, cahillikle açıklamaya kalkmak, cahillik kavramının içini boşaltmak olur. Bu düpedüz patolojik bir cumhuriyet nefretine kılıf bulma gayretidir ve tepeden tırnağa art niyetlidir. Bu arkadaşlardan, bu ülkenin kurucu değerlerine saygı göstermelerini, istiklal kahramanlarına vefa hissetmelerini veya en basitinden bir hayır dua etmelerini zaten beklemiyoruz. Ama yere batasıca nefretlerini kusmak için aziz Türkçemizi obje yapmalarını da kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Siz en küçük bir düşünme yetisine sahip oldunuz da Türkçe mi size engel oldu? Siz bir kitap açıp, okumayı denediniz de alfabe mi size engel oldu? Siz bu millete, bu memlekete yararı olan bir değer setine sahip oldunuz da cumhuriyet mi size engel oldu? Yuh olsun, Yazıklar olsun. Asıl mesele ne biliyor musunuz? 20 yıl boyunca, düşman bildikleri cumhuriyetimizi giderayak yıpratmak için çabalıyorlar. 20 yıl boyunca karınlarını ağrıtan kurucu değerlerimizi giderayak yok etmek için uğraşıyorlar."
Bugünkü mücadelenin, AK Parti ve İYİ Parti mücadelesi olmadığını kaydeden Akşener, bugünkü mücadelenin Vahdettin'in gemisine binenlerle Mustafa Kemal'in büyük vizyonunun peşinden gidenlerin mücadelesi olduğunu savundu.
Akşener, bu arada geçen hafta AK Parti'den ve milletvekilliğinden istifa eden Ahmet Eşref Fakıbaba 'ya parti rozetini taktı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.