Osmaniyeli Küçükbaş Hayvan Üreticisi Osman Sarı: “Geçen seneye kadar idare ediyorduk. Ama bundan sonra bırakmak zorunda kalacağız"
Osmaniyeli Küçükbaş Hayvan Üreticisi Osman Sarı: “Geçen seneye kadar idare ediyorduk. Ama bundan sonra bırakmak zorunda kalacağız"
Osmaniyeli Küçükbaş Hayvan Üreticisi Osman Sarı: “Geçen seneye kadar idare ediyorduk. Ama bundan sonra bırakmak zorunda kalacağız"
Osmaniye ’de, küçükbaş hayvan yetiştiricisi Osman Sarı, “Bizim en büyük sıkıntımız pahalılık. Hayvanlarıma daha yem alamadım. Arpa alamadım, samanı aldım yaz sezonunda ama arpa alamadım, küspe alamadım, süt yemi alamadım. Orman, hayvanları yeterli şekilde beslemiyor, yem vermek zorundayız. Geçen seneye kadar iyi kötü idare ediyorduk. Ama bundan sonra hayvancılığı bırakmak zorunda kalacağız, çünkü idare etmek zorlaştı” dedi.
Osmaniye ’nin merkeze bağlı Kırmacılı köyü kırsalında ailesiyle birlikte küçükbaş hayvan besleyen Osman Sarı, artan maliyetlerden dolayı 55 yıldır yaptığı dede mesleğini bırakma noktasına geldiğini ifade etti. Osman Sarı şunları söyledi:
“Hayvancılıkla meşgulüm, yetiştirici şeklinde. 400-500 tane hayvanım var, 12 baş nüfus buna bağlı. Birkaç ailemiz, köydeki evimizde kalıyor. 8 kişi bu hayvanla meşgulüz. 24 saat 12 ay… Git gel yaylalara, kışlalarda bununla vakit değerlendiriyoruz. Bu, dede mesleğimiz bizim. Yörükler olarak dedemin hayvancılık yaptığına ulaşmadım. Ama ben 10 yaşından itibaren 15 keçi ile bugüne kadar 55 seneden beri çobanım. Halen uğraşıyorum ama şartlar öncekinden farklı. Hayvanlarımızın yemleri pahalandı. Dikim sahaları nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz. Otlaklarımız daraldı. Yaylalar geniş ama önemli olan bunun 6 ay kışlık yerlerimizde sıkıntıdayız.
"ALDIĞIMIZ VERDİĞİMİZİ KARŞILAMIYOR"
Yem pahalandı, her şey pahalandı, gelirimiz giderimizi karşılamıyor. Bir sezonluk 2 ay boyunca yaylada, sütten faydalanıyoruz. Peynir yapıp, taze peyniri onu katladık. Geçen sene 40 liraydı bu sene 80 liraya verdik. Üretim olarak 100 tane, 500 hayvanda 100 tane erkek oğlak satabiliyoruz. Bunu da değerlendiriyoruz. Ama bizim yıllık şartlarımıza uygun gelmiyor.
Geçen seneye kadar karşılama oluyordu. Ama bu sene için karşılamadı. Biz bu çadır hayatında bütün kullandığımız yiyecek, içecek; kullandığımız malzeme dahi dışarıdan aldığımız için… Elli çeşit malzeme alıyorsak, biz beş çeşit malzeme bunun karşısında satabiliyoruz. Et, süt, yoğurt, peynir vesaire. Diğerini dışarıdan aldığımız için aldığımızı verdiğimiz karşılamıyor.
"ZORUNLU BIRAKACAĞIZ"
Bu sene, pahalılık… Bizim en büyük sıkıntımız pahalılık. Hayvanlarıma daha yem alamadım. Arpa alamadım, samanı aldım yaz sezonunda ama arpa alamadım, küspe alamadım, süt yemi alamadım. Şimdi biz ormandan faydalanıyoruz. Ama orman, hayvanları yeterli şekilde beslemiyor, yem vermek zorundayız. Şimdi şartlar bize uygun olmadığı dolayısıyla geçen seneye kadar iyi kötü idare ediyorduk. Ama bundan sonra hayvancılığı bırakma zorunda kalacağız, çünkü idare etmek zorlaştı. Benim 4-5 tane çalışacak çocuklarım var sanatı yok bunlar tarım arazisinde yevmiye, 'benim işe gelir misin' diye bunu beklemek zorunda kalacak. Bu da bize uygun olmaz. Hayvancılığı bırakmak zorunda kalacağız, isteyerek değil. Benim dede mesleğim severek yapıyorum. Ama şartlar bize uygun değil. Bir yolun gideceği yer vardır yolun önü çıkmadığında geri döneceğiz."
Haber: BURHAN DEMİRCİOĞLU
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.