ANASİAD ve Tan Okulları, Eğitimde Kaliteyi Artırmak İçin Güçlerini Birleştiriyor
ANASİAD ve Tan Okulları, Eğitimde Kaliteyi Artırmak İçin Güçlerini Birleştiriyor
ANASİAD, eğitim çınarı Tan Okulları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Erten Kayan’ı ağırladı. Eğitimdeki eşitsizlikler ve sorunlar üzerine çalışmalar güçlenecek.
Anadolu Sanayici ve İş Adamları Derneği Genel Merkezi, Bursa ’da Ergin Kayan ve Mehmet Fehmi Özuslu ’nun öncülük ettiği bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki idealist öğretmenin öncülük yaptığı eğitim çınarı Tan Okulları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Erten Kayan’ı ağırladı ve üyeliğe kabul etti.
ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan ; eğitim camiasının Bursa’da marka olmuş bir okulun yönetim kurulu başkanı Erten Kayan’ın üyeliği ile birlikte çalışmalara güç vereceğini belirterek; “Eğitimde zaten var olan eşitsizlikleri kat be kat artıran ağır ekonomik krizin tüm yükünün halkın sırtına yüklendiği koşullarda, okul kayıt parası, servis parası, kırtasiye masrafları, forması, çantası, ayakkabısı derken bir öğrencinin okula gidebilmesi için yapılması gereken “zorunlu” masrafların geçen yıla göre %120’nin üzerinde arttığı, ayrımcılığın sınıflara indiği, OECD, Milli Eğitim Bakanlığı, TÜİK ve bağımsız araştırma verileri, milyonlarca çocuğun yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olduğunu ve eğitim hakkından mahrum kalacağını gösteriyor. Birde buna her yıl masrafları giderek artan özel okulların hayata tutunma çabalarının merkezi hükümet tarafından ötelenmesi var. erten Kayan beyin katılımıyla özelde ve devlette yıllardır gözlemlediğimiz sorunları daha yüksek bir sesle dillendirmeye, tıkanan konuları da çözmeye gayret göstereceğiz.” dedi.
Erten Kayan; “ANASİAD ailesinin biz eğitim emekçilerine değer vererek bizleri çatısı altına davet etmelerinden dolayı onur duydum. 10 yıldır eğitim sisteminin çarpıklıklarını raporlaştırmaya çalışıyoruz. Bunlar sırasıyla;
Eğitim sisteminde, gelir dağılımı ve sosyal eşitlik alanlarında hükümetler değişse de değişmeyen sorunlar olduğu malumsa da 22 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde sorunların giderek devasa boyutlara ulaştığı biliniyor. Nitekim bu 22 yılda;
Tam 17 kez eğitim sistemi, 9 kez Milli Eğitim Bakanı değişti ve her değişim sorunlara yenilerini ekledi.
MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay her geçen yıl düşürüldü. Bu pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken 2023 yılına gelindiğinde yüzde 9,18’e geriledi ve eğitim harcamalarının esas yükü velilerin sırtına yıkıldı. Bugün Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilköğretimden yükseköğretim düzeyine kadar yıllık bazda devlet tarafından karşılanan giderler bakımından öğrenci başına 36 ülke içinde 34. Sırada yer alıyor.
4+4+4 sistemiyle düz liseler kapandı, sadece liselere girişlerde 5 farklı sınav sistemi denendi ve sınavlar sonucunda Anadolu ya da fen liselerine yerleşemeyen binlerce öğrenci açıkta kaldı. Bu öğrenciler zorla imam hatip liseleri, meslek liseleri ve özel okullara yönlendirildiler.
4+4+4’e geçildiğinden beri kamu okullarına ayrılmayan bütçe, “teşvik” adı altında özel okullara aktarıldı. 2002 öncesi %2 olan özel okul oranı %25’lere ulaştı.
13 bin 800 köy okulu kapatıldı. Çocuklar “taşımalı eğitim” adı altında eğitimden uzaklaştırıldı. Yatılı ilk öğretim bölge okullarının sayısı azaltıldı, yoksul ailelerin çocukları merdiven altı gerici vakıf, cemaat ve derneklerin yurtlarına mahkum edildi.
Eğitimde piyasalaştırma politikalarıyla birlikte eğitimde kadrolu öğretmen alımı neredeyse durma noktasına getirildi. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 700 bini geçti. Eğitim emekçileri ücreti-sözleşmeli adı altında güvencesizleştirildi. Özel sektör öğretmenleri, kamudaki öğretmenlere göre daha düşük ücretler, daha uzun çalışma saatleri ve kısa süreli sözleşmelerle çalıştırılmaya başlandı.
Sonuç; Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye 76 ülke arasında 41. sırada yer aldı.
Uluslararası çapta üç yılda bir 15 yaşındaki öğrencilerin başarısını sınandığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı(PISA) sınavında Türkiye 2003’den bu yana okuma, matematik ve fen bilimleri dahil tüm branşlarda OECD ortalamasının altında kaldı. Özel okullarda bu dağılım eşitsiz olmasından etkileniyor. Bursa çapındaki okulların bu nedenle kapasitelerini yüzde 40 oranında düşürdüğü artık milimetrik hedeflerle ayakta kalmaya çalıştıklarını sahada görüyoruz. Sorunların çözümünde etkin rol oynayacağız.” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.