,, ,

Bakan Güler, KKTC Silahlı Kuvvetler Günü’nde Konuştu

Gündem 02.08.2024 - 10:14, Güncelleme: 02.08.2024 - 10:17 4973+ kez okundu.
 

Bakan Güler, KKTC Silahlı Kuvvetler Günü’nde Konuştu

Bakan Güler, KKTC Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık iradesinden ödün vermediğini vurguladı.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler , Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak , Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu , Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu , Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı ile birlikte Gazi Orduevi 'nde düzenlenen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı. Bakan Güler, burada yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: KIBRIS TÜRKÜ BAĞIMSIZLIK İRADESİNDEN ÖDÜN VERMEDİ Sayın Büyükelçi, Kıymetli Misafirler, Değerli Silah ve Mesai Arkadaşlarım, Bu özel ve anlamlı günde sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. 20 Temmuz’da, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümünü, şanına yakışır büyük ve görkemli etkinliklerle kutladık. Bugün de Kıbrıs’ın fethinin 453’üncü, Türk Mukavemet Teşkilatının (TMT) kuruluşunun 66’ncı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının 48’inci kuruluş yıl dönümlerini ve Toplumsal Direniş Bayramı ile Silahlı Kuvvetler Günü’nü bir arada kutlamanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu vesileyle, Kıbrıs Türkü’nün bu tarihî ve özel gününü yürekten kutluyorum. Kıbrıs meselesi, Rum tarafının Kıbrıs Türklerini Ortaklık Devleti’nden dışlama, Ada’da birlikte yaşama mutabakatını terk ederek Türkleri sindirme, soydaşlarımızın haklarını gasp etme ve onlara yaptıkları zulümlerin bir sonucudur. Rum tarafının tüm baskı, terör ve yıldırma çabalarına rağmen Kıbrıs Türkü, Ada’daki varlığını ve kazanılmış haklarını muhafaza etmek için destansı bir mücadele göstermiş, bağımsızlık iradesinden asla ödün vermemiştir. Türkiye de bu haklı mücadelesinde her zaman Kıbrıslı kardeşlerinin yanında yer almıştır. Bu kapsamda soydaşlarımızla omuz omuza gerçekleştirdiğimiz ve birlikte şehitler verdiğimiz Kıbrıs Barış Harekâtı, şanlı tarihimizde ayrı ve önemli bir yere sahiptir. ADA’YA HUZUR VE GÜVENLİK GETİRİLDİ Yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutladığımız bu harekât ile soydaşlarımızın maruz kaldığı haksızlık, zulüm ve katliamlar engellenmiş, böylece Ada’ya barış, huzur ve güvenlik getirilmiştir. Yıllarca Kıbrıs’ta devam eden istikrarsızlık ve çatışma ortamı ancak Barış Harekâtı ile son bulmuş ve 50 yıldır da, huzur ve güvenlik iklimi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığıyla korunmuştur. Türkiye’nin Ada’daki askerî varlığını farklı bir şekilde tanımlamak, bu konuda provokatif söylemlerde bulunmak ise tarihî gerçeklerin üstünü örtmeye, doğruları çarpıtmaya ve üçüncü tarafları etkilemeye yönelik bir algı çabasıdır. RUMLARIN TEK TARAFLI YAKLAŞIMI ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDE ENGEL OLDU Yarım asırlık süreçte yaşananları analiz ettiğimizde, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ne denli önemli olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Kıbrıs’ta yaşananlar, sadece askerî ve güvenlik yönü olan meseleler değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik süreçleri içeren, demografik hususiyetleri de olan ve etraflıca ele alınması gereken meselelerdir. Türkiye olarak, Ada’da makul, sürdürülebilir, her iki halkın da haklarını muhafaza edecek kalıcı çözüme ve barışa ulaşılması için yıllardır yapıcı bir politika yürütüyoruz. Ancak her defasında uluslararası çözüm önerilerine olumlu yaklaşmamıza rağmen, karşılığını maalesef göremedik. Rumların tek taraflı ve soydaşlarımızın eşit-egemen varlığını inkâr eden yaklaşımı, çözümün önündeki yegâne engel oldu, olmaya da devam ediyor. Yıllardır öne sürülen ancak miadı dolmuş, sahadaki gerçeklerden kopuk söylemlerin çözüm çabalarına katkı sağlamadığını, hem muhataplarımız hem de üçüncü taraflar artık anlamalıdır. Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak, egemen eşitliklerinin ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, ülkemizin en önemli önceliğidir. KKTC’NİN TANINIRLIĞINI ARTIRMAYA YÖNELİK GİRİŞİMLERİ SÜRDÜRÜYORUZ “İki devletli çözüm” düşünceleri, sadece bizim tarafımızdan değil, artık tarafsız analistlerce de açıkça dile getirilmekte, akademik çalışma ve söylemlerde yer bulmaktadır. Bu çerçevede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınırlığını artırmaya ve uluslararası teşkilatlara üye olmasına yönelik girişimlerimizi sürdürüyoruz. Önümüzdeki süreçte somut ve güzel gelişmelerin olmasını bekliyoruz. Bu vesileyle Kıbrıs’taki varlığımız ve kardeşlerimizin haklarını korumaya yönelik gayretlerimize dair yapılan yeni provokasyonlara ve ucuz söylemlere de prim vermediğimizi özellikle belirtmek isterim. Türkiye olarak, yapıcı bir yaklaşımla, diyalog ve çözüme öncelik veren politikamızı sürdürmekte kararlıyız. Kimsenin şüphesi olmasın ki hem ülkemizin hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru hak ve çıkarlarını uluslararası hukuk çerçevesinde korumakta kararlıyız ve buna da muktediriz. Çünkü bizim için millî olan bu davaya adanmışlığımız ve yüksek aidiyetimiz tamdır, sarsılmazdır. Bu anlayışla Türk Silahlı Kuvvetleri olarak kardeş Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığına verdiğimiz destekler artarak devam edecektir. Unutulmamalıdır ki, yarım asırdır Ada’da kan ve gözyaşı yoksa bu, Türk Barış Kuvvetlerinin buradaki varlığı sayesindedir. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin böylesine tarihî bir görevi, Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının değerli personeli ile omuz omuza icra etmesi, bölgenin güvenliği açısından da son derece önemlidir. KIBRISLI KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Garanti ve İttifak Antlaşmaları çerçevesinde Kıbrıslı kardeşlerimizin güvenliği, huzuru ve refahı için elimizden geleni yapmayı, yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Sözlerime son verirken, bu anlamlı gün vesilesiyle: Kıbrıs Türkü’nün haklı mücadelesinde emeği geçen devlet büyüklerimizi, komutanlarımızı, Kıbrıs Türkü’nün varlığını ebedî kılan aziz şehitlerimizi, kahraman mücahit, mücahide ve Mehmetçiği, Ebediyete intikal etmiş kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyor; hayatta olan kahramanlarımıza ve onların değerli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, değerli misafirlerimiz ve saygıdeğer ataşelerimizin bugün burada bulunmak suretiyle bu kutlu davaya desteklerini oldukça önemsiyor; onurlu duruşlarından dolayı kendilerine özellikle teşekkür ediyorum. Kıbrıs’ın fethini, Türk Mukavemet Teşkilatının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının kuruluş yıl dönümlerini, Toplumsal Direniş Bayramı’nı ve Silahlı Kuvvetler Günü’nü bir kez daha kutluyor; sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. İyi akşamlar.
Bakan Güler, KKTC Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık iradesinden ödün vermediğini vurguladı.

Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler , Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak , Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu , Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu , Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı ile birlikte Gazi Orduevi 'nde düzenlenen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı. Bakan Güler, burada yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

KIBRIS TÜRKÜ BAĞIMSIZLIK İRADESİNDEN ÖDÜN VERMEDİ

Sayın Büyükelçi, Kıymetli Misafirler, Değerli Silah ve Mesai Arkadaşlarım,

Bu özel ve anlamlı günde sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

20 Temmuz’da, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümünü, şanına yakışır büyük ve görkemli etkinliklerle kutladık. Bugün de Kıbrıs’ın fethinin 453’üncü, Türk Mukavemet Teşkilatının (TMT) kuruluşunun 66’ncı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının 48’inci kuruluş yıl dönümlerini ve Toplumsal Direniş Bayramı ile Silahlı Kuvvetler Günü’nü bir arada kutlamanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Bu vesileyle, Kıbrıs Türkü’nün bu tarihî ve özel gününü yürekten kutluyorum.

Kıbrıs meselesi, Rum tarafının Kıbrıs Türklerini Ortaklık Devleti’nden dışlama, Ada’da birlikte yaşama mutabakatını terk ederek Türkleri sindirme, soydaşlarımızın haklarını gasp etme ve onlara yaptıkları zulümlerin bir sonucudur. Rum tarafının tüm baskı, terör ve yıldırma çabalarına rağmen Kıbrıs Türkü, Ada’daki varlığını ve kazanılmış haklarını muhafaza etmek için destansı bir mücadele göstermiş, bağımsızlık iradesinden asla ödün vermemiştir. Türkiye de bu haklı mücadelesinde her zaman Kıbrıslı kardeşlerinin yanında yer almıştır.

Bu kapsamda soydaşlarımızla omuz omuza gerçekleştirdiğimiz ve birlikte şehitler verdiğimiz Kıbrıs Barış Harekâtı, şanlı tarihimizde ayrı ve önemli bir yere sahiptir.

ADA’YA HUZUR VE GÜVENLİK GETİRİLDİ

Yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutladığımız bu harekât ile soydaşlarımızın maruz kaldığı haksızlık, zulüm ve katliamlar engellenmiş, böylece Ada’ya barış, huzur ve güvenlik getirilmiştir. Yıllarca Kıbrıs’ta devam eden istikrarsızlık ve çatışma ortamı ancak Barış Harekâtı ile son bulmuş ve 50 yıldır da, huzur ve güvenlik iklimi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığıyla korunmuştur. Türkiye’nin Ada’daki askerî varlığını farklı bir şekilde tanımlamak, bu konuda provokatif söylemlerde bulunmak ise tarihî gerçeklerin üstünü örtmeye, doğruları çarpıtmaya ve üçüncü tarafları etkilemeye yönelik bir algı çabasıdır.

RUMLARIN TEK TARAFLI YAKLAŞIMI ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDE ENGEL OLDU

Yarım asırlık süreçte yaşananları analiz ettiğimizde, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ne denli önemli olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Kıbrıs’ta yaşananlar, sadece askerî ve güvenlik yönü olan meseleler değil, aynı zamanda siyasi ve diplomatik süreçleri içeren, demografik hususiyetleri de olan ve etraflıca ele alınması gereken meselelerdir.

Türkiye olarak, Ada’da makul, sürdürülebilir, her iki halkın da haklarını muhafaza edecek kalıcı çözüme ve barışa ulaşılması için yıllardır yapıcı bir politika yürütüyoruz. Ancak her defasında uluslararası çözüm önerilerine olumlu yaklaşmamıza rağmen, karşılığını maalesef göremedik. Rumların tek taraflı ve soydaşlarımızın eşit-egemen varlığını inkâr eden yaklaşımı, çözümün önündeki yegâne engel oldu, olmaya da devam ediyor.

Yıllardır öne sürülen ancak miadı dolmuş, sahadaki gerçeklerden kopuk söylemlerin çözüm çabalarına katkı sağlamadığını, hem muhataplarımız hem de üçüncü taraflar artık anlamalıdır. Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak, egemen eşitliklerinin ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, ülkemizin en önemli önceliğidir.

KKTC’NİN TANINIRLIĞINI ARTIRMAYA YÖNELİK GİRİŞİMLERİ SÜRDÜRÜYORUZ

“İki devletli çözüm” düşünceleri, sadece bizim tarafımızdan değil, artık tarafsız analistlerce de açıkça dile getirilmekte, akademik çalışma ve söylemlerde yer bulmaktadır. Bu çerçevede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınırlığını artırmaya ve uluslararası teşkilatlara üye olmasına yönelik girişimlerimizi sürdürüyoruz.

Önümüzdeki süreçte somut ve güzel gelişmelerin olmasını bekliyoruz. Bu vesileyle Kıbrıs’taki varlığımız ve kardeşlerimizin haklarını korumaya yönelik gayretlerimize dair yapılan yeni provokasyonlara ve ucuz söylemlere de prim vermediğimizi özellikle belirtmek isterim.

Türkiye olarak, yapıcı bir yaklaşımla, diyalog ve çözüme öncelik veren politikamızı sürdürmekte kararlıyız. Kimsenin şüphesi olmasın ki hem ülkemizin hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru hak ve çıkarlarını uluslararası hukuk çerçevesinde korumakta kararlıyız ve buna da muktediriz. Çünkü bizim için millî olan bu davaya adanmışlığımız ve yüksek aidiyetimiz tamdır, sarsılmazdır. Bu anlayışla Türk Silahlı Kuvvetleri olarak kardeş Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığına verdiğimiz destekler artarak devam edecektir.

Unutulmamalıdır ki, yarım asırdır Ada’da kan ve gözyaşı yoksa bu, Türk Barış Kuvvetlerinin buradaki varlığı sayesindedir. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimizin böylesine tarihî bir görevi, Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının değerli personeli ile omuz omuza icra etmesi, bölgenin güvenliği açısından da son derece önemlidir.

KIBRISLI KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Garanti ve İttifak Antlaşmaları çerçevesinde Kıbrıslı kardeşlerimizin güvenliği, huzuru ve refahı için elimizden geleni yapmayı, yanlarında olmayı sürdüreceğiz.

Sözlerime son verirken, bu anlamlı gün vesilesiyle:

  • Kıbrıs Türkü’nün haklı mücadelesinde emeği geçen devlet büyüklerimizi, komutanlarımızı, Kıbrıs Türkü’nün varlığını ebedî kılan aziz şehitlerimizi, kahraman mücahit, mücahide ve Mehmetçiği,
  • Ebediyete intikal etmiş kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyor; hayatta olan kahramanlarımıza ve onların değerli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.

Ayrıca, değerli misafirlerimiz ve saygıdeğer ataşelerimizin bugün burada bulunmak suretiyle bu kutlu davaya desteklerini oldukça önemsiyor; onurlu duruşlarından dolayı kendilerine özellikle teşekkür ediyorum. Kıbrıs’ın fethini, Türk Mukavemet Teşkilatının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının kuruluş yıl dönümlerini, Toplumsal Direniş Bayramı’nı ve Silahlı Kuvvetler Günü’nü bir kez daha kutluyor; sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. İyi akşamlar.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.