,, ,

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Travma sonrasında ilişkilere önem verme erdemi gelişebiliyor”

Gündem 10.03.2023 - 16:35, Güncelleme: 10.03.2023 - 16:35 7296+ kez okundu.
 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Travma sonrasında ilişkilere önem verme erdemi gelişebiliyor”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Travma sonrasında ilişkilere önem verme erdemi gelişebiliyor”
Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, “İyilik Bilimi / İyilikten Ne Doğar? & Deprem ve Travma Sonrası Büyüme” temasıyla gerçekleştiriliyor.  Dünya çapında ünlü bilim insanlarının da katılımıyla gerçekleşen kongrede ‘İyilik Bilimi’, ‘İyilikten ne doğar?’, ‘Hayatın Anlamı ve Amacı’, ‘İyimserlik ve Umut’, ‘Psikolojik İhtiyaçlar ve Motivasyon’, ‘Psikolojik Sağlamlık’, ‘Travma Sonrası Gelişim’ ve ‘İnsan İlişkileri ve Sosyal Destek’ gibi konular ele alınıyor. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, travma sonrası büyüme parametrelerinden birinin de ilişkilere önem verme erdemini geliştirebilmek olduğunu söyledi. Tarhan, “İnsan benmerkezci oldukça yalnızlaşıyor, güçlü oldukça yalnızlaşıyor ve ilişkileri önemsemiyor. Deprem gibi olaylarda ise insan yalnızlığın kendisi için zararlı bir unsur olduğunu görmeye başlıyor.” dedi.   Üsküdar Üniversitesi , NPİSTANBUL Hastanesi, NP Etiler & Feneryolu Tıp Merkezi, Türk Psikolojik Danışma Rehberlik Derneği ve Pozitif Psikoloji Enstitüsü paydaşlığında gerçekleşen Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl 5’ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, bu alanda çalışmalar yürüten uzman isimleri ağırlıyor. Üç gün sürecek kongrenin bu yılki teması, “İyilik Bilimi / İyilikten Ne Doğar? & Deprem ve Travma Sonrası Büyüme” olarak belirlendi.   Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda düzenlenen ve fi-jital olarak gerçekleştirilen kongre aynı zamanda Kongre Başkanı olan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ’ın açılış konuşmalarıyla başladı.   Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan: “Uzmanlar açıklamalarında egolarını tatmin ediyor”   Kahramanmaraş merkezli depremin bilimsel olarak ortaya çıktığı şekliyle 500 yılda bir gerçekleşen ve birden çok yıkıcı sarsıntının harekete geçtiği bir afet olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Yaşadığımız deprem insanlık tarihinde en geniş coğrafyayı etkileyen bir afet olayı olarak tanımlanıyor. Depremin travmatik etkilerine maruz kalan, olayı izleyerek içindeymiş gibi hisseden milyonlarca insanın yaşadığı bir başka travma daha var. Üstelik şehirlerimizdeki afete yeterince üzülme fırsatı bırakmayan ve ilk 24 saat içinde İstanbul depreminin gelmekte olduğunu söyleyerek ülkedeki herkesi travmatize eden uzmanlar var. Deprem hayatımızın gerçeği, bunu uzmanlar da söylüyor ama nasıl söyledikleri önemli. Biraz egolarını şişirerek, kendilerini farklı kılmak için televizyonlarda narsistik kişilik bozukluklarını halkın üzerinde tatmin eden uzmanlar görüyoruz. Temel mesele insanları korkutmak değil. İnsanlara öleceklerini söylemek o kadar kolay olmamalı.” ifadelerini kullandı.   Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan : “Travmaların temel kaynağı deprem değil bilimsizliktir”   İnsanoğlunun birinci önceliğinin güvenliğini sağlamak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Tehlikeler evimizin dışında yani sığındığımız yerin dışında meydana gelir. O sığınağın tehlike unsuru olacağını hiç düşünmeyiz. Kaçmamız, sığınmamız gereken yer şu an tehlikenin kendisi. Ancak sokakta yaşayarak hayatta kalabileceğimizi düşünüyoruz. Bu da bir kopuş travması aslında. Çok net olarak deprem gibi büyük afetlerin etkilerinden kurtulmanın yolu bilimden geçiyor. Bizi güvende tutacak inşaat yapılarını, şehir yapılanmalarını ve düşünce biçimini hayata geçirmemiz gerekiyor. Çünkü travmaların temel kaynağı deprem değil bilimsizliktir.” dedi.   Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Anadolu irfanımızı Pozitif Psikoloji adıyla dünyaya sundular”   Pozitif psikoloji kavramının 2005 yılında ilk kez konuşulmaya başladığını hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “2008 yılında bu konuda ilk kongre yapıldı. Yeni bir bilim disiplini ortaya çıktı. Temellerinin neye dayandığını araştırırken aslında bizim Anadolu irfanını alıp sistematize ederek, metodolojisini de geliştirip Pozitif Psikoloji diye sunmuşlar. Biz de 2013 yılında rektörlük dersi olarak tüm öğrencilere sunmuştuk. Ardından 2015’te Harvard, 2018’de Yale ve 2019’da Bristol Üniversitesi müfredatlarına ekledi. Bristol Üniversitesi, pozitif psikolojiyi intihar salgınına karşı mutluluk bilimi şeklinde değerlendirdi. Şu an ABD’de lise ve ortaokul öğrencilerini ders ortasında mindfullness eğitimine götürüyorlar. Çünkü batıda ve ABD’de öğrenciler arasında intihar girişimleri ve majör depresyon vakaları çok arttı, 2008’den itibaren adeta pik yaptı.” dedi.       Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Her travmanın tehdit ve fırsat boyutu var”   6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketini hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan , “Harvard Üniversitesinden kongremizin onur konuğu olan Prof. Dr. Howard Gardner depremden dolayı kongrenin erteleme durumunu sordu. Kendisine bilimsel olarak 2-4 hafta içerisinde normalleşmeye geçmek gerektiğini söyledik. 5. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’nin normalleşmeye katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Kongreye travma sonrası büyüme adıyla bir alt başlık ekleyerek devam etmek istedik. Her travmanın bir tehdit bir de fırsat boyutu var. Bilim adamları ve yer bilimciler tehdit boyutuna çok odaklanıyorlar. Kendi açılarından haklı olabilirler ama fırsat boyutu da ihmal edilmemeli.” ifadelerini kullandı.   Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Toplum ruh sağlığı için pozitif psikolojiden faydalanmalıyız”   Hayatımızın depremden önce ve depremden sonra olmak üzere değişeceğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu coğrafyada artık insanın konforu bozuldu. Yaşam alanlarımızın güvenilirliğini sorgulamak zorundayız. Diğer taraftan özgürlüğümüz de kısıtlandı. Özellikle gençler olmak üzere ölümün tahmin edildiğinden daha yakın olduğu hissedildi. Buna rağmen mutluluk mümkün. İnsan mutluluğu doğru tanımlarsa ancak mutlu olabilir. Mutluluk amaç ya da sonuç değil süreçtir. O süreci yakalayabilmek ve o yolda olmak gerekiyor. Popüler kültür özellikle iç ve dış nedene bağlı mutluluğu öğretiyor. Asıl önemli olan kişinin iç dinamiklerini düzelterek mutlu olmasını sağlamaktır. Biz toplumun ruh sağlığını korumak, hasta olmamaları için, şiddet ve suçun azalmasına yönelik bir şeyler yapmak istiyorsak koruyucu sağlığı çalışması olarak çok ciddi bilimsel referansı olan pozitif psikolojiden faydalanmak gerekiyor.” diye konuştu.   Kongrenin açılış konuşmalarının ardından kongre panellerine geçildi.    Prof. Dr. Sırrı Akbaba : “Pozitif psikoloji kültürümüzün orijinal ürünüdür”   Kongrenin “Mutluluk Bilimi” başlıklı açılış panelinde Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sırrı Akbaba “Erdemli Olmanın İyileştirici Gücü” başlıklı konuşmasında pozitif psikolojinin kültürümüzün orijinal ürünü olduğunu belirterek “Erdemli insan olma, pozitif psikolojinin odak noktasını oluşturuyor.” dedi. Biruni Üniversitesi’nden Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu “Mutluluk Bilimi” ve Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Ekşi “Pozitif Psikoloji ve Maneviyat” başlıklı konuşmalar yaptı.   Kongrenin öğleden önceki “Deprem ve Geliştiren Travma” isimli son panelinde ise deprem ve travmatik etkisi ele alındı.    Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “İnsanların önem verdikleri şeylerin sıralaması değişti”   “Deprem ve Geliştiren Travma” başlıklı panelde panelist olarak yer alan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Travma Sonrası Büyüme” konusunda travmanın geliştiren etkisine dikkat çekti. Travmaların insan hayatındaki erdemleri geliştirdiğine değinerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İlk olarak insanların hayatlarında önem verdikleri şeylerin sıralaması değişti. Aynı olay farklı insanlarda farklı bakış açıları kazandırabiliyor. Bir kişiye erdem ve anlam kazandırıyorken diğer kişi anlamsızlık yükleyebiliyor. Bunu absürdizm olarak tanımlayabiliriz. Absürdistler ‘Anlamı aramak anlamsızdır, anlamla mücadele etmek en büyük anlamdır’ diye ifade ediyor. Öte yandan insanlar zorluklara göğüs gerebileceklerini anladılar. Hayatın gizli psikoloji yasaları var. Hayat zorluklarla mücadele edebilenlere mükafatını veriyor. Bizim kültürümüzde bu sabır olarak geçiyor. Ancak sabır katlanmak değil, doğanın hız ve ritmine uymaktır. Nerede hızlanılacağını ve nerede yavaşlanacağını dengelemektir. Bazı konularda yavaşlamamız ve önem sırasını değiştirmemiz gerekiyor.” dedi.   Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Deprem doyum erteleme becerisi kazandırdı”   İnsanların olayları olduğu gibi kabullenmeye başladıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mindfullness’ta kabul, kararlılık diye geçiyor ama kabul ve yönet olarak değerlendiriyorum. Kişinin özgür iradesini de göz önüne almak gerekiyor. Olayları olduğu gibi kabul edip ondan sonra yönetme devreye girmeli. İnsanın değiştirebileceği ve değiştiremeyeceği şeyler var. İnsan bunun farkına varması için de muhakeme gücünü kullanabilmeli. Doğruları bulmak için de tahammüllü olması lazım. Deprem bunu öğretiyor, aslında insan için psikolojik dayanıklılık eğitimi oluyor. Bizim terapilerde vermeye çalıştığımız dayanıklılık eğitimini deprem topluma zorla yaşattırıyor. Aynı zamanda doyum erteleme becerisi de kazanıldı. İnsan hemen olsun, şimdi olsun istiyordu. Depremin yanı sıra pandemi de doyum erteleme becerisini kazandırıcı etki yaptı. Ayrıca manevi konulara da ilginin arttığını söylemek mümkün.” ifadelerini kullandı.   Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “İnsanlar sahip olduklarının kıymetini anladı”   İlişkilere daha çok önem verilmeye başlandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan , sözlerine şöyle devam etti: “Travma sonrası büyüme parametrelerinden birisi de ilişkilere önem verme erdemini geliştirebilmektir. İnsan benmerkezci oldukça yalnızlaşıyor, güçlü oldukça yalnızlaşıyor ve ilişkileri önemsemiyor. Deprem gibi olaylarda ise insan yalnızlığın kendisi için zararlı bir unsur olduğunu görmeye başlıyor. İnsan ilişkisel bir varlık. Nörobiyolojik olarak da ilişkisel olduğunda mutlu olabiliyor. Farelerde bile sosyallik ve mutluluk dengesi vardır. Öte yandan insan sahip olduklarının kıymetini de anlamış oldu. Küçük şeyler karşısında mutlu olmak bir beceridir. Şu andaki kapital sistem devamlı ‘Daha çok kazan, en iyisi ol’ tarzındaki söylemlerle 10 kişiyi rekabete sokuyor ama 3 kişi mutlu olabiliyor. 7 kişiyi mutsuz eden sistem adil bir sistem değildir. Bu nedenle küçük şeylerden mutlu olmayı başarıp büyük hedefler koyulmalı. Biz öğrencilerimize ‘Tahsilde hırslı ol, mahsulde kanaatkar ol’ diye öğretiyoruz.”   Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Beyin negatif olaylara daha hızlı tepki veriyor”   Şu an nörobilimin üzerine eğildiği konuların başında bilinç çalışmalarının geldiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan , “Beynimizin üstünde bilinç var. Beyin pozitif olaylara 300 milisaniye sonra tepki verirken negatif olaylara 50 milisaniye sonra yanıt veriyor. Bu da beynin pozitif olaylar karşısında 6 misli daha fazla zaman harcadığını gösteriyor. Beyin tehdide ve hayatta kalmaya odaklı çalıştığı için negatifi daha çabuk algılıyor. Beyin karar verdiği zaman harekete geçiyor. Böyle durumda bilinç harekete geçmiş oluyor. Beyinde bu aksiyonları yapan executive bir genin olup olmadığı araştırılıyor ama şu ana kadar bulunamadı.” dedi. Dr. Mert Akcanbaş, kolektfi empati kavramına dikkat çekti   Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Mert Akcanbaş , “Deprem Sonrası Büyümede Güven, Sosyal Destek ve Kayıpların Önemi” başlıklı konuşmasında travma sonrasında sosyal desteğin önemi ve kolektif empati kavramlarına vurguladı. Dünya çapındaki büyük afetler sonrası yaşanan intihar vakalarına dikkat çeken Dr. Mert Akcanbaş, özellikle Amerika ve Japonya gibi bireyselleşmenin çok olduğu ülkelerde yaşanan büyük depremler sonrasında intihar oranlarının iki yıl artış gösterdiğini söyledi. Sosyal ilişkilerin daha güçlü olduğu ülkelerde ise intihar olaylarında değişme olmadığı gibi Travma Sonrası Stres Bozukluğu oranının çok düşük düzeylerde olduğunu belirten Akcanbaş, özellikle sosyal desteğin intihar vakalarına engel olduğunu kaydetti. Sosyal destek ve kolektif fedakârlık yapısının insanları güçlendirdiğini kaydeden Dr. Mert Akcanbaş, “Yeni bir terminoloji olarak söyleyeceğim kolektif empati… Bu depremden sonra arkadaşlarımdan da çok duyuyorum: ‘Sıcak yerde yatarken aklıma onlar geliyor yattığım yerden utanıyorum’ diyor. Yemeğe gitmek istemeyen kişileri duyuyoruz. Bu kolektif empati dediğimiz bizim gibi ülkelere bu tür kolektif yapısını kaybetmemiş kültürlere mahsus bir durum.” diye konuştu.   Dr. Hazal Ayas: “Psikolojik esneklik çok önemli”   Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas ise “Travma Sonrası Büyüme ve İlişkili Faktörler” başlıklı sunumunda deprem sonrası büyümenin etkilerine değindi. Bazılarının travma sonrası daha fazla gelişim yaşarken bazılarının yaşamadığını kaydeden Dr. Hazal Ayas, “Travma öncesi katı bakış açısına sahip olanlar gelişim yaşamıyor. ‘Benim başıma bir şey gelmez’ ya da ‘Ben çok dikkatli bir insanım, önlemlerimi aldım’ şeklindeki bu bakış açısı ne kadar katıysa travmatik olaydan sarsılma da o kadar yoğun oluyor çünkü neden şema katı. Psikolojik esneklik burada çok önemli, şemaların esnekliği de çok önemli.” dedi.   Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gardner onur konuğu oldu   Toplum bilimci Prof. Dr. Fatma Beylü Dikeçligil ’in “Merhametten Maraz Doğar Mı? Başlıklı konferansıyla devam eden kongrede Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Metin Pişkin, “21. Yüzyılda Pozitif Kariyer Danışmanlığı” başlıklı konferans verdi. Kongrenin ilk gününde Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Howard Gardner onur konuğu olarak “İyilik Bilimi, Çoklu Zekâ Kuramı” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.   Ukrayna’dan çevrimiçi konferans verecek   Kongrede NPİSTANBUL Hastanesi uzmanlarının katıldığı çalıştaylar da gerçekleştirildi. Kongrenin ikinci ve üçüncü günlerinde de önemli bilim insanları konferans verecek. Ukrayna’dan çevrimiçi olarak katılacak Ukrayna Dragomanov Üniversitesi’nden Prof. Dr. Daria Suprun da “Mesleki Kimlik ve Toplumsal Değerler: Eğitim ve Maneviyat Sinerjisi” başlıklı konferans verecek.   Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ “Pozitif Psikolojinin Nörobilimsel Temelleri”ni anlatacak   Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da kongreye “Pozitif Psikolojinin Nörobilimsel Temelleri” başlıklı bir konferansla katılacak. Konferansın son gününde ise NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın,   “Öz Şefkat ve Bilinçli Farkındalık İlişkisi” ve Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, “Umudun Sesi: Sessiz İyilikler” başlıklı konferanslar verecek.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Travma sonrasında ilişkilere önem verme erdemi gelişebiliyor”

Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, İyilik Bilimi / İyilikten Ne Doğar? & Deprem ve Travma Sonrası Büyüme” temasıyla gerçekleştiriliyor.  Dünya çapında ünlü bilim insanlarının da katılımıyla gerçekleşen kongrede ‘İyilik Bilimi’, ‘İyilikten ne doğar?’, ‘Hayatın Anlamı ve Amacı’, ‘İyimserlik ve Umut’, ‘Psikolojik İhtiyaçlar ve Motivasyon’, ‘Psikolojik Sağlamlık’, ‘Travma Sonrası Gelişim’ ve ‘İnsan İlişkileri ve Sosyal Destek’ gibi konular ele alınıyor. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, travma sonrası büyüme parametrelerinden birinin de ilişkilere önem verme erdemini geliştirebilmek olduğunu söyledi. Tarhan, “İnsan benmerkezci oldukça yalnızlaşıyor, güçlü oldukça yalnızlaşıyor ve ilişkileri önemsemiyor. Deprem gibi olaylarda ise insan yalnızlığın kendisi için zararlı bir unsur olduğunu görmeye başlıyor.” dedi.

 

Üsküdar Üniversitesi , NPİSTANBUL Hastanesi, NP Etiler & Feneryolu Tıp Merkezi, Türk Psikolojik Danışma Rehberlik Derneği ve Pozitif Psikoloji Enstitüsü paydaşlığında gerçekleşen Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl 5’ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi, bu alanda çalışmalar yürüten uzman isimleri ağırlıyor. Üç gün sürecek kongrenin bu yılki teması, “İyilik Bilimi / İyilikten Ne Doğar? & Deprem ve Travma Sonrası Büyüme” olarak belirlendi.

 

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda düzenlenen ve fi-jital olarak gerçekleştirilen kongre aynı zamanda Kongre Başkanı olan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ’ın açılış konuşmalarıyla başladı.

 

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan: “Uzmanlar açıklamalarında egolarını tatmin ediyor”

 

Kahramanmaraş merkezli depremin bilimsel olarak ortaya çıktığı şekliyle 500 yılda bir gerçekleşen ve birden çok yıkıcı sarsıntının harekete geçtiği bir afet olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Yaşadığımız deprem insanlık tarihinde en geniş coğrafyayı etkileyen bir afet olayı olarak tanımlanıyor. Depremin travmatik etkilerine maruz kalan, olayı izleyerek içindeymiş gibi hisseden milyonlarca insanın yaşadığı bir başka travma daha var. Üstelik şehirlerimizdeki afete yeterince üzülme fırsatı bırakmayan ve ilk 24 saat içinde İstanbul depreminin gelmekte olduğunu söyleyerek ülkedeki herkesi travmatize eden uzmanlar var. Deprem hayatımızın gerçeği, bunu uzmanlar da söylüyor ama nasıl söyledikleri önemli. Biraz egolarını şişirerek, kendilerini farklı kılmak için televizyonlarda narsistik kişilik bozukluklarını halkın üzerinde tatmin eden uzmanlar görüyoruz. Temel mesele insanları korkutmak değil. İnsanlara öleceklerini söylemek o kadar kolay olmamalı.” ifadelerini kullandı.

 

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan : “Travmaların temel kaynağı deprem değil bilimsizliktir”

 

İnsanoğlunun birinci önceliğinin güvenliğini sağlamak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Tehlikeler evimizin dışında yani sığındığımız yerin dışında meydana gelir. O sığınağın tehlike unsuru olacağını hiç düşünmeyiz. Kaçmamız, sığınmamız gereken yer şu an tehlikenin kendisi. Ancak sokakta yaşayarak hayatta kalabileceğimizi düşünüyoruz. Bu da bir kopuş travması aslında. Çok net olarak deprem gibi büyük afetlerin etkilerinden kurtulmanın yolu bilimden geçiyor. Bizi güvende tutacak inşaat yapılarını, şehir yapılanmalarını ve düşünce biçimini hayata geçirmemiz gerekiyor. Çünkü travmaların temel kaynağı deprem değil bilimsizliktir.” dedi.

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Anadolu irfanımızı Pozitif Psikoloji adıyla dünyaya sundular”

 

Pozitif psikoloji kavramının 2005 yılında ilk kez konuşulmaya başladığını hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “2008 yılında bu konuda ilk kongre yapıldı. Yeni bir bilim disiplini ortaya çıktı. Temellerinin neye dayandığını araştırırken aslında bizim Anadolu irfanını alıp sistematize ederek, metodolojisini de geliştirip Pozitif Psikoloji diye sunmuşlar. Biz de 2013 yılında rektörlük dersi olarak tüm öğrencilere sunmuştuk. Ardından 2015’te Harvard, 2018’de Yale ve 2019’da Bristol Üniversitesi müfredatlarına ekledi. Bristol Üniversitesi, pozitif psikolojiyi intihar salgınına karşı mutluluk bilimi şeklinde değerlendirdi. Şu an ABD’de lise ve ortaokul öğrencilerini ders ortasında mindfullness eğitimine götürüyorlar. Çünkü batıda ve ABD’de öğrenciler arasında intihar girişimleri ve majör depresyon vakaları çok arttı, 2008’den itibaren adeta pik yaptı.” dedi.    

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Her travmanın tehdit ve fırsat boyutu var”

 

6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketini hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Tarhan , “Harvard Üniversitesinden kongremizin onur konuğu olan Prof. Dr. Howard Gardner depremden dolayı kongrenin erteleme durumunu sordu. Kendisine bilimsel olarak 2-4 hafta içerisinde normalleşmeye geçmek gerektiğini söyledik. 5. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’nin normalleşmeye katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Kongreye travma sonrası büyüme adıyla bir alt başlık ekleyerek devam etmek istedik. Her travmanın bir tehdit bir de fırsat boyutu var. Bilim adamları ve yer bilimciler tehdit boyutuna çok odaklanıyorlar. Kendi açılarından haklı olabilirler ama fırsat boyutu da ihmal edilmemeli.” ifadelerini kullandı.

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Toplum ruh sağlığı için pozitif psikolojiden faydalanmalıyız”

 

Hayatımızın depremden önce ve depremden sonra olmak üzere değişeceğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu coğrafyada artık insanın konforu bozuldu. Yaşam alanlarımızın güvenilirliğini sorgulamak zorundayız. Diğer taraftan özgürlüğümüz de kısıtlandı. Özellikle gençler olmak üzere ölümün tahmin edildiğinden daha yakın olduğu hissedildi. Buna rağmen mutluluk mümkün. İnsan mutluluğu doğru tanımlarsa ancak mutlu olabilir. Mutluluk amaç ya da sonuç değil süreçtir. O süreci yakalayabilmek ve o yolda olmak gerekiyor. Popüler kültür özellikle iç ve dış nedene bağlı mutluluğu öğretiyor. Asıl önemli olan kişinin iç dinamiklerini düzelterek mutlu olmasını sağlamaktır. Biz toplumun ruh sağlığını korumak, hasta olmamaları için, şiddet ve suçun azalmasına yönelik bir şeyler yapmak istiyorsak koruyucu sağlığı çalışması olarak çok ciddi bilimsel referansı olan pozitif psikolojiden faydalanmak gerekiyor.” diye konuştu.

 

Kongrenin açılış konuşmalarının ardından kongre panellerine geçildi. 

 

Prof. Dr. Sırrı Akbaba : “Pozitif psikoloji kültürümüzün orijinal ürünüdür”

 

Kongrenin “Mutluluk Bilimi” başlıklı açılış panelinde Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sırrı Akbaba “Erdemli Olmanın İyileştirici Gücü” başlıklı konuşmasında pozitif psikolojinin kültürümüzün orijinal ürünü olduğunu belirterek “Erdemli insan olma, pozitif psikolojinin odak noktasını oluşturuyor.” dedi. Biruni Üniversitesi’nden Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu “Mutluluk Bilimi” ve Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Ekşi “Pozitif Psikoloji ve Maneviyat” başlıklı konuşmalar yaptı.

 

Kongrenin öğleden önceki “Deprem ve Geliştiren Travma” isimli son panelinde ise deprem ve travmatik etkisi ele alındı. 

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “İnsanların önem verdikleri şeylerin sıralaması değişti”

 

“Deprem ve Geliştiren Travma” başlıklı panelde panelist olarak yer alan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Travma Sonrası Büyüme” konusunda travmanın geliştiren etkisine dikkat çekti. Travmaların insan hayatındaki erdemleri geliştirdiğine değinerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İlk olarak insanların hayatlarında önem verdikleri şeylerin sıralaması değişti. Aynı olay farklı insanlarda farklı bakış açıları kazandırabiliyor. Bir kişiye erdem ve anlam kazandırıyorken diğer kişi anlamsızlık yükleyebiliyor. Bunu absürdizm olarak tanımlayabiliriz. Absürdistler ‘Anlamı aramak anlamsızdır, anlamla mücadele etmek en büyük anlamdır’ diye ifade ediyor. Öte yandan insanlar zorluklara göğüs gerebileceklerini anladılar. Hayatın gizli psikoloji yasaları var. Hayat zorluklarla mücadele edebilenlere mükafatını veriyor. Bizim kültürümüzde bu sabır olarak geçiyor. Ancak sabır katlanmak değil, doğanın hız ve ritmine uymaktır. Nerede hızlanılacağını ve nerede yavaşlanacağını dengelemektir. Bazı konularda yavaşlamamız ve önem sırasını değiştirmemiz gerekiyor.” dedi.

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Deprem doyum erteleme becerisi kazandırdı”

 

İnsanların olayları olduğu gibi kabullenmeye başladıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mindfullness’ta kabul, kararlılık diye geçiyor ama kabul ve yönet olarak değerlendiriyorum. Kişinin özgür iradesini de göz önüne almak gerekiyor. Olayları olduğu gibi kabul edip ondan sonra yönetme devreye girmeli. İnsanın değiştirebileceği ve değiştiremeyeceği şeyler var. İnsan bunun farkına varması için de muhakeme gücünü kullanabilmeli. Doğruları bulmak için de tahammüllü olması lazım. Deprem bunu öğretiyor, aslında insan için psikolojik dayanıklılık eğitimi oluyor. Bizim terapilerde vermeye çalıştığımız dayanıklılık eğitimini deprem topluma zorla yaşattırıyor. Aynı zamanda doyum erteleme becerisi de kazanıldı. İnsan hemen olsun, şimdi olsun istiyordu. Depremin yanı sıra pandemi de doyum erteleme becerisini kazandırıcı etki yaptı. Ayrıca manevi konulara da ilginin arttığını söylemek mümkün.” ifadelerini kullandı.

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “İnsanlar sahip olduklarının kıymetini anladı”

 

İlişkilere daha çok önem verilmeye başlandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan , sözlerine şöyle devam etti: “Travma sonrası büyüme parametrelerinden birisi de ilişkilere önem verme erdemini geliştirebilmektir. İnsan benmerkezci oldukça yalnızlaşıyor, güçlü oldukça yalnızlaşıyor ve ilişkileri önemsemiyor. Deprem gibi olaylarda ise insan yalnızlığın kendisi için zararlı bir unsur olduğunu görmeye başlıyor. İnsan ilişkisel bir varlık. Nörobiyolojik olarak da ilişkisel olduğunda mutlu olabiliyor. Farelerde bile sosyallik ve mutluluk dengesi vardır. Öte yandan insan sahip olduklarının kıymetini de anlamış oldu. Küçük şeyler karşısında mutlu olmak bir beceridir. Şu andaki kapital sistem devamlı ‘Daha çok kazan, en iyisi ol’ tarzındaki söylemlerle 10 kişiyi rekabete sokuyor ama 3 kişi mutlu olabiliyor. 7 kişiyi mutsuz eden sistem adil bir sistem değildir. Bu nedenle küçük şeylerden mutlu olmayı başarıp büyük hedefler koyulmalı. Biz öğrencilerimize ‘Tahsilde hırslı ol, mahsulde kanaatkar ol’ diye öğretiyoruz.”

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Beyin negatif olaylara daha hızlı tepki veriyor”

 

Şu an nörobilimin üzerine eğildiği konuların başında bilinç çalışmalarının geldiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan , “Beynimizin üstünde bilinç var. Beyin pozitif olaylara 300 milisaniye sonra tepki verirken negatif olaylara 50 milisaniye sonra yanıt veriyor. Bu da beynin pozitif olaylar karşısında 6 misli daha fazla zaman harcadığını gösteriyor. Beyin tehdide ve hayatta kalmaya odaklı çalıştığı için negatifi daha çabuk algılıyor. Beyin karar verdiği zaman harekete geçiyor. Böyle durumda bilinç harekete geçmiş oluyor. Beyinde bu aksiyonları yapan executive bir genin olup olmadığı araştırılıyor ama şu ana kadar bulunamadı.” dedi.

Dr. Mert Akcanbaş, kolektfi empati kavramına dikkat çekti

 

Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Mert Akcanbaş , “Deprem Sonrası Büyümede Güven, Sosyal Destek ve Kayıpların Önemi” başlıklı konuşmasında travma sonrasında sosyal desteğin önemi ve kolektif empati kavramlarına vurguladı. Dünya çapındaki büyük afetler sonrası yaşanan intihar vakalarına dikkat çeken Dr. Mert Akcanbaş, özellikle Amerika ve Japonya gibi bireyselleşmenin çok olduğu ülkelerde yaşanan büyük depremler sonrasında intihar oranlarının iki yıl artış gösterdiğini söyledi. Sosyal ilişkilerin daha güçlü olduğu ülkelerde ise intihar olaylarında değişme olmadığı gibi Travma Sonrası Stres Bozukluğu oranının çok düşük düzeylerde olduğunu belirten Akcanbaş, özellikle sosyal desteğin intihar vakalarına engel olduğunu kaydetti. Sosyal destek ve kolektif fedakârlık yapısının insanları güçlendirdiğini kaydeden Dr. Mert Akcanbaş, “Yeni bir terminoloji olarak söyleyeceğim kolektif empati… Bu depremden sonra arkadaşlarımdan da çok duyuyorum: ‘Sıcak yerde yatarken aklıma onlar geliyor yattığım yerden utanıyorum’ diyor. Yemeğe gitmek istemeyen kişileri duyuyoruz. Bu kolektif empati dediğimiz bizim gibi ülkelere bu tür kolektif yapısını kaybetmemiş kültürlere mahsus bir durum.” diye konuştu.

 

Dr. Hazal Ayas: “Psikolojik esneklik çok önemli”

 

Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas ise “Travma Sonrası Büyüme ve İlişkili Faktörler” başlıklı sunumunda deprem sonrası büyümenin etkilerine değindi. Bazılarının travma sonrası daha fazla gelişim yaşarken bazılarının yaşamadığını kaydeden Dr. Hazal Ayas, “Travma öncesi katı bakış açısına sahip olanlar gelişim yaşamıyor. ‘Benim başıma bir şey gelmez’ ya da ‘Ben çok dikkatli bir insanım, önlemlerimi aldım’ şeklindeki bu bakış açısı ne kadar katıysa travmatik olaydan sarsılma da o kadar yoğun oluyor çünkü neden şema katı. Psikolojik esneklik burada çok önemli, şemaların esnekliği de çok önemli.” dedi.

 

Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gardner onur konuğu oldu

 

Toplum bilimci Prof. Dr. Fatma Beylü Dikeçligil ’in “Merhametten Maraz Doğar Mı? Başlıklı konferansıyla devam eden kongrede Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Metin Pişkin, “21. Yüzyılda Pozitif Kariyer Danışmanlığı” başlıklı konferans verdi. Kongrenin ilk gününde Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Howard Gardner onur konuğu olarak “İyilik Bilimi, Çoklu Zekâ Kuramı” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

 

Ukrayna’dan çevrimiçi konferans verecek

 

Kongrede NPİSTANBUL Hastanesi uzmanlarının katıldığı çalıştaylar da gerçekleştirildi. Kongrenin ikinci ve üçüncü günlerinde de önemli bilim insanları konferans verecek. Ukrayna’dan çevrimiçi olarak katılacak Ukrayna Dragomanov Üniversitesi’nden Prof. Dr. Daria Suprun da “Mesleki Kimlik ve Toplumsal Değerler: Eğitim ve Maneviyat Sinerjisi” başlıklı konferans verecek.

 

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ “Pozitif Psikolojinin Nörobilimsel Temelleri”ni anlatacak

 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da kongreye “Pozitif Psikolojinin Nörobilimsel Temelleri” başlıklı bir konferansla katılacak. Konferansın son gününde ise NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın,   “Öz Şefkat ve Bilinçli Farkındalık İlişkisi” ve Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, “Umudun Sesi: Sessiz İyilikler” başlıklı konferanslar verecek.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.