,, ,

Japonya’nın Yaratılışı: Tanrılar, Tanrıçalar ve Efsaneler

Genel Kültür 10.04.2023 - 22:09, Güncelleme: 10.04.2023 - 22:09 5956+ kez okundu.
 

Japonya’nın Yaratılışı: Tanrılar, Tanrıçalar ve Efsaneler

Japonya’nın yaratılışı, eski Japon mitolojisinde yer alan tanrı ve tanrıçaların maceralarını içeren ilginç efsanelerle doludur.
Japonya’nın kuruluşu mitolojik ve tarihsel olarak iki ayrı boyutta ele alınabilir. Mitolojik olarak, Japonya’nın kurucusu ve ilk imparatoru olarak Jimmu kabul edilir. Jimmu, güneş tanrıçası Amaterasu’nun soyundan gelir ve MÖ 660 yılında Japon ay-güneş takvimine göre birinci ayın birinci günü doğmuştur. Jimmu, Kyūshū adasından doğuya sefere çıkmış ve Amaterasu’nun yolladığı üç bacaklı kuş Yatagarasu’nun yol göstermesiyle günümüz Kansai bölgesinde bulunan Yamato eyaletini fethetmiştir. Jimmu, Kashihara-gū sarayında tahta çıkmış ve MÖ 585 yılında ölmüştür. Jimmu’nun tahta çıkış günü Japonya’nın kuruluşu olarak kabul edilir ve 1966 yılından beri Millî Kuruluş Günü olarak kutlanır. Tarihsel olarak, Japonya’nın kuruluşu daha karmaşık bir süreçtir. Japonya adalarında yaşayan çeşitli kabilelerin birleşmesiyle oluşan bir devletten bahsedilebilir. Bu devletin ilk yazılı kaynaklarda geçmesi MÖ 1. yüzyılda Çin kaynaklarıyla olmuştur. Bu kaynaklarda Japonya adalarına Wa veya Yamatai denmiştir. Wa halkının lideri olan Himiko (veya Pimiko), Çin imparatoruna elçiler göndererek diplomatik ilişkiler kurmuştur. Himiko’nun ardından gelen liderler de Çin ile ilişkilerini sürdürmüş ve Çin kültüründen etkilenmişlerdir. Japonya’da yazının kullanılması da bu etkileşimin bir sonucudur. Japonya’daki siyasi birliğin sağlanması ise 4. yüzyıldan itibaren Yamato hanedanının güçlenmesiyle başlamıştır. Yamato hanedanı, Jimmu’nun soyundan geldiğini iddia ederek meşruiyet kazanmıştır. Yamato hanedanı Budizm’i benimsemiş ve Kore yarımadasındaki krallıklarla ticaret yapmıştır. Günümüz Japon İmparatorluk Sarayı 6. yüzyılda yapılarak ilk kalıcı imparatorluk başkenti 710’da bugün Nara kenti olan Heijō-Kyō’da kurulmuştur. Bu şehir Budist sanatı, dini ve kültürü adına bir merkez halini almıştır. Heian-kyõ’da (günümüz Kyoto) kurulan yeni başkent güçlü bir merkezi devletin sonucu olmuştur. Japonya’nın kuruluşu ile ilgili olarak sadece Jimmu’nun hikayesi değil, aynı zamanda Japonya’yı yaratan tanrı ve tanrıçaların hikayeleri de vardır.Japon mitolojisi eski Japon mitleri, efsaneleri ve inançlarıdır. Japon mitolojisine göre evren üç katmandan oluşur: Gök, yer ve yer altı. Japonya’yı yaratan tanrı ve tanrıçalar şunlardır: Izanagi ve Izanami: İlk çift olarak kabul edilen bu tanrı ve tanrıça, gökten uzanan bir altın mızrakla okyanusu karıştırarak ilk adayı yaratmışlardır. Bu ada Onogoro adını almıştır. Izanagi ve Izanami bu adada evlenmiş ve sekiz büyük ada ile birçok küçük ada yaratmışlardır. Bunlar Japonya adalarını oluşturmuştur. Izanami ateş tanrısı doğururken ölmüş ve yer altı dünyasına gitmiştir. Izanagi onu geri getirmeye çalışmış ama başarısız olmuştur. Izanagi yer altından dönerken kendini temizlemiş ve vücudundan çeşitli tanrılar doğmuştur. Bunlardan en önemlisi gözünden doğan güneş tanrıçası Amaterasu’dur. Amaterasu: Güneş tanrıçası ve gök kamilerinin lideridir. Takamagahara adlı üst dünyada yaşar. Torunu Ninigi’yi Japonya adalarına göndermiş ve ona üç kutsal eşya vermiştir. Bunlar ayna, kılıç ve mücevherdir. Bu eşyalar Japonya imparatorlarının sembolleridir. Amaterasu’nun soyundan gelen ilk imparator Jimmu’dur. Susanoo: Fırtına tanrısı ve Amaterasu’nun erkek kardeşidir. Amaterasu ile arası pek iyi değildir ve onu kızdırmak için çeşitli yaramazlıklar yapmıştır. Bir seferinde Amaterasu’yu öyle korkutmuştur ki o da göksel kaya mağarasına saklanmıştır. Bu yüzden dünya karanlığa gömülmüştür. Diğer tanrılar Amaterasu’yu mağaradan çıkarmak için bir plan yapmışlar ve başarılı olmuşlardır. Susanoo daha sonra gökten kovulmuş ve Ashihara no Nakatsu Kuni adlı orta dünyaya gelmiştir. Burada bir ejderhayla savaşmış ve onu yenerek bir prensesle evlenmiştir. Ejderhanın kuyruğundan çıkardığı kılıcı Amaterasu’ya hediye etmiştir. Bu kılıç üç kutsal eşyadan biridir. Japon mitolojisi, Japonya’nın tarihi ve kültürü üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Japon mitolojisi şu şekillerde günümüz Japonya’sında görülebilir: Shintō: Japon halkının etnik inancı olan Shintō, Japon mitolojisini çok iyi bir biçimde yansıtır. Shintō, doğaya ve tanrılara (kami) saygı duyan bir dindir. Shintō’da çok sayıda tanrı vardır ve bunlar doğal fenomenler, hayvanlar, nesneler veya atalar olabilir. Shintō’da tapınaklar (jinja), festivaller (matsuri), ritüeller (norito) ve kutsal eşyalar (shintai) gibi çeşitli unsurlar bulunur. Shintō, Japonya’nın resmi dini olmasa da, hala Japon halkının çoğunluğu tarafından uygulanmaktadır. Japon sanatı: Japon mitolojisi, Japon sanatının da önemli bir kaynağıdır. Japon sanatında mitolojik tanrılar, yaratıklar, semboller ve hikayeler sıkça kullanılır. Örneğin, ünlü ressam Katsushika Hokusai’nin "Dalga Üstünde Sörf Yapan Fuji Dağı" adlı eserinde gökten gelen ejderha tanrısı Fujin’i görebiliriz. Ayrıca, Japon sanatında Yatagarasu (üç bacaklı karga), Kappa (su perisi), Tanuki (çakal), Jorogumo (örümcek kadın) gibi mitolojik yaratıklar da sıkça resmedilir. Japon edebiyatı: Japon mitolojisi, Japon edebiyatının da önemli bir ilham kaynağıdır. Japon edebiyatında mitolojik temalar, karakterler ve motifler sıkça kullanılır. Örneğin, 10. yüzyılda yazılan klasik eser Genji Monogatari’de başkahraman Genji’nin annesi Kiritsubo Koişi’nin güneş tanrıçası Amaterasu’nun soyundan geldiği söylenir. Ayrıca, 20. yüzyılın ünlü yazarlarından Yukio Mishima’nın Deniz Feneri adlı romanında da Amaterasu’nun göksel kaya mağarasına girişi anlatılır. Japon popüler kültürü: Japon mitolojisi, Japon popüler kültürünün de önemli bir parçasıdır. Japon popüler kültüründe mitolojik öğeler, anime, manga, video oyunları, film ve müzik gibi çeşitli alanlarda kullanılır. Örneğin, dünyaca ünlü anime serisi Naruto’da ana karakter Naruto’nun içinde dokuz kuyruklu tilki tanrısı Kurama yaşar. Ayrıca, popüler video oyunu serisi Pokémon’da da birçok mitolojik esinlenme vardır. Örneğin, Ho-oh adlı Pokémon Yatagarasu’ya, Lugia adlı Pokémon Watatsumi’ye benzer.
Japonya’nın yaratılışı, eski Japon mitolojisinde yer alan tanrı ve tanrıçaların maceralarını içeren ilginç efsanelerle doludur.

Japonya’nın kuruluşu mitolojik ve tarihsel olarak iki ayrı boyutta ele alınabilir.

Mitolojik olarak, Japonya’nın kurucusu ve ilk imparatoru olarak Jimmu kabul edilir. Jimmu, güneş tanrıçası Amaterasu’nun soyundan gelir ve MÖ 660 yılında Japon ay-güneş takvimine göre birinci ayın birinci günü doğmuştur. Jimmu, Kyūshū adasından doğuya sefere çıkmış ve Amaterasu’nun yolladığı üç bacaklı kuş Yatagarasu’nun yol göstermesiyle günümüz Kansai bölgesinde bulunan Yamato eyaletini fethetmiştir. Jimmu, Kashihara-gū sarayında tahta çıkmış ve MÖ 585 yılında ölmüştür. Jimmu’nun tahta çıkış günü Japonya’nın kuruluşu olarak kabul edilir ve 1966 yılından beri Millî Kuruluş Günü olarak kutlanır.

Tarihsel olarak, Japonya’nın kuruluşu daha karmaşık bir süreçtir. Japonya adalarında yaşayan çeşitli kabilelerin birleşmesiyle oluşan bir devletten bahsedilebilir. Bu devletin ilk yazılı kaynaklarda geçmesi MÖ 1. yüzyılda Çin kaynaklarıyla olmuştur. Bu kaynaklarda Japonya adalarına Wa veya Yamatai denmiştir. Wa halkının lideri olan Himiko (veya Pimiko), Çin imparatoruna elçiler göndererek diplomatik ilişkiler kurmuştur. Himiko’nun ardından gelen liderler de Çin ile ilişkilerini sürdürmüş ve Çin kültüründen etkilenmişlerdir. Japonya’da yazının kullanılması da bu etkileşimin bir sonucudur.

Japonya’daki siyasi birliğin sağlanması ise 4. yüzyıldan itibaren Yamato hanedanının güçlenmesiyle başlamıştır. Yamato hanedanı, Jimmu’nun soyundan geldiğini iddia ederek meşruiyet kazanmıştır. Yamato hanedanı Budizm’i benimsemiş ve Kore yarımadasındaki krallıklarla ticaret yapmıştır. Günümüz Japon İmparatorluk Sarayı 6. yüzyılda yapılarak ilk kalıcı imparatorluk başkenti 710’da bugün Nara kenti olan Heijō-Kyō’da kurulmuştur. Bu şehir Budist sanatı, dini ve kültürü adına bir merkez halini almıştır. Heian-kyõ’da (günümüz Kyoto) kurulan yeni başkent güçlü bir merkezi devletin sonucu olmuştur.

Japonya’nın kuruluşu ile ilgili olarak sadece Jimmu’nun hikayesi değil, aynı zamanda Japonya’yı yaratan tanrı ve tanrıçaların hikayeleri de vardır.Japon mitolojisi eski Japon mitleri, efsaneleri ve inançlarıdır. Japon mitolojisine göre evren üç katmandan oluşur: Gök, yer ve yer altı. Japonya’yı yaratan tanrı ve tanrıçalar şunlardır:

Izanagi ve Izanami: İlk çift olarak kabul edilen bu tanrı ve tanrıça, gökten uzanan bir altın mızrakla okyanusu karıştırarak ilk adayı yaratmışlardır. Bu ada Onogoro adını almıştır. Izanagi ve Izanami bu adada evlenmiş ve sekiz büyük ada ile birçok küçük ada yaratmışlardır. Bunlar Japonya adalarını oluşturmuştur. Izanami ateş tanrısı doğururken ölmüş ve yer altı dünyasına gitmiştir. Izanagi onu geri getirmeye çalışmış ama başarısız olmuştur. Izanagi yer altından dönerken kendini temizlemiş ve vücudundan çeşitli tanrılar doğmuştur. Bunlardan en önemlisi gözünden doğan güneş tanrıçası Amaterasu’dur.

Amaterasu: Güneş tanrıçası ve gök kamilerinin lideridir. Takamagahara adlı üst dünyada yaşar. Torunu Ninigi’yi Japonya adalarına göndermiş ve ona üç kutsal eşya vermiştir. Bunlar ayna, kılıç ve mücevherdir. Bu eşyalar Japonya imparatorlarının sembolleridir. Amaterasu’nun soyundan gelen ilk imparator Jimmu’dur.

Susanoo: Fırtına tanrısı ve Amaterasu’nun erkek kardeşidir. Amaterasu ile arası pek iyi değildir ve onu kızdırmak için çeşitli yaramazlıklar yapmıştır. Bir seferinde Amaterasu’yu öyle korkutmuştur ki o da göksel kaya mağarasına saklanmıştır. Bu yüzden dünya karanlığa gömülmüştür. Diğer tanrılar Amaterasu’yu mağaradan çıkarmak için bir plan yapmışlar ve başarılı olmuşlardır. Susanoo daha sonra gökten kovulmuş ve Ashihara no Nakatsu Kuni adlı orta dünyaya gelmiştir. Burada bir ejderhayla savaşmış ve onu yenerek bir prensesle evlenmiştir. Ejderhanın kuyruğundan çıkardığı kılıcı Amaterasu’ya hediye etmiştir. Bu kılıç üç kutsal eşyadan biridir.

Japon mitolojisi, Japonya’nın tarihi ve kültürü üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Japon mitolojisi şu şekillerde günümüz Japonya’sında görülebilir:

Shintō: Japon halkının etnik inancı olan Shintō, Japon mitolojisini çok iyi bir biçimde yansıtır. Shintō, doğaya ve tanrılara (kami) saygı duyan bir dindir. Shintō’da çok sayıda tanrı vardır ve bunlar doğal fenomenler, hayvanlar, nesneler veya atalar olabilir. Shintō’da tapınaklar (jinja), festivaller (matsuri), ritüeller (norito) ve kutsal eşyalar (shintai) gibi çeşitli unsurlar bulunur. Shintō, Japonya’nın resmi dini olmasa da, hala Japon halkının çoğunluğu tarafından uygulanmaktadır.

Japon sanatı: Japon mitolojisi, Japon sanatının da önemli bir kaynağıdır. Japon sanatında mitolojik tanrılar, yaratıklar, semboller ve hikayeler sıkça kullanılır. Örneğin, ünlü ressam Katsushika Hokusai’nin "Dalga Üstünde Sörf Yapan Fuji Dağı" adlı eserinde gökten gelen ejderha tanrısı Fujin’i görebiliriz. Ayrıca, Japon sanatında Yatagarasu (üç bacaklı karga), Kappa (su perisi), Tanuki (çakal), Jorogumo (örümcek kadın) gibi mitolojik yaratıklar da sıkça resmedilir.

Japon edebiyatı: Japon mitolojisi, Japon edebiyatının da önemli bir ilham kaynağıdır. Japon edebiyatında mitolojik temalar, karakterler ve motifler sıkça kullanılır. Örneğin, 10. yüzyılda yazılan klasik eser Genji Monogatari’de başkahraman Genji’nin annesi Kiritsubo Koişi’nin güneş tanrıçası Amaterasu’nun soyundan geldiği söylenir. Ayrıca, 20. yüzyılın ünlü yazarlarından Yukio Mishima’nın Deniz Feneri adlı romanında da Amaterasu’nun göksel kaya mağarasına girişi anlatılır.

Japon popüler kültürü: Japon mitolojisi, Japon popüler kültürünün de önemli bir parçasıdır. Japon popüler kültüründe mitolojik öğeler, anime, manga, video oyunları, film ve müzik gibi çeşitli alanlarda kullanılır. Örneğin, dünyaca ünlü anime serisi Naruto’da ana karakter Naruto’nun içinde dokuz kuyruklu tilki tanrısı Kurama yaşar. Ayrıca, popüler video oyunu serisi Pokémon’da da birçok mitolojik esinlenme vardır. Örneğin, Ho-oh adlı Pokémon Yatagarasu’ya, Lugia adlı Pokémon Watatsumi’ye benzer.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.