Ticaret Bakan Yardımcısı Uçarmak: “Üretici, Perakendeci ve Tüketici Dengesi Zor Ama İmkânsız Değil”
Ticaret Bakan Yardımcısı Uçarmak: “Üretici, Perakendeci ve Tüketici Dengesi Zor Ama İmkânsız Değil”
Borsa Meydanı’nda düzenlenen toplantıda özel markalı ürünlerin sektörel etkileri ve piyasa sorunları, sektör temsilcileri ve Bakanlık yetkilileri tarafından ele alındı
İstanbul Ticaret Borsası ’nın Güvenilir Ürün Platformu desteği ile düzenlediği “Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor” toplantılarında özel markalı (private label) ürünlerin satışı ve sektörün sorunları konuşuldu. Toplantıda konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak , perakendede sürekli bir değişim yaşandığını belirterek, “Her değişim yeni bir bölüşüm sorunu doğuruyor ve bir önceki sistemi sarsıyor. Private label ürünler de sistemin yaşadığı değişimin bir parçası. Üretici, perakendeci ve tüketicinin yararına, herkesi memnun edecek bir sistem kurulmalı. Bu zor ama imkânsız değil” dedi.
Online olarak yapılan toplantının açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap , moderatörlüğünü ise gazeteci Celal Toprak yaptı. “Özel Markalı (Private Label) Ürünlerin Satışı ve Sektörün Sorunları” başlıklı etkinliğe; Ticaret Bakanı Yardımcısı Sezai Uçarmak , Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü Perakende Ticaret Daire Başkanı Burak Kaplan , Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu , Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün , Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği (PLAT) Yönetim Kurulu Üyesi Enes Örer konuşmacı olarak katıldı.
İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap , açılış konuşmasında private label ürünlerin Türkiye’de 200 milyar TL’lik bir değere ulaştığını belirterek, “Dünyada ise 1 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor. Özel markalı ürünler birçok avantajının yanında bazı sorunlar da doğuruyor. Bu nedenle tüm tarafların faydasına bir sistem kurulması çok önemli” dedi.
Toplantıda ilk sözü alan Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak , Türkiye’de perakende sektörünün hızlı bir değişim içinde bulunduğuna dikkat çekerek, “Daha önce perakende deyince sadece bakkallar vardı. Sonra, marketler, süper marketler, zincir marketler süreci yaşandı. Her aşamada yaşanan değişim yeni bir bölüşüm sorunu doğuruyor. Sitem değişirken önceki sistem de sarsılıyor. Perakendenin güçlenmesi, üreticinin korunmasını gündeme getiriyor. Bu nedenle Perakende Kanununda değişiklik yapıldı ve ödemelerde vade sınırlamaları getirildi. Öte yandan marketlerdeki metrekare azlığı dolayısıyla ürün çeşitliliği sorunu doğuyor. Bu da market markaları sorununu gündeme getiriyor. Bizim yapmaya çalıştığımız, üreticiyi de, perakendeciyi de memnun ederken tüketicinin haklarını koruyabilecek bir sistem kurmak. Bunun kolay olmadığı ortada” şeklinde konuştu.
Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu da tüketiciye en uygun fiyatlı ve en kaliteli seçenekleri sunmak için rekabetçi yaklaşımın organize perakendenin doğasında olduğunu belirterek, “Private label ürünler her gün milyonlarca müşteriden alınan geri dönüşlerle yaratılan inovasyonun sonucudur. Bu ürünler, rakiplerden ayrışmak, fiyat avantajıyla kaliteli ürün sunabilmek için çok önemli bir argüman. Zaten tüketicilerin tercihleri ile beslendiği için gelişen bir sektör” dedi.
Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün ise private label ürünlerin bir alternatif olarak raflarda bulunmasının doğru olduğunu ancak alternatifsiz olarak sergilenmesinin, hem üreticiye hem de tüketiciye zarar vereceğini belirterek, “Eğer private label ürünler raflarda markalı ürünlerle birlikte sergilenmezse ciddi sorunlar doğuracaktır. Öncelikle bilhassa küçük üreticiye zarar verir. Seçenekleri azalan tüketici de bu sistemden zararlı çıkacaktır. Ayrıca private label gıdada milli markaların gelişmesini de engelleyebilir. Biz alternatif markalarla birlikte sunulması şartıyla private label ürünlere karşı değiliz” dedi.
Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü Perakende Ticaret Daire Başkanı Burak Kaplan ise sistemin tüm dünyada yaygın olarak kullanıldığını ve kısıtlandığına dair herhangi bir bilgiye ulaşamadıklarını ifade ederek, “Sadece Yeni Zelanda’da ürün çeşitliliğini düşüreceği, uzun vadede fiyatları yükselteceği ve tekelleşmeye yol açabileceğine dair endişeleri içeren bir tavsiye kararına rastladık. Dolayısıyla sistem piyasa koşullarında dengeye oturuyor. Üretici ile perakendeci arasındaki sorunların çözümü için Bakanlık olarak sürekli çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği (PLAT) Yönetim Kurulu Üyesi Enes Örer de konuşmasında private label konusundaki sorunların tüm tarafların ticari iş ortaklığı yaklaşımıyla çözüleceğine inandığını belirterek, “Perakendeci rekabetçi ürün peşinde… Üretici hem kendi markası hem de özel markayı üreterek kapasitesini yüksek oranda kullanmayı hedefliyor. Tüketici de kaliteli ürünlere uygun fiyatla ulaşmak istiyor. Tüm bu talepleri private label karşılıyor” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.